102 YIL ÖNCE BUGÜNLERDE
Bazen nelerin yaşandığını, hangi şartlar dairesinde günümüze ulaşıldığını hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar olduğunu düşünüyorum. Bu anlamda unutmamamız gereken en önemli örnek de günümüzden 102 yıl öncesinde yaşanmış olaylar olsa gerek.
Anılan dönemde Ankara’nın batısı çok büyük ölçüde Yunan işgali altındadır. Türk ordusu ise bir taraftan içten içe taarruz hazırlıkları yapmakta bir taraftan da bu hazırlıkları düşmana belli etmemek için çaba sarf etmektedir. Derken büyük gün gelir ve 26 Ağustos 1922 tarihinde Gazi Mustafa Kemal Paşa önderliğindeki Türk ordusunun Büyük Taarruz’u başlar.
Yunan kuvvetleri birkaç gün içerisinde bozguna uğratılmış ve hatta ordunun henüz kendisinin bile haberi olmayan yeni başkomutanı Trikopis, 30 Ağustos tarihinde Dumlupınar Meydan Muharebesi’nde Türk ordusuna esir düşmüştür. Bundan sonrası artık Türk ordusu açısından takip, Yunanlılar açısından ise canını kurtarabilme harekâtına dönüşecektir. Müthiş bir planlama ve neredeyse hiç hata payı olmayan bir uygulama sonrasında Türk birlikleri 9 Eylül tarihinde İzmir’i ele geçirip o şanlı zafere ulaşırlar.
Ancak bu esnada, yaklaşık on günlük süre içerisinde Batı Anadolu’da yaşananlar, tarih kitaplarında bile örneğine pek rastlanmayan bir kıyım ve vahşeti içerisinde taşımaktadır. Geri çekilen, yer yer de başıbozuk olarak kaçan Yunan birliklerinin özel kuvvetleri terk ettikleri hemen tüm yerleşim yerlerini yakarak küle çevirmiş; ‘bize yar olmayacaksa kimseye yar olmasın’ mantığıyla bölgede taş üstünde taş bırakmamıştır.
Bu olayların ardından hemen yeniden ayağa kalkmak belki mümkün olmamıştır ama genç Türkiye Cumhuriyeti ve bölgenin çalışkan insanları, yaşadıkları coğrafyayı birkaç yıl içerisinde yeniden abat etmişlerdir. Bizler bugün bu topraklarda rahat rahat yaşayabiliyorsak, her istediğimize bir şekilde ulaşabiliyorsak işte o günlerin sayesindedir. Unutmamamız gereken en önemli hatıralardan birisi, işte tam da budur.