Bu bayram Manisalılar için çok kötü başladı. Bayramın ilk günü gece saatlerinde, Manisa merkezdeki gazeteci arkadaşlarımızdan gelen bir haberle adeta şoka uğradım.
Haberi ilk duyduğumda birkaç saniyelik bir donukluk yaşadım. İnanmak mümkün değildi.
Kariyerinin zirvesinde, 48 yaşında, genç bir başkan...
Üç çocuk babası...
Henüz birkaç ay önce Manisa halkının büyük bir teveccühüyle seçilmiş bir isim.
Üstelik sadece kendi partililerinin değil, diğer kesimlerin de sempatisini kazanmış bir figür. Kazanmamışsa bile, en azından kimsenin gönlünde ciddi bir kırgınlığa neden olmamış.
Tüm bu düşünceler saniyeler içinde zihnimden geçti.
Haberi ilk aldığımda, durumun ciddiyetini tam kavrayamadım. Belki de istemedim. Fakat dakikalar geçtikçe gelen yeni bilgilerle olayın ne kadar ciddi olduğu anlaşıldı.
Yoğun bakımdaydı.
Yaşam mücadelesi veriyordu.
Şu birkaç gündür Manisa'da sanki zaman yavaşladı. Herkes aynı soruları soruyor: Durumu nasıl? Bugün bir gelişme var mı?
Siyasi görüşü ne olursa olsun, herkesin ortak bir temennisi var: “Ferdi Başkan iyi olsun.”
Bu çok kıymetli bir şey.
Siyasetin çetin yollarında yürüyen herkesin arkasında böylesine geniş bir dua zinciri bulamayacağını hepimiz biliriz. Ama Ferdi Zeyrek, kısa sürede bunu başaran nadir insanlardan biri oldu.
Halkla mesafesi yoktu. Kendini hiçbir zaman “makamın adamı” gibi göstermedi. Samimiydi. Göz teması kuran, insan dinleyen biriydi. Belki de bugün bu kadar çok insanın yüreği onun için çarpıyorsa, sebebi budur.
Bu yazıyı yazarken hem duygusal hem de umutluyum.
Manisa’nın ona, onun da Manisa’ya daha söyleyecek çok sözü var.
İnanıyorum ki, Ferdi Başkan bu zor sınavı da aşacak.
Çocuklarına, sevdiklerine ve Manisa’ya geri dönecek.
Ve o gün geldiğinde, hep birlikte diyeceğiz:
“Geçmiş olsun başkanım, Manisa seni bekliyordu.”
Yorumlar
Kalan Karakter: