Kasaba Müftüsü Hasan Basri Mutlu, Turgutlu tarihinin milli gurur abidesidir. O kişiliği ve medeni cesaretiyle, Turgutlu’nun iftihar listesinde yer alan bir şahsiyettir. Hasan Basri Mutlu, Kurtuluş Savaşı döneminde bir anlamda Kasabalıların sesi olmuştur. Kasaba (Turgutlu) Müftüsü Hasan Basri Efendi, 14 şubat 1919’da İzmir’de yurtsever din adamlarının kurduğu Cemiyeti İlmiye Teşkilatı’nın kurucularındandır. 17-19 Mart 1919 günü İzmir’de yapılan Müdafaa-i Hukuk Büyük Kongresi’ne; İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Manisa, Balıkesir ve ilçelerinden Belediye Başkanı, Müftü olmak üzere toplam 165 delege katılır. Bu kongreye katılanlar içinde, Manisa Müftüsü Alim Efendi ile Kasaba(Turgutlu) Müftüsü Hasan Basri Efendi de bulunmaktadır.
İzmir’in işgali ile muhtemel bir işgale karşı Manisa ve kazalarında örgütlenmeler başlar. Ne yazık ki bu dönemde, İstanbul hükümeti direnmeyi yasaklar. Bunun sonucunda Manisa Mutasarrıfı Hüsnü Bey, Yunanlıların hitap biçimiyle Hüsnüyadis direnişi engelleyici bir tutum içerisine girer. Sorumluluk makamında bulunan herkesin sukûnet tavsiye etmesi halktaki huzursuzluğu gidermez. Kasaba’nın önde gelen bazı şahısları bu yatıştırıcı sözlere pek inanmaz, mutlaka önlem alınması gerektiğini savunur.
Hasan Basri Mutlu’nun, Manisa Müftüsü Alim Efendi ile birlikte Yunan işgalini din açısından değerlendiren bildiride veya fetvada imzası bulunmaktadır. Ayrıca Kasaba(Turgutlu) Müftüsü Hasan Basri Mutlu, İstiklal Madalyalı Manisa Müftüsü Alim Efendi’nin başkanı olduğu istihbarat teşkilatı Cemiyeti İslamiyye’nin Kasaba şubesinin kurucusudur.
Kasaba’nın işgali halk üzerinde derin bir üzüntü yaratırken, Rum ve Ermeni azınlığın şımarmasına ve Türklerle alay ederek, her türlü hakarette bulunmalarına yol açar. Bu noktada Hasan Basri Mutlu’nun tutumu dikkat çeker. Hasan Basri Efendi direniş yanlısı tutumunu değiştirmeden bir istihbaratçıya yakışır şekilde; Cemiyeti İslamiyye üyesi olarak, Kasaba’da kalır. Yunanlıların yaptığı faaliyetlerden haberdar olmak için, mahalle imamlarından ve Kasaba Maarifi İslamiyye Teşkilatı üyesi istihbaratçı öğretmenlerden düzenli bilgi almaya çalışır. Onun en büyük destekçisi ve dostu, İzmir müftülüğü görevini yürütmekte iken 16 Ocak 1919 tarihinde şeyhülislamlık emri ile görevden alınan, İzmir eski Müftüsü Turgutlu doğumlu Cevherizade Ahmet Hamdi Öztarhan, halk arasındaki adıyla Cüher Hoca’dır. Hasan Basri Mutlu tahsilini İstanbul Yahya Efendi Medresesi’nde, Cüher Hoca ise İstanbul Fatih Medresesi’nde tamamlamıştır. Cüher Hoca’da Hasan Basri Mutlu gibi istihbaratçı bir din adamıdır. Hatta o kadar önemli bir istihbaratçıdır ki; Teşkilatı Mahsusa’nın önemli ve efsanevi adlarından Eşref Kuşçubaşı ile ikisini, ülkenin kritik güvenlik sorunlarını konuşurken ve tartışırken bulabiliriz.

Oturanlardan; sağdan ikinci, Kasaba(Turgutlu) Müftüsü Hasan Basri Mutlu, arka sırada soldan birinci Kasaba Maarifi İslamiyye Teşkilatı üyesi Mehmet Necati Köylü
Hasan Basri Mutlu’nun, Yunan işgalini din açısından değerlendiren eleştirisi ve Manisa Müftüsü Alim Efendi’nin başkanlığında bir toplantı yapması, onun Turgutlu meydanında dövülmesine neden olur. Bu dövülme olayı Kasaba’da günlerce konuşulur. Müftünün dövülme olayını yeğeni Cafer Bey şöyle anlatır: “İşgal döneminde Kasaba’nın hükümet binası, karakolu, hapishanesi ve müftülük binası o tarihlerde “Konak Önü” olarak bilinen yerdedir. Adı geçen yer, bu günkü Bozkurt Mahallesi içinde Şehitler Yolu üzerindedir. O tarihlerde çınarların gölgesinde kahvehanelerin ve dükkânların kurulu olduğu bu alan şehrin meydanıdır. Dayımı, yatsı namazı çıkışı bu alanda Yunan askerleri çevirir. Onu, karakolda bulunan Yunan komutanın gözleri önünde acımasızca döverler. Ardından Leylek Çayı’na atarlar.” Hasan Basri Mutlu, Yunan askerleri tarafından feci şekilde dövülürken buna dayanamayıp yanındakilerin onun “Müftü” olduğunu söylemesi üzerine, Yunan askerleri, “Biliyoruz bizde zaten onun için dövüyoruz.” diyerek İslâm’a olan düşmanlıklarını ifade etmekten çekinmezler. Onun alnındaki yaralar Türk halkının yaralarıdır. Ona uzanan eller, esasında Türk milletinin bütünlüğüne uzanmaktadır. Dayak olayından sonra uluslararası bir heyetin İzmir’e geldiği günlerde, bir Yunan generali özel olarak Kasaba’ya gelir. Müftü Hasan Basri Efendi, Turgutlu Kaymakamı ve Belediye Başkanını makamına çağırıp Turgutlu’da meydana gelen bazı olayların ferdi olduğunu söyleyip, gelecek heyete Yunan Hükümetine zarara vermeyecek şekilde ifade vermelerini ister. Müftü iş birliğini reddedince rahatsızlık iyice artar. Müftü Hasan Basri Mutlu’nun Kasaba’da kalması zararlı görülüp Yunanistan’a, üç yıl sürecek bir sürgüne gönderilir.
Hasan Basri Mutlu, Kasaba Yunan işgali altındayken istihbarat etkinliklerini, Kasaba Maarifi İslamiyye Teşkilatı üyesi öğretmenlerle birlikte yürütmüştür. Bu öğretmenler; Rüştiye Mektebi Müdürü ve Tarih-Coğrafya Hocası, Cinni Hoca lakaplı Cinnizade İsmail Hakkı Dinçsoy, Tecvit Hocası Hafız Mehmet Necati Köylü, Kur’anı Kerim Hocası Hafız Bozkırlı Hasan Artun, Hesap ve Fransızca Hocası Girit’li Ali Demirel ve Ulumudiniyye Hocası Hilmi Özkök’tür. Öğretmen Hilmi Özkök’te, Yunanlılar aleyhine yazılmış bir duvar yazısını yazdığı gerekçesiyle gözaltına alınıp, Yunanlı askerlerce dövülmüştür. Bu öğretmenlerin Hasan Basri Mutlu gibi Yunan işgali altındayken bile memleketlerini terk etmeyerek, yurtsever hareket çizgilerini kimi zaman gizli kimi zaman açıktan açığa sürdürmesinin yanı sıra; Cemiyeti İlmiye-i İslamiyye Teşkilatı gibi ideolojik olarak İttihat Terakki çizgisinde ve Cemiyeti İslamiyye Teşkilatının Başkanı Alim Efendi gibi devletin o zaman için çok önemli bir makamı olan müftülük makamının sahipleri olan, Ahmet Hamdi Öztarhan yani Cüher Hoca ile bağlantılı olması, milli mücadelede Kasaba’nın istihbarat ve teşkilat etkinliklerinde çok önemli roller üstlenen bir merkez olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca bu merkezden kaynaklanan bir çok ayrıntı, Mustafa Kemal’e kadar uzanan bir bütünlük oluşturmaktadır. Zahit Zühtü Akıncı, Gediz bölgesindeki Akıncı Müfrezesinin komutanıydı. Bu yörede düşmanı, baskınlarıyla taciz etti. Öte yandan da Yunan güçleri hakkında Cinnihoca yoluyla kendisine ulaşan bilgileri, Mustafa Necati ve Vasıf Çınar Beyler aracılığıyla Milli Güçler’e iletti. Öğretmen Mehmet Necati Köylü, Mustafa Kemal ile gizlice mektuplaşan Cemiyeti İslamiyye’nin mektuplarını yazan kişidir. Ve mezarı bugün Manisa Müftüsü Alim Efendi ile yan yanadır. Kasaba(Turgutlu) Müftüsü Hasan Basri Mutlu bütün bu anlatılanlarda önemli payı olan, yurdunu özünden daha çok seven, öncü ve lider konumundaki kişidir. Kanlara boyanarak bedeller ödemiştir. Anılarını gelecekte de yaşatmak dileğiyle, bütün kahramanlarımızı Hasan Basri Mutlu’nun şahsında saygı ve minnetle anıyorum…
Hasan Deniz Çizmeci
Kaynaklar:
- Devrimci Teşkilatçı Mustafa Kemal (1899-1923) adlı kitabım
- Ali Şentürk’ün Yankı Gazetesinde yayınlanmış makaleleri
Yorumlar
Kalan Karakter: