BİR BİNANIN TARİHİ
Mehmet Gökyayla
Turgutlu Kent Müzesi Sorumlusu Mehmet Gökyayla, Turgutlu Ülkülendirme Cemiyeti'ni ve bir dönem Turgutlu Ortaokulu'nun da kullandığı günümüze ulaşmayan bir binanın tarihini gazetemize anlattı...
Yerel tarih denildiğinde hemen aklımıza gelen, bir yerleşim yerinin geçmişine dair bilgiler toplamı veya o toplamın bir bölümü oluyor. Hal böyle iken de yerel tarih metinleri, genelin içerisindeki küçük bir parçanın temsili olarak algılanıyor ve dolayısıyla yazılanlar, yalnızca o yerleşim yerinin geçmişine dair merak sahibi kişileri ilgilendirirmiş gibi düşünülüyor. Hâlbuki yerelin tarihi, genelin de göstergesidir bir bakıma. Yerelde yaşananlar, genelin küçültülmüş bir örneğinden başka bir şey değildir çoğunlukla. Örneğin Turgutlu’nun nüfus ve ekonomi yönlerinden ilk atılımını yaşadığı 16. yüzyılın ortalarının Osmanlı İmparatorluğu’nun en ihtişamlı dönemine rastlaması, tesadüften biraz daha fazlası olmalıdır.
Turgutlu’nun geçmişi, yerel tarihin, genelin büyük ölçüde yansıması olduğunun örnekleriyle doludur. Bilhassa Kurtuluş Savaşı’nın ardından gelen, bir yandan sefaletler ve yokluklarla dolu, diğer yandan yeniden yapılanmanın, yeni devletin temellerinin atıldığı dönem içerisinde burada yaşananlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin sergüzeştinin küçültülmüş bir kopyası mahiyetindedir. Anılan dönemde devlet ve millet, topyekûn bir yapılanmaya girmekte fakat tüm arzulananlar, ekonomik imkânsızlıklar içerisinde gerçekleştirilmektedir. Kamu yepyeni bir sisteme göre teşkilatlanmaktadır ancak devletin veya yerelin imkânları, bu yeni teşkilatlanmaya ayak uydurabilecek hızda yeni devlet daireleri inşa etmeye, kamusal binalar tesis etmeye elverişli değildir. Bir de ‘yanık memleketlerden’ olarak anılan, Yunan birliklerinin kaçarken küle çevirdiği Turgutlu’daki durum düşünülünce bu işlere uygun bina bulmanın ya da inşa etmenin zorluğu, daha rahat anlaşılacaktır. Bu durumda kamu hizmetlerinin işlerliğinin, devamlılığının sağlanabilmesi için çare, var olan özel mülkiyetteki işe yarayabilecek binaların kiralanması olacaktır. 1920’li, 30’lu yılların Kasaba’sında adliyeden nüfus memurluğuna, hatta kaymakamlığa varana dek birçok kamu dairesi kiralık yapılarda çalışmaktadır. Bu düzen, 1940’lı yıllara gelinen dek, bazen binalar değişse de aynı şekilde yürüyecektir. 1940’lar ve sonrasında da çeşitli nedenlerle değişik kurumlara ev sahipliği yapan ve zamanla işlev değiştiren yapılar olmuştur.

Kimi zaman okul, kimi zaman öğrenci yurdu olarak kullanılan, yukarıda bahsedilenlere örnek gösterilebilecek binalardan birisi de İstiklal Mahallesi’ndeki Mercan ve Altıntaş Sokakları’nın köşesinde yer almaktaydı. Halen yaşı yeten pek çok Turgutlulunun hatırlayacağı bu binanın ne zaman ve ne amaçla yani mesken mi yoksa başka bir işlev yüklenerek mi inşa edildiği, maalesef meçhulümüzdür. Şu anki bilgimize göre yapı, 1930’ların ikinci yarısında Turgutlu Ortaokulu’nun hizmetine girerek ilk defa kamusal işlev kazanacaktır.
Turgutlu Ortaokulu’na kurucu müdür olarak tayin edilen Hilmi Ziya Apak göreve başladığında bu okulun henüz bir binası bile yoktur. Yangın öncesinde Turgutlu’da kız ve erkekler için ayrı ayrı olmak üzere iki adet rüştiye yani ortaokul varken yangın ve kurtuluşun üzerinden on beş yıl geçmesine rağmen ortaokul yeniden ancak 1937 yılında açılabilecektir ve henüz bu okul için bir bina inşa edilememiştir. Yakın gelecekte de böyle bir inşaat için umut görünmemektedir. Çare, okul olarak kullanılabilecek bina ya da binaların kiralanmasıdır.
Ortaokulun resmî açılışı, Cumhuriyet’in 14. yıldönümü olan 29 Ekim 1937’de gerçekleşir. Kiralanıp okula dönüştürülerek eğitime başlanan bina, Koca Hamam’ın hemen karşısındaki iki katlı yapıdır. Günümüzde kültür varlığı niteliğiyle tescilli olan bu bina, Turgutlu Ortaokulu için elbette yeterli değildir ve kısa süre içerisinde aynı amaçla, anılan binanın yakınlarında iki yapı daha kiralanır. Böylelikle ortaokul, üç binaya dağılmış haliyle eğitim, öğretim faaliyetlerini sürdürecektir. Okulun açılmasından hemen sonra kiralanan binalardan birisi, Mercan ve Altıntaş Sokaklarının kesiştiği köşede yer alan ve konumuz olan binadır. Turgutlu Ortaokulu, bu binalarda 11 yıl boyunca eğitim vermiştir. Okulun kendi binasının inşaatına 1946’da başlanmış ve bina 1948’de tamamlanarak burada eğitime başlanmıştır.[1]
Turgutlu’da ortaokul binasının inşası vesilesiyle adını ilk defa duyduğumuz bir sivil toplum kuruluşu bulunmaktadır. Turgutlu Ülkülendirme Cemiyeti adını taşıyan bu kurum, bugün Turgutlu Lisesi olarak bildiğimiz fakat aslında ortaokul için inşa edilen binayı yaptıran dernektir.[2] Bu kurum, bilemediğimiz bir tarihte Mercan ve Altıntaş Sokaklarının köşesindeki binayı da satın almıştır. Ortaokulun kendi binasına taşınmasının ardından da bu bina uzun süre boş kalmamış; bu sefer de bir başka eğitim kurumuna tahsis edilmiştir.
Yıllar içerisinde hem Turgutlu’nun nüfusu artmakta hem de eğitim, tabana daha fazla yayılmaktadır. Bu durumda ilçedeki mevcut ilkokullar ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiştir ve Ülkülendirme Cemiyeti’nin bu binasında yeni bir ilkokul açılır. Bu eğitim kurumu, Yedi Eylül İlkokulu’dur. Olasılıkla, ortaokulun kendi binasına taşındığı 1948-49 eğitim döneminde açılan bu okulun o yılki öğrenci mevcudu 318, kurumun başöğretmeni ise daha sonraki yıllarda başka okullarda kendisine rastlayacağımız ve Türk Hava Kurumu Turgutlu

Aradan on yıl kadar bir zaman geçip 1958 yılının ağustos ayına gelindiğinde Yedi Eylül İlkokulu’nun yanında bir kurum daha aynı binanın bir diğer kullanıcısı olacaktır. 1955 yılında açılan Turgutlu Çocuk Kütüphanesi, anılan tarihte Ülkülendirme Cemiyeti’ne ait olan binanın avlusundaki iki odalı eklenti kısmına taşınmıştır.[4] Yapı, bir süre Yedi Eylül İlkokulu ve Turgutlu Çocuk Kütüphanesi’ne birlikte ev sahipliği yapmıştır. Yedi Eylül İlkokulu’nun değişen ismi ile kendi binasına[5] taşınması sonrasında ise Çocuk Kütüphanesi, birkaç yıl süre ile burayı tek başına kullanacaktır.

1959’da eğitime başlayan Turgutlu Lisesi, ilçeyi eğitim kulvarında bir kademe daha ileriye götürmüştür. Bu okulla birlikte bir taraftan ilçedeki ulaşılabilir eğitim seviyesi yükselmiş; diğer yandan da öncesinde ilçedeki lise öğrencileri eğitim için Manisa ya da başka illere gitmek durumundayken artık lisesi olmayan ilçelerden öğrenciler, Turgutlu’ya gelmeye başlamıştır. Böylelikle yeni bir ihtiyaç gündeme gelmiştir. Artık Turgutlu’da bir öğrenci yurduna ihtiyaç duyulmaktadır. Yurt ihtiyacını yine Ülkülendirme Cemiyeti’nin binası giderecektir. Anladığımız kadarıyla 1960’lı yıllardan itibaren bu bina, erkek öğrenci yurdu olarak kullanılacaktır. Tam adıyla söyleyecek olursak Turgutlu Ülkülendirme Cemiyeti Erkek Talebe Yurdu, hizmete başlamasından itibaren Eşme, Ahmetli ve Kemalpaşa gibi bir lisenin bulunmadığı çevre yerleşim yerlerinden yüzlerce öğrencinin eğitimlerini sürdürebilmelerine bir ucundan vesile olmuştur.[6]
1962 yılında Yeni Asır ve Demokrat İzmir gazetelerinde yayınlanan haberler, derneğin faaliyetleri hakkında önemli bilgiler vermektedir: “Eğitim konusunda duyarlı bir tutum takınan Turgutlu Ülkülendirme Derneği, yaptığı 5 okuldan sonra okulsuz köylerde okul inşa etme ve okulları tamir etmeye karar vermiştir. Dernek ayrıca 200 kişilik Kuran kursunun tamamlanması için çalışmalar yapmıştır. Ülkülendirme Derneği tarafından yaptırılan öğrenci yurdu da faaliyete geçerek çevre bölgelerden gelen öğrencilere barınma imkânı sağlayarak eğitime büyük katkı vermiştir.”[7]
Turgutlu Ülkülendirme Cemiyeti’nin sonraki yılları ve konu edindiğimiz binaya dair bilgilerimizde, yapının öğrenci yurdu olarak kullanıldığı dönemden 1985 yılına kadar geçen sürece dair, en azından binanın işlevi hususunda bir boşluk bulunuyor. Bu sivil toplum kuruluşu tarafından açılan öğrenci yurdunun ne zamana kadar faal olarak çalıştığını bilemiyoruz. Ancak 1985 ve 1986 yıllarına ait bazı yazışmalara göre, 1973’ten ve hatta belki biraz daha öncesinden itibaren binanın Turgutlu Belediyesi’ne ait olduğu anlaşılmaktadır. Turgutlu Belediyesi Meclisi’nin 10 Şubat 1986 tarih ve 3 numaralı kararında şu ifadeler geçmektedir: “İlçemizin İstiklal Mahallesi 57 pafta 584 adadaki 6 parselden oluşan kısım yeni imar planında belediye hizmet alanı olarak ayrılmış bulunduğu, 584 adadaki 1-5 ve 4 parselli yerler belediyemize mülkü iken 21.2.1973 tarih 9 numaralı meclis kararıyla 10 yıl içerisinde kütüphane yapılması şartıyla Kültür Bakanlığı’na satıldığı, 10 yıllık şart 1983 yılında dolmuş olup anılan parseller üzerinde kütüphane yapılmamış olduğu, şimdi ise 584 adadaki 6 parselden oluşan belediye hizmet alanı olarak görülen kısmın bu bölgedeki okul ihtiyacı karşısında …….. alanın plan değişikliği ile okul alanına dönüştürülmesine mevcudun ittifakiyle karar verildi.”[8]
Burada anılan 21 Şubat 1973 tarihli ilgili kararda da “Ülkülendirme Kurumu’nca belediyemize devrolunan iki binanın halk çocuk kütüphanesi ve toplantı salonu haline getirilmek üzere”[9] devrine dair talep söz konusudur ve anılan karar da bakanlığın bu talebi doğrultusunda alınmıştır. Dolayısıyla Turgutlu Ülkülendirme Cemiyeti’nin Şubat 1973 öncesinde bir tarihte ve muhtemelen bu tarihten bir ya da iki yıl önce kendisini feshettiğini ve kendisine ait olan binayı da belediyeye devrettiğini düşünebiliriz. Ülkenin imkânsızlıklarla mücadele ettiği 1930’ların sonlarında kurulmuş olan bu derneğin işlevi, o günlere göre maddî imkânların çok daha fazla olduğu 1970’lerin ilk yıllarında artık tamamlanmıştır.
1984-85 yıllarında devletin öncülüğünde ‘kendi okulunu kendin yap’ adı verilen bir kampanya başlatılmış; alınan sonuçlar itibariyle de Turgutlu, bu kampanyada ön sıralarda yerini almıştır. Mehmet Gürel ve Hilmi Pekcan İlkokulları, hayırseverler tarafından o günlerde inşa edilmiştir. Devletin ihtiyacı karşılamak gayesiyle hayırseverleri okul yaptırmağa teşvik ettiği bu kampanya kapsamında, mazide Ülkülendirme Cemiyeti’ne ait olan bina yeniden gündeme gelir.
1985 yılının son günlerinde Yeni Turgutlu gazetesinde yayınlanan bir haber, konuya dair detaylı bilgi içermektedir: İlçemizin İstiklal Mahallesi’nde viraneye dönen eski 7 Eylül İlkokulu’nun yerine yeni bir ortaokul yaptırmak amacıyla ilçemiz kaymakamlığı, belediye başkanlığı ve Çiftçi Malları Koruma Başkanlığı’nca açılan bağış kampanyasına hız vermek için Ege ve Marmara Bölgesi’nin ünlü tülü ve daylaklarının katıldığı kıran kırana deve güreşleri 22 Aralık pazar günü yapılacak.”[10] İlerleyen kısmında anılan üç kurumun ‘kendi okulunu kendin yap’ kampanyasına bir ortaokul inşa ederek hız vermeyi amaçladıkları ifade edilmektedir.
Haberde ‘eski 7 Eylül İlkokulu’ olarak tanımlanan ve bu okulun haricinde bir dönem Turgutlu Ortaokulu, Çocuk Kütüphanesi ve son olarak da öğrenci yurdu olarak kullanılan bu binanın bulunduğu imar adasındaki diğer gayrimenkuller o günlerde kaymakamlık ve belediye tarafından kamulaştırılmıştır. Tüm bu ada, yeni bir eğitim kurumunun inşası için tahsis edilmiştir ve yeni okul binası, Turgutlu’ya sonraki yıllarda da pek çok eğitim kurumu kazandıracak olan hayırsever Niyazi Üzmez tarafından yaptırılacaktır. Bir zamanlar Turgutlu Ülkülendirme Cemiyeti’ne ait olan bina ve komşusu olan diğer binalar yıkılarak inşa edilen Niyazi Üzmez Lisesi, 1988-89 öğretim yılında açılmıştır. Başlangıçta ortaokul ve lisenin birlikte olduğu okul, 1992-93 döneminden itibaren tamamen liseye dönüşmüştür. Niyazi Üzmez Lisesi 2016 yılında Ergenekon Mahallesi’ndeki bir başka binaya taşınmış; okulun eski binasında ise Niyazi Üzmez İmam Hatip Ortaokulu eğitime başlamıştır.[11]
Mercan ve Altıntaş Sokaklarının köşesinde bulunan yapı görüldüğü üzere, 1937’den 1980’lere dek eğitimin hemen her boyutuna hizmet vermiştir. Sonrasında bu bile kullanılamaz hale gelip yıkılsa bile yerine inşa edilen yapı, günümüzde de eğitim kurumu işlevini sürdürmektedir. Dolayısıyla şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, günümüzde bir anlamda Niyazi Üzmez İmam Hatip Ortaokulu tarafından sürdürülen fizikî miras, neredeyse yüzyıllık bir geleneğin devamı niteliğindedir.

Turgutlu Ülkülendirme Cemiyeti Erkek Öğrenci Yurdu'nda kalan öğrenciler ve yurdun görevlileri
Hasan Deniz Çizmeci
Yorumlar
Kalan Karakter: