YAŞADIĞIMIZ COĞRAFYA
Üzerinde yaşadığımız toprakları yeterince tanıyor muyuz? Bence bu sorunun yanıtı ne yazık ki olumsuz… Kendi bulunduğumuz bölge ya da yöreyi bir miktar biliyoruz elbette. Buralarda ne yetişir; insanlar ne yer, ne içer gibi soruların yanıtlarına hâkimiz. Ancak bilgimiz bununla sınırlı.
Aslında ülkemizin değerini bilmek adına coğrafyaya dair fikir sahibi olmamız gerekiyor. Her ne kadar ilkokuldan itibaren gerek haritalarla gerek öğretmenlerimizin sözlü anlatımları veya kitaplarda okuduklarımızla bir şeyler öğrenmiş olsak bile tüm bunların yeterli olmadığı da aşikâr. Bir yeri gidip görmedikten, gezmedikten sonra hakkıyla tanımak pek de mümkün değil.
Örneğin Karadeniz Bölgesi’ne hiç gitmeyen birisine siz istediğiniz kadar doğal güzellikleri, iklimi, tarımı anlatın; pek de bir işe yaramayacaktır. Kuzeydoğu Anadolu’ya Kars, Ardahan çevresine hiç uğramamış birisi için o bölgede mazide yaşanan çatışmalar, Ruslarla yaşananlar ve Ermenilerin, Gürcülerin o topraklarda tarihî emelleri olduğu gibi hususlar çok da anlamlı gelmeyecektir. Elbette hepimizin bu cennet vatanın tamamını karış karış gezme imkânı olmayabilir. Ancak kendi gücümüze göre, imkânlarımıza göre hiç değilse yakın çevremizin biraz dışına çıkalım; biraz daha gezme çemberimizi genişletelim, diyorum. Tatillerimizi yalnızca deniz kenarında geçirmek, o tatil boyunca da deniz ve güneşten başka hiçbir şeye dikkat etmemek çok doğru değil gibi geliyor bana. Coğrafyayı tanıdığımızda ülkemize olan bakışımız değişecek ve sevgimiz de artacaktır. Bundan adım gibi eminim.
Yorumlar
Kalan Karakter: