Madem basın tarihinden gidiyoruz, devam edelim o zaman. Günlük gazetelerin bile muhtemelen son günlerini yaşıyorken bir zamanlar satışları on binleri geçen Hayat Dergisi’ni –aslında o dönemin tabiriyle söylememiz daha doğru belki, ‘mecmuası’- analım bu yazıda da.
1950’li yıllar, Türkiye’de birçok alanda önemli değişimlerin yaşandığı, köyden kente göç olgusuyla birlikte toplumsal yapının ciddi ölçüde farklılaşmaya başladığı dönemdi. Bir taraftan da İkinci Dünya Savaşı sonrası yıllarda tüm dünyada yaşanan, bizde de Amerikan yardımlarının yoğun etkisiyle hissedilen bolluk ve refahın dönemiydi aynı yıllar. Belki de tüm bunların etkisiyle oluşan yeni yapının sonucuydu Hayat Mecmuası’nın böylesine tutulması, benimsenmesi.
Hayat Mecmuası, 1956 yılında Şevket Rado tarafından yayınlanmaya başlamış. Kısa bir dönem kâğıt sıkıntısı nedeniyle yayınına ara verse de 1970’lerin sonlarına dek Türk basın tarihinde en kendine özgü süreli yayınlardan birisi olarak varlığını sürdürmüş. Derginin format ve bazı haberler itibariyle kökeninde bir Amerikan dergisi mevcut olsa gerek. Hem isim hem de ölçü olarak ‘Life’ dergisi ile olan aynılık ve yayın mantığındaki benzerlik bunu düşünmemdeki en önemli neden.
Dergi bir dönem öyle bir hale gelmişti ki neredeyse tüm orta ve üst sınıf evlerinde yayınlandıktan birkaç gün sonrasında bulunmaması imkânsızdı. O günleri yaşayanlar hatırlayacaklardır: Monaco Prensesi’nin hayatını da Clark Gable’ın aşklarını da bu dergiden takip eder; birçok tefrikayı yine buradan okurduk. Ayrıca dergi yalnızca yeni sayısı yayınlanana kadar popülerliğini sürdüren bir yayın değil; saklanıp koleksiyonu yapılan da bir nesneydi. Bunun için yılda iki cilt olarak muhafaza edilebilmesi için cilt kapakları da satılırdı. Hâlâ pek çok sahafta Hayat Mecmuası’nın bu ciltlerini bulmak mümkündür. O günlerin popüler kültürünü anlamak için çok da uğraşmadan bu derginin birkaç cildini karıştırmak yeterli olacaktır. 1950’lerde nasıl ki bu yayının popüler hale gelmesini dönemin koşulları getirdiyse 1970’lerin ortalarından itibaren toplumsal koşullar bambaşka bir duruma gelmiş ve dergi de yavaşça sahneden çekilmişti. Ama yayınlandığı dönemi hatırlayanlarda önemli izler bırakarak…
Yorumlar
Kalan Karakter: