Birkaç yıldır artan enflasyon, yaşanan ekonomik sıkıntılar, artan fiyatlar hepimizin belini büktü. Hepimizin değil de hemen hemen hepimizin diye düzeltmemiz gerekiyor bu yargıyı galiba. Çünkü halkın çok büyük çoğunluğu ekonomik sıkıntılarla başa çıkamazken küçük bir azınlık da kazandıklarını ne yapacağını bilemez durumda kelimenin tam anlamıyla.
Enflasyonun yüksek olduğu ortamlarda üretmek de ticaret yapmak da kolay değildir. Siz ürünü belli bir ücret karşılığında satarsınız ama sonra aynı malı yerine koymak için sattığınız bedelin yetersiz kaldığını görürsünüz çoğunlukla. Bundan dolayı ticaret yapanlar bu tür ortamlarda kendilerini korumak, kârlılıklarını ve sermayelerini yitirmemek adına daha yüksek fiyatlarla müşterinin karşısına çıkarırlar mallarını. Bu da ne yazık ki var olmayan, hayalî fiyatların piyasayı kuşatarak mevcuttan daha yüksek bir enflasyonun gelişmesine neden olacaktır. Tam bir kısır döngü haline gelir böylelikle süreç. Maliyet kalemlerinde herhangi bir artış yoktur ama üretici ya da tüccar ‘ya fiyat artarsa’ endişesiyle zam üstüne zam yaparlar ve fiyat artışları çok saçma bir şekilde tüm piyasaya yayılır.
Son aylarda tam da bunu yaşıyoruz sanki. Asıl olarak maliyet kalemleri artmadığı için de üretici ve tüccar hiç de normal olmayan bir kârlılıkla işini sürdürüyor. Elbette herkes, hepimiz para kazanmak için çalışıyoruz. Fakat mevcut şartlar bazılarımızın çok yüksek kârlılıkla çalışarak akıl almaz derecede zenginleşmesine neden oluyor. Kriz ortamı nihayete erene kadar da bunun düzelmesini beklemek pek kolay değil. Umudumuz en kısa zamanda yeniden düze çıkıp rahat bir nefes almak olacak elbette…
Yorumlar
Kalan Karakter: