Belli bir süre öncesine kadar hemen hepimizin çevremizdeki insanlarla iletişimi çok daha farklı düzeydeydi. Akrabalarımızla, arkadaşlarımızla, komşularımızla olan paylaşımlarımız bugüne oranla çok daha fazlaydı. Bir ihtiyacı olan bu ihtiyacını çok rahat bir şekilde çevresindeki insanlara belirtebilir ve genellikle de ihtiyaç duyduğu maddi ya da manevi yardımı böylelikle elde edebilirdi.
Sonra ne olduysa oldu. Kentler müthiş kalabalık bir hale geldi. Apartmanlarda kaç dairenin olduğu belli olmamaya başladı ve bunların sonucunda artık evlerine aynı cümle kapısından giren insanlar birbirlerini tanımaz, selam bile vermekten çekinir bir hale geldi.
Çok yazılıp hakkında konuşulan bir durum söz konusu artık. Geçmişte dertlerimizi, sıkıntılarımızı yakınlarımızla paylaşırken, içinde bulunduğumuz durumları çevremizdeki insanlarla konuşarak belirli ölçüde rahatlayabilirken artık bunu yapabilmek hemen hemen mümkün değil. Artık terapiye gidiyoruz; psikologlarla dertleşiyoruz ve kendi içimizde yaşadıklarımızı bizi hiç tanımayan uzmanların yönlendirmeleriyle ortaya çıkarabiliyoruz.
Bana sorarsanız tüm bunların kökeninde de başta belirttiğim bir durum söz konusu: Kentlerin nüfusunun akıl almaz bir şekilde artmış olması… Belli bir alanda böyle bir kalabalık, hiçbirimize iyi gelmiyor; gelmesi de mümkün değil. Çaresi mi? O çok ayrı ve çok uzun uzun tartışılması, yazılması gereken bir konu…
Yorumlar
Kalan Karakter: