Son yıllarda ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’ gibi organizasyonlarla daha çok gündeme gelse de bisiklet sporu Türkiye’de maalesef yeterince tanınmıyor. Hem taktik hem de kondisyon yönüyle bu sporun yaygınlaşması veya en azından bizde de daha çok tanınması, gençlerimiz için iyi olacaktır, diye düşünüyorum.
Yol bisikleti diye adlandırılan branşta asıl itibariyle iki tür sporcu bulunuyor: Yarışı kazanmaya aday olanlar ve kazanma adaylarına yardımcı olan, onlara hizmet eden bisikletçiler. Liderlerine yardımcı olan bisikletçilere ‘domestique’ deniyor. Geçtiğimiz gün tamamlanan İspanya Bisiklet Turu’nda bu sporun belki de tarihinde daha önce yaşanmamış bir şekilde bir domestique yarışı kazandı.
Yol bisikletinde ‘büyük tür’ adıyla anılan üç yarış bulunuyor: İtalya, Fransa ve İspanya Bisiklet Turları. Bunların her birisinde 23’er gün içerisinde 21 etap yarışı koşuluyor ve bu sürede sporcular, birkaç bin kilometre bisiklet sürüyorlar. Dün tamamlanan İspanya Turu, yılın son büyük turuydu. Yarışın daha ilk günlerinde biraz da tesadüfler sonucunda liderliği eline geçiren bir domestique, son ana kadar liderliği bırakmadı ve turun şampiyonu oldu.
Yılın her alanda en başarılı bisiklet takımı olan Jombo Visma, İtalya ve Fransa Turlarını kazandıktan sonra İspanya’ya favori olarak gelmişti. Primoz Roglic ve Jonas Vingegaard gibi iki süper liderle yarışan takımda İspanya Turu’nda asıl liderin kim olduğu, galibiyete kiminle gidileceği baştan itibaren merak ediliyordu. Bunlar konuşulurken bir üçüncü isim, takımın ‘süper domestique’i olan Amerikalı Sepp Kuss, birden öne çıktı ve şampiyonluğa uzandı. 29 yaşındaki bisikletçi, böylelikle bugüne kadar hep yardımcı olduğu süper yıldızların bu sefer kendisine destek olmasıyla tarihî bir zafere ulaştı.
Bisiklet camiasının en sevilen isimlerinden birisi olan Sepp Kuss, bu zaferiyle tarihe geçti. Takımı Jumbo Visma da erkek bisikletinde aynı yıl üç büyük turu birden kazanan ilk takım olarak ayrıca ismini unutulmazlar arasına yazdırdı.
Yorumlar
Kalan Karakter: