CELALİ ayaklanmaları, isyanlar Osmanlı toprak düzenini büyük ölçüde değiştirir. Ağır vergiler yüzünden ya da “Büyük Kokçun” sırasında yerlerinden olan çiftçilerin toprakları mültezimlerin veya yerel yöneticilerin eline geçer. Vergiler yüzünden borca giren köylüler, kasabalılar isledikleri toprakları tefecilere kaptırırlar. Tefecilerin ortalığı kasıp-kavurmalarının bir örneği yine Turgutlu’da yaşanır. 1750’li yılların ortalarında ağır vergiler ve tefeciler nedeniyle Turgutlu halkı zor duruma düşer. Bunun üzerine Kasaba ahalisi durumu İstanbul’a iletir. Gelen şikâyetler üzerine 03 Mayıs 1754 tarihinde Turgutlu Naibi ve voyvodasına, bir ferman gönderilir. Fermanda tefeci kişilerin türemiş olduğu, bu tefecilerin halkı borçlandırıp, borçlarının birkaç katını halktan zorla aldıkları tespit edildiği belirtilir ve durumun engellenmesi emredilir.19
Devlet 18’inci yüzyılın ortalarında ayanlar ve onların yolsuzlukları hakkında İstanbul’a gönderilen şikâyetlerden öylesine bıkar ki, bu örgütün düzeni için yeni tedbirler almak gereğini duyar.
Devir ayanlar, voyvodalar devridir. Bunların en ünlüsü Karaosmanoğlu ailesidir. Karaosmanoğlu ailesinden Hacı Mustafa Ağa 1743’te Saruhan sancağı mütesellimliğine atanır.
1700’lü yılların sonlarına doğru Turgutlu’nun köklü ailelerinden Seyfi – zadelerden üçüncü kuşak Halil Ağa (Seyfi-zade Es Seyyid Halil Ağa) Kasaba voyvodası olur. Halil Ağa, bu bölgede uzun süre voyvodalık görevinde bulunur. O da 1788 tarihinde halka yaptığı zulümler nedeniyle görevinden alınır.21 Hemen bu tarihlerden sonra Halil Aga’nın damadı Seyfi-zade es seyyid el-hac İbrahim Aga Kasaba voyvodası olur
Gediz Nehrinin uygarlıklar beşiği vadisi ve onun üzerinde kurulu köyler, kasabalar her dönem zeybeklerin saldırı alanı içine girmiştir. Turgutlu’da bunlardan birisi haline gelmiş zeybeklerin, eşkiyaların saldırısı alanı içine girmiş çoğu zaman yörenin efeleri ve onların zeybekleri için burası bir barınma yeri olmuştur. Turgutlu’yu etkisi altına alanlardan biriside Atçalı Kel Mehmet Efe’dir. 1830’lu yıllarda Mehmet Efe, diğer kazalarda olduğu gibi Turgutlu’yu da ele geçirir burada yönetime el koyar.
1893 tarihinden itibaren Çakırcalı Efe ortalığı kasıp kavurmaya başlar. Mehmet Efe, zamanla Aydın ve çevresinde Çakırcalı Mehmet Efe” adıyla nam salar. Menderes vadisinin tüm orta çığırını ele geçirip ardından Turgutlu ve Salihli’yi egemenliği altına alır. Çakırcalı 1907 yılının Ekim ayında ünlü Turgutlu baskınını düzenleyip büyük soygununu yapar. 22
Tarih içinde Kasaba, yalnızca eşkıyalar, zaptiyeler ve düzen bozucuları tarafından talan edilmez. Bazen tabiat ananın korkutan yüzü de bu kenti ya da onun çevresini harap etmiştir. Kasaba’nın geçmişe uzanan tarihinde çekirge sürüleri ve dondurucu soğuklarda yer alır. I. Dünya Savaşı öncesinde ve savaşın devam ettiği yıllarda çekirge felaketinin Saruhan sancağı ile kazalarını ve dolayısıyla Turgutlu’yu da etkisi altına aldığı görülür. Zaman zaman gökyüzünü bir bulut gibi saran bu çekirge sürüsü zaman zaman da tarlaları tamamıyla kaplar.
Çekirge sürüleri öylesine çoğalırlar ki İzmir - Kasaba güzergâhında ilerleyen trenlerin ilerleyişini engelleyecek derecede etkin olur. Çekirge sürüleri ile başedemiyen hükümet 25 Nisan 1912 tarihlinde çekirgelerle mücadele kapsamında ziraat uzmanlarından Kasabalı (Turgutlu) Tevfik Bey’i bölgede geniş yetkilerle donatır. Bölgeyi uzun süre etkisi altında tutan ve halkı epeyce uğraştıran bu çekirge sürüleri ile ilgili ilginç olaylar yaşanır. Birinci Dünya Savaşı öncesine rastlayan yıllarda, Saruhan bölgesinin bazı yerlerinde çekirgenin yakılarak imha edilmesinin büyük günah olduğu şeklinde telkinler yapılır. Kasabalı (Turgutlu) Tevfik Bey, toplu halde bulunan çekirgelerin kuru ot ve paçavralarla yakılmasına dair talimat bulunduğu halde, cahil halkın yakmayı günah sayarak mücadeleden kaçındığını ve sadece dua ile yetindiğini belirtmektedir. Tevfik Bey, bu batıl inancın giderilmesi ve diğer hususlarla ilgili olarak Tire’de Yeni Cami’de Cuma namazından sonra belde müftüsü de hazır olduğu halde üç dört bin kişiye vaaz verir..23
Her fani gibi bir başka dünyaya göç edenleri seyreden bu evren, gördüklerini hep gizliliklerinde saklamıştır. Tarihe gömülen anılar mazi olurmuş. Gün ise mazi olmak için yaşanıyor.
Ali Şentürk -
Cep: 0537 714 25 35
(Devam edecek)
Yorumlar
Kalan Karakter: