Pazar Camii ve Piyale Ağazade Mustafa Ağa-2
Turgutlu'dan esintiler - Ali Şentürk
Bu yapının o yıllarda bilinen ismi Cami-i Kebir’dir. Kasaba halkı ise bu yapıyı hep Pazar Camii olarak anar. 400 metre alanda kare plan üzerine inşa edilen cami üç küçük kubbe ile örtülüdür. Camiinin tek kapısı, mermer kemerle çevrili olup kitabesinde Osmanlıca şu cümleler yazılıdır:
“Mustafa bin Piyâle ya'ni bu abdu'z zâif
Hakk'dan isterdim yapam bir ma'bed-i hûb-u garîb
Bir ibâdetgâha muhtaç gördüm bu mahall-i câmii
Başladım fi'l-hâl bende kalmayub sabr-ı şekîb
Hamdülillah ger temam olub didüm târihini
Câmiinin itmâmını kıldı bana Allah nâsib.”
(Mustafa İbn-i Piyale, İsterdim Hak’tan bir muhabbethane, Muhabbet haneye mahal gördüm bu mahalli - Hicri 1035)
İbrahim Gökçen, Manisa Tarihinde Vakıflar ve Hayırlar” isimli kitabında Pazar Camii’ni inşa ettiren Piyaleağazade Mustafa Ağa’dan şöyle söz eder:
“Manisa’da Danişment Halil Mahallesindeki dört odalı fevkani ve tahtani evini, aynı mahallede oturan ve evvelce azat eylediği anlaşılan kölesi Abdullah kızı Şehnaz’a şart eylemişti. Vakıf, Şehnaz’ın evlatlarına da intikal edecekti. Eğer Şehnaz’ın evladı müntariz olursa, Mustafa Ağa’nın Turgutlu’da yaptırdığı camiye mevkuf olacaktı.” 1 Muharrem 1065. 9
1067 tarihinde Manisa kadısı Hasan Efendi tarafından düzenlenen bir vakfiyeye göre, Mustafa Ağa’nın Ahmet, Mahmut ve Abdürrahim Ağa adlarında üç oğlu vardır. Babaları Mustafa Ağa, vefatından evvel oğullarına yaptırdığı caminin yanına bir tekke yapmalarını vasiyet eder. Tahıl pazarında birbirine bitişik olan 20 adet dükkânı sülüs malından ayırıp vakfına dâhil edilerek hâsıl olan kira gelirlerinin tekkenin masraflarına sarf olunmasını ister. Eğer bu fikir münasip görülmezse Camiin vakfına zam ve ilhak olunmasını ister. Mustafa Ağa, bilahare vefat eder. Ancak vakfın mütevellisi Hasan Efendizade Mustafa Çelebinin, yapılacak böyle bir tekkenin, “mecma-ı fısk-u fecere” sebep olacağı ifadesi ile tekkenin yapımından vaz geçilir. Bunun yerine cami vakfının gelirlerinde iki seneden beri azalma olduğu görevlilerin maaşlarının da eksik verilmek zorunda kalındığı bahisle tekke yapılmayıp kira gelirlerinin cami vakfına ilhak olunmasının daha evlâ olduğu kanaatine varılır. İbrahim Gökçen’in, Manisa Şer’iye Sicilleri’nden elde ettiği 17 Mayıs 1796 tarihli bir mahkeme kararına göre bu tarihlerde Mustafa Ağa’nın Turgutlu’daki caminin mütevellisi Hatice Hatun’dur. Hatice Hatun ile kiracıları arasında cereyan eden uyuşmazlığın çözümü için İstanbul’dan Hassa-i Hümayun Sabık Şerbetçibaşısı Veli Ağa mübaşir olarak görevlendirilir. 1796 yılında mahkemeye sunulan evraklarda, camiye tabi vakfın mülkü olan mahkemelik gayrimenkuller şöyle sıralanmıştır:
Pamuk pazarında bir kahvehane, camii bitişiğinde bir kahvehane, bir bakkal dükkânı, cami bitişiğinde bir yoğurtçu dükkânı, yorgancı, bir tütüncü dükkânı, tekrar kahvehane ve tütüncü dükkânı”9
Ali Şentürk -
Cep: 0537 714 25 35
(Devam edecek)
Yorumlar
Kalan Karakter: