TARIM ÜRETİM İSTİHDAM
Geçtiğimiz hafta sağlık ocağında sıra beklerken yanımda oturan vatandaşın anlattıkları aklımdan çıkmıyor. Yaklaşık 80 yaşlarında olan bu büyüğümüz, “kardeşim” diyordu, “ben çiftçiyim. Şu kadar dönüm arazim var. Bir karış toprağımı bile boş bırakmam. Bir karış boş yer olsa maydanoz, dereotu yetiştirir, benim ihtiyacım yoksa bunları komşuma veririm.”
Önümüzde sıra bekleyen çok sayıda hasta olduğu için sohbet de epey sürdü. Hepsini burada anlatmamın anlamı yok. Çiftçinin söyledikleri arasında beni çok etkileyen kısımlardan birisi de şu: “Arazisi olan bir sürü tanıdığım var. Soğana, marula, yeşilliğe, yumurtaya para veriyorlar. Bir evlek yerde bunları yetiştirip üç beş de tavuk baksalar o para ceplerine kalacak.”
Paranın kimde kalacağı ya da kime gideceği beni ilgilendirmiyor ama hepimizi ilgilendirmesi gereken nokta tarımsal üretimle ilgili olan kısmı. Son yıllarda ne yazık ki tarıma elverişli olduğu halde ekilip dikilmeyen arazilerimiz olduğunu, hem de bunların büyüklüğünün milyonlarca dönümü bulduğunu duyuyoruz. Bir taraftan da milyonlarca işsizimiz ve mahsul fiyatı tatmin etmediği için sıkıntı yaşayan çiftçilerimiz bulunuyor.
Sorun ortada. Bu sorunun çözümü de çok zor olmamalı. Daha önce de birkaç yazımda belirttiğim hususa geri döneceğim: Planlama. Yöneticiler kimi zaman hatalar yapabilir fakat devletimiz tüm bu geçici aksaklıkları gidermeye muktedirdir. Ben buna yürekten inanıyorum. Ve yine inanıyorum ki sağlıklı bir planlama ile ne boş tarım arazisi kalır ne mahsul fiyatından memnun olmayan çiftçi ve ne de işsiz vatandaş. Yeter ki planlama sağlıklı olsun…
Yorumlar
Kalan Karakter: