DEPREM felaketinin ardından Saruhan bölgesi Osmanlı için sürekli bir huzursuzluk kaynağı haline gelir. Eşkıyanın, hatta zaptiyelerin baskıları dayanılmaz hale gelir. Yoğun bir kargaşa başlar. Eşkıya baskınları, kolluk kuvvetlerinin eziyetleri, yöneticilerin zulümleri halkı canından bezdirir. Kolluk kuvvetlerinin akıl almaz zulümleri karşısında Osmanlı Sultanı, 1598 yılı Nisan ayı ortalarında Turgutlu’nun da içinde bulunduğu kimi yerlerin yöneticilerine bir hüküm gönderir: 5
1625 yılına gelindiğinde, Osmanlı’nın kanunsuz vergi toplamalarını önlemek, sancak beyi, kethüda ve ağaların yaptıkları zulümleri ortadan kaldırmak iddiasıyla bir tımarlı sipahisi olan Cennetoglu Mustafa ayaklanır. Yaklaşık 1600 yaya ve 1000 atlıdan oluşan bir kuvvet hazırlayarak bölgesel bir güç elde eder. İlk önce ayan ve eşraftan “Sekban Akçesi” adı altında vergi isteyen Cennetoglu, Tire’den sonra Turgutlu’yu da vurur. Birgili Cennetoglu’nun Kasaba’daki talanı Turgutlu halkı üzerinde derin izler bırakır. Daha sonra Manisa’ya saldıran Cennetoglu Manisa Ovası’nda Osmanlı güçleri tarafından sıkıştırılır, sonunda Dişlek Hasan Paşa tarafından yakalanıp idam edilir.6
Birgili Cennetoglu’nun yakalanıp idam edilmesinin ardından Kasaba ileri gelenleri birbirine düşerler. Turgutlu’da ilginç olaylar yaşanır. Bunlardan en ilgi çekeni Turgutlu Hassa Zabiti Hasan Ağa’nın birçok kişiden “sizler asi Cennetoglu’nu yardım ettiniz diye para toplamasıdır. Hassı Zabiti Hasan Ağa’nın asiye yardımcı oldunuz bahanesiyle para topladığı kişilerin başında Sinancık Mahallesi’nde oturan Ahmed bin Zati, Mirkulu bin Şahvirdi ve Halil bin Veli’dir. Hasan Ağa, bu kişilerden zorla cerime parası adı altında üç yüzer kuruş alır. Hızını alamayan Hasan Ağa bu defa Menteşbaba Mahallesi sakinleri olan Hacı İbrahim ibni Mehmet ve İlyas bin Mustafa ve diğer sakinlerden kendisi için beş yüzer kuruş, hizmetkârları için yüz kırkar kuruş alır. Bununla da yetinmeyen Hasan Ağa, Orta Mahalle sakinlerinin ileri gelenlerinden yüzer kuruş toplatır. Turgutlu Hassı zabiti Hasan Ağa’nın yasal olmayan paralar toplaması bazı kişileri oldukça rahatsız eder. Rahatsız olanlardan birisi Ali bin Ahmed’dir. Ali bin Ahmed, Hassa Zabiti Hasan Ağa’ya dava edip “Ben Cennetkarıoğlu’nun sekbanı değilim ona yardımcıda olmadım. Kendisi yanındaki eşkiyası ile Turgutlu’yu basıp oradan Manisa’ya gitmiştir.
Bitip tükenmeyen eşkıyalık hareketleri, yolsuzluklar, bazı idareci ve görevlilerin kanuna aykırı uygulamaları, yetkili kılınanların görevlerini suiistimal etmeleri, kendi görev alanları dışındaki yerlere müdahaleleri, eşkıya ile işbirliği yapmaları neden gösterilerek İstanbul’dan Saruhan Bölgesi’ne birçok emirname gönderilir. Bu emirnamelerde, halktan emredilenden fazla vergi tahsil edilmemesi, ahaliden bedava yemek ve erzak almak suretiyle halka eziyet çektirilmemesi, bu konuda ordu görevlileri, mütesellimler, voyvodalar ve subaşılara engel olunması köy ve kasabaları gezerek halka zulmeden eşkıyanın da yakalanıp haklarında gerekenin yapılması istenir. 8
Turgutlu halkı eşkiya ve sipahilerin yağma ve talanlarının yanında zaman zaman çete tabir edilen kişilerle de uğraşmak zorunda kalır. Sultan İbrahim’in padişah olarak Osmanlı tahtına çıktığı tarihlerde 1640 yılının (1050) başlarında Turgutlu’da; Mustafa, Kara Yunus, Çocuk Veli, Hacı Veli, Turan ve Köroğlu isimleri ile anılan yeni bir eşkiya çetesi görülür. Reisleri Hacı Veli olan bu eşkıya Turgutlu ve onun çevresinde çeşitli soygun ve ölüm olaylarına karışır. En son Ilıca Kadısı (Urganlı) Mustafa Efendi ve oğlu Ali Çelebi’nin Karaitlü Köyü’nde bulunan evlerine gece baskını düzenler. Bu çete, Ilıca Kadısı’nın yanında bulunan bir kese akçesini, kılıcını, bir çuka ferecesini alırlar ve kendisini öldürürler. Oğlu Ali Çelebi’yi ağır yaralarlar. Bu ölüm ve yaralama olayından sonra yakalanan çete, suçlarını itiraf ederler. Görülen mahkeme sonunda 1640 yılının Mayıs sonlarında kendileri hakkında idam kararı verilir. 9
Kasaba halkı çoğu zaman devletin yetkili kıldığı kişilercede soyulmağa çalışılır. Bununla ilgili bir olay bugün Turgutlu’nun bir köyün olan Yayla Köyü’nde yaşanır. 1643 yılında (1053), Yaylalı Hassı Voyvodası (İdarecisi) Osman Ağa, Turgutlu’nun etrafında yer alan eski köylerden Bostancalu, İsmailce ve Urganlı köyleri ahalisinin vermesi gerekli Bennak ve Duhan vergilerini süresinden önce toplar. Bir süre sonrada voyvodalıktan ayrılır. Tabiatıyla ismi geçen bu köyler halkının ödediği vergiler de yanar. Yerine atanan voyvoda tekrar vergi toplamaya kalkınca ortalık karışır.
Halk, ikinci voyvodaya tekrar vergi vermemek için Osman Ağa’ya şikâyet ederler. Osman Ağa kurulan mahkemede, bu köylülerden yalnızca ikişer kuruş para aldığını bu miktarın köylülerin iddia ettikleri kadar olmadığını öne sürer. Ancak şahitler Osman Ağa’nın süresinden önce vergileri topladığını ileri sürüp “biz şahitleriz ve şahadet dahi ederiz” deyince Osman Ağa’nın haklılığı düşer. Mahkeme toplanan vergilerin iadesine karar verir.10
Ali Şentürk -
Cep: 0537 714 25 35
(Devam edecek)
Yorumlar
Kalan Karakter: