Mehmet Gökyayla
Yaşı 25 ve üzerinde olan Turgutlulular, Atatürk Bulvarı üzerindeki en son zafer takını hatırlayacaklardır. 90’larda kurulan bu tak, 2000’li yıllarda oradan başka bir yere taşınmıştı. Sürekli gördüğümüz, önünden geçtiğimiz birçok yapı gibi bu tak da çoğunluğumuzun artık varlığının farkına bile varmadığı, kaldırıldığında da yokluğunu pek hissetmediğimiz, üzerinde yürüdüğümüz yolun bir eklentisi durumundaydı.
Tarihî devirlere bakılınca zafer taklarının Roma İmparatorluğu mimarîsi ile özdeşleştiğini görmekteyiz. Zafer takları, Romalıların gittikleri savaşlardan zaferle döndükleri zaman altından geçtikleri, böylelikle bir anlamda zaferi kutsallaştırdıkları, güç ve hâkimiyeti temsil etmek üzere inşa ettikleri yapılardır. Bu yapılar genel olarak propaganda, kentin kutsanması, sınırların belirlenmesi ve kent estetiği gibi gayelerle inşa edilirlerdi.[1] Üzerlerinde ithaf yazıları, heykeller ve kabartmalar olan taklar, yoğun bir sanatsal değere de sahiptiler. Bu anlamda özellikle Roma’daki Titus Kemeri’ni hatırlamak yerinde olacaktır.
Osmanlı Devleti’nin son döneminde de ‘tâk-ı zafer’ denilen bu yapıların kullanılmaya başladığı görülmektedir. Örneğin, işlevi doğrudan aynı olmasa bile günümüzde İstanbul Üniversitesi Merkez Kampusu kapısı olarak bildiğimiz yapı, form olarak bir zafer takıdır.[2] Mermer ve taş gibi malzemelerden inşa edilen bu tür kalıcı zafer taklarının ardından seyyar yapıdaki takların kullanılmaya başladığı görülmektedir. Seyyar zafer takları, çeşitli merasim ya da bayram gibi törenler için hazırlanıp bitkilerle, bayraklarla, yazılarla süslenmekte ve sonrasında sökülüp kaldırılmaktadır. Bilhassa II. Meşrutiyet ve sonrası dönemde bu uygulama yaygınlaşacaktır.
Turgutlu’da ilk defa bir zafer takının nerede, ne zaman ve ne vesileyle inşa edildiği ya da kurulduğu, şu an için meçhulümüzdür. Bilebildiğimiz ilk tak, gerçekten de zaferin sembolü olacak; muzaffer ordunun kumandanı için hazırlanacaktır. Takvimler, 26 Ocak 1923’ü göstermektedir. Kurtuluş Savaşı esnasında ilçede karargâh kuran Gazi Mustafa Kemal Paşa, zaferin ardından ilk defa tabiri caizse bir resmî ziyaret amacıyla Turgutlu’ya gelecektir. Daha birkaç ay önce evleri ve tüm eşyaları yanmış, yok olmuş; hemşerileri şehit edilmiş olan Turgutlulular, trenle gelecek olan Gazi Paşa’yı karşılamak için özel bir hazırlık yapmışlar; istasyonun yanına bir platform ve bir de zafer takı kurmuşlardır.

O günün, hazırlanan platform ve takın görüntüsünü bir fotoğraf sayesinde neredeyse tüm detaylarıyla biliyoruz. Takın altındaki platform, iki kademeden oluşmaktadır. Daha yüksek olan kademeye Gazi Paşa’nın oturması için tek bir koltuk konmuş ancak Gazi Paşa, bu tahtvari koltuğa oturmamayı tercih etmiştir. Platforma yerleştirilen koltuklarda Paşa ve dönemin önemli fikir adamı Dr. Rıza Nur yan yana oturmuşlar; Mareşal Fevzi Çakmak ve Kâzım Karabekir Paşa da onların karşısındaki yan yana iki koltuğa yerleşmişlerdir. Bitkilerle süslenen takın üzerindeki taç kısmında Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın bir fotoğrafı ve onun hemen altında “Ey Ulu Halâskar” ifadesiyle başlayan ve Gazi’ye hitaben hazırlanmış bir yazı mevcuttur. Yazının devamı maalesef fotoğraftaki yansımadan dolayı okunamamaktadır.
26 Ocak 1923’te, muzaffer kumandan Gazi Mustafa Kemal Paşa için hazırlanan bu zafer takından yaklaşık on yıl sonra, Cumhuriyet’in onuncu yıldönümü için Turgutlu’da hazırlanan taklar, bir anlamda on yıl içinde kat edilen mesafeyi de kanıtlarcasına çok daha heybetli olacaktır. Cumhuriyet’in onuncu yılı kutlamaları için hazırlıklara aylar öncesinden başlanmış ve bu kutlamaların üç gün boyunca sürmesi kararlaştırılmıştır.[3] Tüm bu hazırlıkların sonunda bayram, tüm yurtta gerçekten de büyük bir coşkuyla, hakikî bir bayram sevinciyle kutlanacaktır. Turgutlu’daki bayram kutlamalarına ilçeye bağlı köylerden çok sayıda insan gelmiş ve fotoğraflardan anladığımız kadarıyla büyük kalabalıklar, bayramın coşkusunu hep birlikte yaşamışlardır. 29 Ekim 1933’te ve bu tarihi takip eden ulusal bayramlarda ilçede zafer taklarının kurulması artık tam anlamıyla bir gelenek haline gelecektir.
Geçit resimleri Atatürk Bulvarı’nda ya da o günlerdeki adıyla Gazi Uluyolu’nda yapılmaktadır. Dolayısıyla takların en büyükleri bu yol üzerinde, özellikle Koza Pazarı Meydanı ve civarında kurulmaktadır. Fakat tak kurulan tek merkez Atatürk Bulvarı değildir. Burası dışında ilçedeki farklı yollarda, caddelerde ve meydanlarda kurulan taklar, dönemin tek fotoğrafçısı olan Ahmet Hamdi Bey’in objektifinden yansımalar şeklinde günümüze ulaşmıştır.

Dönemin bayramlarında kurulan zafer taklarından en görkemlilerinin geçit resimlerinin yapıldığı Atatürk Bulvarı’nda olduğundan söz etmiştik. Bu takların altından geçen tören alayları ve ilçedeki askerler, bir anlamda Roma İmparatorluğu geleneğinin 1930’larda yeniden diriltilmesi şeklinde de yorumlanabilir. Nasıl ki Roma’nın zafer kazanan imparatoru ve ordusu zafer taklarının altından geçerek halkı selamlıyorsa bayramlarda takların altından tören alayı şeklinde geçen halk, öğrenciler, esnaf grupları, köylüler ve askerler de Kurtuluş Savaşı’nda kazanılan zaferin bir anlamda yeniden temsilini gerçekleştirmektedirler.
O yıllarda ahşaptan imal edilen ve bayram süresince varlığını sürdüren bu zafer takları, bitkilerle çok yoğun bir şekilde süslenmektedir ve mersin türü bu bitkilerin bolluğundan dolayı takların ahşap iskeleti neredeyse görünmez bir hale gelmektedir. Ayrıca bayraklar ve dönemin tek partisi olan CHP’nin flamaları süslemeyi tamamlarken takların taç kısmında sloganların yazılı olduğu pankartlar bulunmaktadır. Zamanın ruhu ve Turgutluluların bakışı, tüm bu pankartlara yansımış durumdadır. Pankartlardaki bazı sloganlar şunlardır:
“Müdafaai hukuk kurtuluş uğrunda ordulaşan milletin kendisidir. İnandılar, döğüştüler, öldüler… Bıraktıkları emanetin nöbetçisiyiz.”[4]
“Türk ordusu milletin özüdür.”
“Kendine güven, millete inan.”
“Ne mutlu milletimize kendi bağrından bir Mustafa Kemal çıkardı.”
“Gazi en güçlü bir tarihin en güçlü bir iradesidir.”
“Daima heyecanlı fakat daima şuurlu ve inzibatlı.”
“Türk inkılâbı eşsizdir.”
“Millî olan her şey bizimdir.”
Şehrin birçok sokak ve caddesine dağılmış durumdaki zafer taklarının üzerlerindeki bu sloganların bazıları, doğrudan bulunduğu konumla da ilintilidir. Örneğin, “Türk ordusu milletin özüdür” sloganının yer aldığı tak, çok geniş bir alana yayılmış durumdaki Turgutlu 25. Topçu Alayı’nın yayıldığı arazinin ortasından geçen caddededir. “Daima heyecanlı fakat daima şuurlu ve inzibatlı” sloganı ise Jandarma Komutanlığı’nın önündeki takta yer alan slogandır.
Erken Cumhuriyet dönemi Turgutlu’sunda bayramlara özel olarak hazırlanan zafer taklarının tamamına yakını, belediye veya askeriye gibi kamu kuruluşlarınca yaptırılmaktadır. Başka örneği olup olmadığını şu anda bilemiyoruz ancak her bayram en azından bir tak, bir Turgutlulu tarafından hazırlatılmaktadır. O kişi, Kırkağaçlılar Un ve Çırçır Fabrikası’nın sahibi olan Yako Bencuya’dır. Yako Bencuya, her ulusal bayramda, şu anda yerinde İzmir İş Hanı’nın yer aldığı fabrikasının önüne, Atatürk Bulvarı’nı enine kaplayan bir ahşap tak yaptırmakta ve bunu tıpkı kamu kurumlarının yaptırdığı diğerleri gibi süsletmektedir. Yako Bencuya’nın bu âdeti kendisinin İzmir’e taşınıp fabrikasının el değiştirmesine dek devam etmiştir.[5]

1930’lu, 40’lı yıllardan günümüze yaklaştıkça bayramlarda kurulan takların sayısı azalacak; sloganlar, pankartlar zamanla unutulmaya başlayacaktır. Sayıları giderek azalan bu taklar, yine Atatürk Bulvarı üzerinde ve bu sefer Orta Park yakınlarında var olacaktır. Özellikle günümüzde ‘eski belediye’ dediğimiz belediye binasının önünde hemen her bayramda bir tak kurulacaktır. Şehrin alt kısmından gelen tören alayları, bu takın altından geçerek o günlerde resmî adı Cumhuriyet Parkı olan Orta Park’a yöneleceklerdir.
Orta Park’ın bulvar tarafından girişinde, Turgutlu’nun ilk sabit takı yer almaktadır. Bu tak, bayramlarda yine tıpkı diğerleri gibi özel olarak süslenmektedir. Dönemin tören alanı Orta Park’tır. Günümüzde parkın ortasında yer alan havuzun bulunduğu yerde var olan Atatürk büstü, törenlerin merkezinde yer almaktadır. Tören alanına giriş, az önce sözünü ettiğimiz takın altında geçilerek gerçekleştirilmektedir.
1980’li yıllara gelindiğinde ise geçici veya Orta Park’ın girişindeki bahsi geçen sabit takın yanında ilk defa Atatürk Bulvarı üzerinde sabit, kalıcı bir tak inşa edilecektir. 1983 yılında belediye tarafından yaptırılan bu zafer takı, Atatürk Bulvarı üzerinde ve belediyenin tam önünde yer almaktadır. Belediye Basın Bürosu’nun hazırladığı, hizmet kataloğu diyebileceğimiz albümde bu takla ilgili şu ifadeler mevcuttur: “Belediyemiz açık eksiltme ihalesi ile muhammen bedeli 250 bin liraya zafer takı yaptırdı. Sac ve profil demirden oluşan belediye önündeki zafer takının üzerinde Atatürk’ün, ‘Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır’ ve ‘Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ ibareleri bulunuyor.” Çoğunluğumuzun hatırlayacağı bu tak, yaklaşık on yıl boyunca varlığını sürdürmüştür. Bayramlarda bayraklarla ve taç kısmına konan bir Atatürk portresiyle süslenen bu tak, ilçenin seçilmiş yönetimini temsil eden binayı yani belediyeyi bir anlamda ilçenin merkezî noktası olarak yeniden var ediyordu. Ancak ilginçtir ki takın inşa edildiği dönemin belediye başkanı, 12 Eylül yönetiminin ‘atadığı’, seçilmiş olmayan bir emekli albaydı. 1992 yılında Atatürk Bulvarı’nda altyapı çalışması yapılarak yol, kilit parke taşı ile kaplanmış ve kaldırımlar bir miktar daraltılarak yol genişletilmiştir. Bahsettiğimiz sabit tak, yolun genişletilmesinden dolayı mecburen kaldırılmıştır.

Turgutlu’da şu ana kadar gördüğümüz son zafer takı ise yine Atatürk Bulvarı’nda ve bu sefer bulvarın Leylak Sokak ile kesiştiği noktada yer almıştır. Bu son tak, az önce bahsettiğimiz bulvarın yenilenmesi çalışmaları esnasında kaldırılandan birkaç yıl sonra yine belediye tarafından yaptırılmıştır. Dönemin belediye başkanı, Yasin Hoşbilgin’dir. 1988 yılında ilk kez bir haftaya yayılacak şekilde gerçekleştirilen Kurtuluş Şenlikleri kapsamında bir de Turgutlu’nun eski fotoğraflarından oluşan sergi düzenlenmiştir. Yönetimden aldığı talimat doğrultusunda fotoğrafları toplayan ve sergiyi düzenleyen kişi, o günlerde belediyenin genç bir mühendisi olan Yasin Hoşbilgin’dir. Hoşbilgin’in sergi için bulduğu fotoğraflar arasında belki de en çok dikkat çekenleri, Fotoğrafçı Ahmet Hamdi Bey’in imzasını taşıyan Turgutlu’daki bayram kutlamalarına ait görüntülerdir. Bu fotoğraflar, Cumhuriyet’in onuncu yılı ve sonraki birkaç yıla aittir. 1994 yılında belediye başkanı seçilen Yasin Hoşbilgin’in talimatıyla yapılacak olan takın modeli, bu fotoğraflardan yani bir başka ifadeyle 1930’ların Turgutlu’sunda hazırlanan bir taktan alınacaktır.
Onuncu yıl kutlamalarından itibaren Turgutlu’daki takların en büyük ve heybetlisi, Koza Pazarı Meydanı’nda kurulmaktadır. Bu takın her iki tarafında küçük birer kule olarak adlandırılabilecek çıkmaları vardır. Tak, gerçekten de eski çağlardaki kent kapılarını andırmaktadır. Yasin Hoşbilgin’in belediye başkanlığı döneminde bu sefer, ahşap ve seyyar olmaktansa metal ve sabit olarak yaptırılan takın modeli, işte 1930’lu yılların o heybetli takı olacaktır. Bu tak da tıpkı mazinin zafer takları gibi bayramlarda bayraklar ve çeşitli bitkilerle özel olarak süslenmekte ve yapının taç kısmına yerleştirilen bir pankartla süsleme tamamlanmaktadır. Pankarta yazdırılan slogan da özel olarak seçilmiştir: “Ülkümüze son yoktur.” 1930’lu yıllarda da kullanılan bu slogan, hem ülkücülük göndermesiyle dönemin Milliyetçi Hareket Partili belediye yönetiminin düşünce dünyasını yansıtmakta hem de erken Cumhuriyet döneminin Atatürkçü ideolojisine telmihte bulunmaktadır. Böylelikle yönetim, kendi siyasî tabanına aslında kendilerine ait olmayan ama benimsedikleri bir sloganla hitap etmektedir.

Yasin Hoşbilgin ve sonraki belediye başkanı olan Yunus Erkan’ın dönemlerinde bu tak, bayramlarda aynı sloganın yazıldığı pankartlarla süslenmeye devam etmiştir. Takip eden yıllarda bu tak da bahsi geçen yerinden kaldırılmıştır. Atatürk Bulvarı’ndaki yerinden sökülen bu metal yapı, 2005 yılında defne açılan Turgutlu Mezarlığı’nın yeni kısmının girişine taşınmıştır. Söz konusu dönem, aynı zamanda, ülkenin tamamında bayram kutlamalarının eski coşkusundan uzaklaşmaya doğru yöneldiği zaman dilimidir. Son sabit takın yerinden sökülmesiyle birlikte Turgutlu’da bir geleneğin daha sonuna gelinmiştir.
Yorumlar
Kalan Karakter: