Yumurtalık kanseri – over kanseri
EGEUMUT Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Esra Şentürk, Yumurtalık Kanseri-Over Kanseri hakkında gazetemize bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
Op.Dr. Esra Şentürk yaptığı açıklamada: “Yumurtalık kanseri kadında en sık rastlanan kanserler sıralamasında yedinci gelmektedir. Kanser sıralamasında yedinci olmakla birlikte en çok öldüren kanserler listesinde beşinci sırayı işgal eder. Muhtemelen teşhis konulmasında zorluk ve genellikle teşhis konulduğunda ileri evrelerde olmasından dolayı öldürücü olmaktadır. Erken tanı konulan hastalarda yaşam olasılığı çok yüksektir. Ne yazık ki, kanser vakalarında sadece %20 hastada erken tanı konulabilmektedir.
Yumurtalık kanseri terimi aslında pekçok kanser tipini kapsayan genel bir terimdir. Yumurtalıklarda bulunan değişik doku tiplerinin herbirinin ayrı kanserleri vardır. En sık rastlanan kanser tipi yumurtalığın üzerini kaplayan ince epitel hücrelerinden köken alan tiptir. Yumurtalığın iyi huylu tümörlerine de çok sık rastlanır.
Yumurtalık kanseri ileri evrelere gelmeden genellikle bulgu vermez. Pekçok hasta erken evrelerde aşağıdaki bulgulardan şikayet ederler. Ama pekçok başka hastalık da aynı bulguları verebilir.
Bunlar;
• Şişkinlik hissi
• Kasık veya karın ağrısı
• Sık idrar yapma ihtiyacı
• Yeme güçlüğü veya az yemekle çok şişkinlik olması...
Kanser Ne Demektir ?
Hücrelerin büyüme ve bölünmeleri inanılmaz bir organizasyon içinde olur. Böylece hücreler bir arada dokuları oluşturur. Dokular bir arada organları yaparlar. Kanser hücre içinde bir nedenle oluşmuş bir değişiklikle normal dışı bölünme sonucu oluşur. Hızla ve düzensiz olarak büyüyen ve çoğalan hücreler etraf dokulara baskı yaparak, onların fonksiyonlarını bozarak ve vücudun sağlıklı organları için gerekli olan besin ve oksijeni tüketerek kişinin ölümüne neden olurlar. Bu şekilde düzensiz bir kitle oluşturan hücrelerin oluşturduğu yapıya tümör denilir. Tümörler iyi huylu veya kötü huylu olabilir. İyi huylu tümörler genellikle ölüme neden olmazlar, cerrahi olarak çıkarıldıklarında yeniden oluşmazlar, etraf dokuların içine doğru gelişip, onların fonksiyonlarını bozmazlar (sadece bazen baskı nedeni ile sorun oluştururlar). Fakat en önemli ayırt edici özellikleri kanserler gibi uzak dokulara sıçramazlar. Kanserli hücrelerin uzak organ ve dokulara sıçramasına metastaz ismi verilir.
Risk Faktörleri nelerdir?
Yumurtalık kanseri riskini arttıran nedenleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz:
• Ailede kanser öyküsü: Annesi, kız kardeşi veya kızında yumurtalık kanseri görülen kadınların yumurtalık kanseri oluşturma riskleri daha fazladır. Gene ailede meme, rahim, bağırsak, rektum kanseri olması riski arttırır. Bazı genetik testler kadınların yumurtalık ve meme kanseri risklerini belirlemede yardımcı olabilir. Bu nedenle ailede bu tip kanser olan kadınlar hekimlerini uyarıp bu testlerin yapılmasını istemelidirler.
• Kendinde kanser görülen bir kadın yumurtalık kanseri konusunda da risk taşımaktadır.
• Yaş: 55 yaşından büyük kadınlarda yumurtalık kanseri daha sık görülür.
• Hiç gebe kalmamış kadınlarda daha sık görülür
• Hormon tedavisi: Kesin olmamakla birlikte menopozda 10 yıldan daha uzun süre progesteron almadan sadece estrogen kullanmış kadınlarda over kanseri riski daha fazladır.
• Bilimselliği hakkında ciddi şüpheler olmakla birlikte bazı çalışmalar kısırlık ilaçlarının uzun süre kullanımının kanser riskini arttırdığını ileri sürmektedirler.
• Talk pudrasının (ameliyat eldivenlerinde kullanılır) ameliyat sırasında karın içine düşmesinin risk faktörü olduğu iddia edilir
• Aşırı kilolu olmak
• Bu riskleri taşımak kanser olunacağı anlamına gelmez. Sadece daha fazla risk taşınıyor demektir.
Teşhis Nasıl Konulur ?
Ne yazık ki teşhis genellikle kanser ileri evrelere ulaşıp ciddi bulgular oluşturunca konulabilir. Düzenli olarak yapılan muayene ve ultrasonografi ile erken tanı konulabilir. Bazı kanser işareti olan kan testleri yardımcı olabilir. Genellikle muayenede ultrasonografi ile yumurtalıklarda bir kist veya kitle tespit edilir ve ayırıcı tanı için bu kan testleri istenir. Bunlar; CA-125, CA 19-9 gibi kanda bulunan bazı maddelerdir. Bu maddelerin kandaki miktarı yumurtalık kanserlerinde ve bazı iyi huylu hastalıklarda da artabilir. Tek başına teşhis koydurmaya yetmez, ama şüpheli dokudan biyopsi alma konusunda karar vermeyi kolaylaştırır. Bazen biyopsi yapılmadan direkt olarak ameliyata karar verilir. Ameliyat sırasında yapılan patolojik inceleme ile kanser tespit edilip, uygun operasyon planlanıp uygulanabilir.
Genellikle teşhis için laparotomi denilen karının sezaryende olduğu gibi kesilip incelenmesi yapılır. Ancak giderek laparoskopi denilen uygulama yaygınlık kazanmaktadır. Laparoskopi de karın cildi üzerinde küçük delikler açılıp, buradan sorulan kamera ve cerrahi aletler yardımı ile operasyon yapılabilmektedir. Bazen sadece kanserin ne kadar yayıldığını tespit etmek için de kullanılır. Görüş alanı genellikle laparotomiden daha iyidir. Üstelik büyüterek gösterdiği için yararlı olabilir.” şeklinde konuştu.
Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: