Kasaba’nın sinemaları kapandı
Ali Şentürk’ün kaleminden Kasaba
KASABA’nın yazlık sinemaları. Kasabalılar ilk yazlık sinema ile 1935 yılının Temmuz ayında tanışırlar. Daha doğrusu Kasaba’da sessiz sinema günleri bu tarihlerde başlar. Nereden buldular bilinmez. Bir eski piyanoyu getirip perdenin önüne koyarlar. Yaşlı bir Musevi piyanisti de piyanonun başına oturturlar. Musevi filimdeki sahneye göre müzik değiştirir. Aslında yazlık sinemalarla beraber o koca koca pilli radyolarda Kasabalıların konuğu olurlar. Şimdi bizim konumuz Kasaba’nın yazlık sinemaları…
Çocukluğumuzun hayal perdesi eski yazlık sinemalar. Çocukluğumuzun en güzel masalı yazlık sinemalar.
Turgutlu ile ilgili yaşamın ya da bizim gençlik yıllarımızın bir kesiti, geçmişin anısı yazlık sinemalardı. 1950’li ve 1960’lı hatta 1970’li yılların en büyük eğlencesiydi Kasaba sinemaları. Turgutlu’nun o günkü yazlık sinemalarını bu gün anlatmak çok zordur.
Daha çok 19 Mayıs’ın haftasında açılır, Ekim sonunda okullar başlamadan kapanırdı. Sinemalar açılmadan birkaç hafta önce duvarlar boyanır, onarımı yapılır, sandalyeler tamir edilirdi. Sandalyeler genellikle maviye veya yeşile boyanırdı. O dönemlerin baş içeceği gazoz, baş yiyeceği ayçiçeği (çiğdem), idi. Hava kararmaya başladığında bir görevli elinde hortum, sinemanın önünü toz çıkmasın diye sulardı. (Bunu özellikle Tarla sineması yapardı.) Sinemaların önünde kablolara asılmış onlarca ampul, yine sinemaların önünde afişlerin asıldığı kartelâlar olurdu.
Bu kartelâların üzerinde afişler ve afişlerin üzerinde ‘Bu akşam, yarın akşam, gelecek program ve pek yakında’ yazıları olurdu. Afişlerin arasında, film karelerinden fotoğraflar bulunurdu. Sinemanın dışına ses yayın cihazı kurulur ve o yetişkin çağımızı alt üst eden ya da başka bir değişle bizleri mest eden şarkılar yerleştirilirdi. Sonra herkes yerini alır, ışıklar söner ve reklâmlar başlardı.
Sinemalara akşamları ilk müşteriler geldiğinde içinde buz kırıkları ve gazozlar bulunan kovalarla satıcılar ortaya çıkar “Haydi soğuk gazoz.” çığırtıları kulaklarımızı delerdi. O sıcak yaz günlerine o Kasaba gazozlarını gel de içme! Belki orada yemek yenilmezdi, çay içilmezdi ama devre arası oldu mu o gazozdan mutlaka içilirdi. O çekirdek, cır cır böceklerinin bitip tükenmez ötüşleri gibi çıt çıt ha bire yenirdi.
Turgutlu’da Şen, Zevk, Yıldız, Zafer, Venüs, Lale, Cengiz, Tarla, İkbal ve Yeni sinemaları vardı. Bunların hepsi yazlık sinemalardı. Birde Saray ve Venüs sinemaları vardı ki bu ikisi kışlık sinemalardı. Hepsi de “Orta Park’ın” etrafında kümelenmişlerdi. Bir an o bölgeyi düşledim. Kasaba’da da yaşamış bir insan olarak heyecanlandım. Orta Park ve çevresi o tarihlerin ya da şimdi ki beyaz saçlıların özlemli, gizemli ve de özlemli bir çevresiydi. Ya da o sinemalar bizlerin ikinci evleri gibiydi. Bir zamanların akşam keyfi Kasaba’nın yazlık sinemaları birer birer yok olup gittiler. Hey gidi günler hey…
Ali Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: