BÜYÜK ZAFER
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın içinde olduğu Zafer Haftası’nın içerisindeyiz. 102 yıl önce tam da bugünlerde Türk ordusu, Kocatepe’deki mevzilerinden Dumlupınar’a doğru adım adım ilerliyor; bir taraftan da sonraki günlerde gerçekleşecek takip harekâtının planlarını sürdürüyordu. Gazi Mustafa Kemal Paşa ve Türk ordusunun kurmay heyeti öyle bir plan hazırlamışlardı ki 9 Eylül tarihinde İzmir’e ulaşılacağı çok açık bir şekilde hedeflenmişti.
‘Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!’ komutu ile başlayan taarruz, bu müthiş plan doğrultusunda başlamış ve hemen hiçbir aksama olmaksızın İzmir’in düşman işgalinden kurtarılışına kadar büyük bir hızla devam etmişti. Dünya savaş tarihinin en büyük başarılarından birisi olan bu zafer sayesindedir ki bizler bugün bu topraklarda rahatlıkla, bağımsız bir şekilde, bayrağımız altında yaşayabiliyoruz.
Atatürk’ün 9 Eylül’de ordumuzun İzmir’e varacağını öngördüğü ve harekâtı bu şekilde planladığına dair birçok kanıt bulunmaktadır. Öyle ki 9 Eylül 1922’de İzmir’e ulaşan süvari birliklerinin artık atlarını besleyecek arpalarının kalmadığı, bu kahraman atları İzmir’de ikamet eden varlıklı Türk ailelere emanet ettikleri bilinmektedir.
Tarihimizde tartışılabilecek konular olabilir elbette. Fakat tartışılabilir olanların yanında tartışmasız gerçekler de bulunmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dehası ve yönetici kimliği de tartışılmaması gerekenlerden bir tanesidir. Onun dehası ve yüksek cesareti ile öngörüsü sonucunda Büyük Taarruz zafere ulaşmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının temelleri de işte tam burada yer almaktadır. 30 Ağustos Zafer Bayramımızı bugünden en içten dileklerimle kutluyorum.