OLİMPİYATLARIN ARDINDAN
Paris 2024 Olimpiyatları, geçtiğimiz gün tamamlandı. Önceki yazılarımdan birisinde de belirttiğim gibi, sonuç ne yazık ki ülkemiz için istediğimiz gibi olmadı. Hatta birçok olimpiyat sonrasında ülke olarak ilk defa bir altın madalya almadan tamamladık bu spor şölenini bu yıl.
Yine daha önce de bahsettiğim gibi bazı sporcularımız, karizmatik kişilikleri ve tavırlarıyla olimpiyatlara damgalarını vurdular. Bunlar ülkemiz açısından, ülkemizin dışarıdaki imajı açısından elbette çok önemli. Fakat iki haftayı bir tek altın madalya alamadan, toplamda 15 madalya sürpriz olmaz, derken bu sayısının neredeyse yarısı kadar madalyayla tamamlamak da bir şeylerin aksadığının açık olarak göstergesi.
Gençlik ve Spor Bakanımız, bu durumun hesabının federasyon yönetimlerinden sorulacağı mealinde bir açıklama yapmış. Bir sorun olduğunun saptanması adına bu açıklama elbette önemli. Önemli de tek sorumlu federasyonlar mı, bunu da düşünmemiz gerekiyor. Sayın Bakan’ın şahsına yönelik değil, söylediğim. Ancak burada ülke olarak, devlet olarak yıllar öncesinden gelen aksaklıklar olduğunu da görmemiz gerektiği kanaatindeyim. Olimpiyatlarda başarılı olan ülkelerin bu işi nasıl yaptıkları ortada. Dolayısıyla yeniden keşfetmemiz gereken bir durum da yok.
İşe en baştan, küçük yaştaki çocuklarımızdan başlamamız gerektiği, onları yetenekleri doğrultusunda eğitmemizin bir zorunluluk olduğu gerçeğinden başlamamız gerekiyor. Bu sütunda çok seferler belirttim. Çok seferler detaylı olarak anlatmaya çalıştım. Konumuz altyapıdan başlıyor. Altyapı olmazsa bir sonraki olimpiyatlarda da çok farklı bir sonuç beklemek ne yazık ki hayal olacaktır.