Kasaba Ovası
TURGUTLU Ovası’nın en gürbüz bağ kütüklerini, bu çayın getirdiği kumlar besler. Bu mübarek çay, ovanın şah damarıdır. Kasaba’nın çocuklarını besler ve büyütür. İlk çağlarda Eumos, Ermos, Hermos isimleriyle de anılan bu nehir ki acımasızdır. Seneler olur ki taşar, damları devirir, büyüttüğü bağları yok eder, halka hayatı zindan eder.
Yorgun atların yıllar yılı ha bire dolaştığı bu verimli ovanın masalı, öyküsü ve anıları çok anlatılmış ve yazılmıştır. Bu ova, her biri henüz fırından çıkmış birer kocaman tepsi ekmeği gibi sıcaktır.
1970’li yılların ortasına kadar Bozdag’ın tepelerinden Kasaba ovasını bakanlar her mevsimde başka bir renk cümbüşü izlerlerdi. Sonbahar ve kışın açık kahverengi, siyaha yakın gri veya boz renkler çoğunlukta olur, dökülmüş yapraklarıyla söğüt, incir, nar, ayva ve üzüm bağlarının siyaha yakın omçaları iç karartıcı bir görünüm sergilerlerdi. Baharın ilk aylarında Gediz Çayı’nın yakınlarındaki tarlalar ufak çapta göllere dönüşür, ovayı ikiye bölen Kasaba demiryolundan geçen trenler kara dumanlar savurarak ayna üzerinde gidiyormuş gibi hoş görüntüler oluştururlardı. Nisan Ayı ortalarından itibaren ova yeşillere bürünmeye başlar ve geniş üzüm bağları batıdan doğuya doğru kilometrelerce uzar giderdi.
Ali ŞENTÜRK
Yorumlar
Kalan Karakter: