TURGUTLU halkı büyük sosyal problemlerin yaşandığı ve merkezî otoritenin nispeten zayıfladığı XVII. yüzyıl ortalarında tahrir eminleri, sipahiler ve mültezimlerin yanında Kasabaya atanan Yeniçeri Serdarlarından da zarar görür, onlarla da uğraşmak zorunda kalır. Yeniçeri serdarlarının asıl görevleri, bölgesinde bulunan yeniçeri, cebeci, topçu, top arabacısı, kuloğulları ve acemi oğlanları taifesinin düzenini sağlamak, sefer anında emrinde bulunan yeniçerileri bayrağı altında toplayıp orduya katılmaktır. Bunun yanında çevrede oluşan eşkıyayı takip etmek onları kontrol altına almak, şehir sakinlerinin emniyet içerisinde yaşamasını sağlamaktır. Ne var ki bu yüzyılın sonlarına doğru Anadolu’daki yeniçerilerin durumundan sorumlu olan yeniçeri serdarları görevlerinde çeşitli yolsuzluklara başvururlar. Orduda asker olan herkes vergiden muaf olduğu için, vergiden kurtulmak isteyenler, usulsüz yollarla yeniçeri olarak askere yazılırlar.
Yeniçeri serdarları rüşvet, adam kayırma ve suiistimal neticesinde orduya yeniçeri kaydetme yoluna giderler. Daha önceleri Turgutlu Yeniçeri serdarlığı Manisa Yeniçeri serdarları tarafından deruhte olunmakta iken bir ara müstakil serdarlık olur sonra yeniden Manisa’ya ilhak olunur. Bu gel-gitler nedeniyle belirsizlik sürüp gider. Örneğin 8 Ağustos 1660 tarihinde Turgutlu Yeniçeri serdarlığına 59. bölükten Ahmed, 27 Aralık 1665 de 9’uncu sekbanlardan Nasuh Beşe, Turgutlu Serdarı olur. Aradan iki ay gibi bir süre geçmeden 13 Şubat 1666 ‘da 57’inci Ağa bölüğünden Hasan beşe, 22. Mart 1666’da 9’uncu sekbanlardan yine Nasuh beşe, 31. Ağustos 1666’da 57’inci bölükten Hasan beşe, 27 Nisan 1668 de ise 41’inci bölükten Sun’ullah Kasaba’ya tayin edilirler. 11
Bu Yeniçeri serdarlarından Nasuh Beşe’nin 1654 yılından bu yana çeşitli dönemlerde Kasaba’da serdarlık yaptığı görülür. Nasuh Beşe 27 Aralık 1665 tarihinde yine Kasaba’da Yeniçeri Serdarı iken iki ay geçmeden görevden alınmasını içine sindiremez. Dört ay sonra 22 Mart 1666 tarihinde bir yolunu bulup tekrar Yeniçeri Serdarı olur. Turgutlu’da tekrar Yeniçeri Serdarı olan Nasuh Beşe’nin sebep olduğu olaylar Turgutlu’yu hayli meşgul eder.
Hacca gitmek koşuluyla Abdurrahim Ağa’dan 500 kuruş borç alan Nasuh Beşe Hacca gitmek yerine Hamid Sancağı Mutasarrıfı olan hamisi Katırcı zade Mehmed Paşa’nın yanına gider. Onun hac yerine Hamit Sancağı’na gitmesi Turgutlu halkını hayli endişelendirir. Nasuh Beşe’nin Turgutlululardan intikam alacağı korkusuyla Kasaba halkı İstanbul’a tekrar şikâyette bulunurlar; “Yeniçeri Serdarının hakkından gelinmezse yerlerini terk edeceklerini” bildirirler. Bu müracaata rağmen Turgutluların korktukları başlarına gelir. Turgutlu’dan bazı kimseler Hamid Sancağı mutasarrıfı Mehmed
Paşa’nın adamları tarafından zaman zaman rencide edilir.12
Sişpahiler, Yeniçeri Serdarları hatta sıradan yeniçeriler yolsuzluk konusunda öylesine ileri giderler ki Turgutlu’nun dirlik ve düzeni kalmaz. 1671 tarihinde Saruhan Sancağında bulunan yeniçerileri teftiş etmek için, Yeniçeri ocağının ileri gelen ağaları tarafından Behram Çavuş yetkili kılınır. Bahram Çavuş, görevinin gerektirdiği teftişleri yapar ve gerekli belgeleri merkeze gönderir. O sırada Turgutlu’da bulunan Nasuh ve Âşık isimli kişiler
yeniçeri olduklarını iddia ettikleri halde sefere gitmezler. Kasaba’da çeşitli yolsuzluk işlerine bulaşırlar. İşin daha da kötüsü Turgutlu’dan da bazı kişiler bunlara katılmış halka zulüm etmişlerdir. Sonunda suçları tespit edilip sürülmelerine ferman çıkarılır.13
Kasaba halkı, XVII. yüzyıl sonlarında yaşadığı sosyal problemlerinin yanında bu defa tabiat ananın öfkesine uğrar. Tarihler 1684 yılını gösterdiğinde Turgutlu’nun da içinde yer aldığı bölgede şiddetli bir çekirge felaketi meydana gelir. Manisa ve çevresinde üretim düşer, felaket nedeniyle büyük bir kıtlık olur.14 Birçok hayvan açlıktan ölür. Bununla ilgili bir olay Turgutlu’da yaşanır. Turgutlu sakinlerinin sığırlarını ücretle çayırlarda güden Ahmed b. Mustafa aleyhinde dava açılır.
Davanın nedeni kendisine teslim edilen su sığırı öküzünün hâlâ iade edilmemesidir. Ahmed b. Mustafa öküzün kendisine tesliminden on beş gün sonra “çekirge-i azîme” müstevli olduğunu herkesin zarar gördüğü bu afet sebebiyle hayvanlar yiyecek ot bulamadıklarından öküzün de öldüğünü söyleyerek davayı kazanır. 15
Ali Şentürk -
Cep: 0537 714 25 35
(Devam edecek)
Yorumlar
Kalan Karakter: