Karpuz Kaldıran Parkı
Ali Şentürk’ün kaleminden Kasaba
GEÇMİŞE dönüp baktığımızda, Kasaba’nın Su Başı denilen mevkii gizemlerle dolu öykülere sahne olmuştur.
Turgutlu’nun ünlü simalarından Mahmut Ağa, 1650’li yılların ortalarında Bozdağ’dan süzülüp gelen suların yönünü Kasaba’ya doğru çevirince bugünkü Altay Mahallesi ve onun güney tarafı birden şenlenir. Tepelerden gelen bu sular önce tabii havuzlar oluşturur. Daha sonra bir kaç kola ayrılan bu suların yanı başlarına değirmenler kurulur. Ardından büyük tarlalar içinde yeni mekânlar oluşturulur. Artık bu bölgenin ismi “Su Başı’dır. Filibeli Ahmet Hilmi, bu topraklar için şöyle diyecektir: “Kasabanın evleri birbirinden hayli uzak ve her biri üç-beş dönüm büyüklüğünde bahçelerin içindedir. Bahçeler meyveli ağaçlarla doludur.”
Zaman içinde daha da şenlenen bölgenin ismi Zeytüncük Mahallesi ismi ile anılır olur. Şenlenen bu topraklara ünlü Karaosmanoğlu ailesi de yatırım yapar. Tarihçi İbrahim Gökçen, ailenin burada yaptığı yatırımları şöyle aktarır: “(…) Bu mallar. Subaşı denilen yerde bir bahçe ve burada iki çarklı su değirmeni, aynı yerde yeni bahçe diye anılan başka bir bahçe, bu su ile işleyen üç göz değirmen ve buna bitişik bir han ve kahvehane, börekçi dükkânı, bakkal dükkânlarıdır.”
1800’lü yılların ortalarına doğru Zeytüncük Mahallesi’nin yapısında değişiklikler görülür. Mahallenin yeni misafirleri Rumlarda buralarda mülk edinmeğe başlarlar. Bunlardan birisi Bodos Efendi’dir. Yunan Anakarası’ndan göç edip Turgutlu’ya yerleşen Bodos Efendi, zamanla şehrin itibarlı kişileri arasına girer. 1881 – 1883 tarihleri arasında şehir meclisine seçilir. Kasaba’da birçok mülkte edinen Bodos Efendi bir un fabrikası da kurar. Bu mülklerden birisi, bugünkü Karpuz Kaldıran Parkı’nın olduğu yerde içinde taştan bir evin yer aldığı bostan tarlasıdır. İşte Atatürk ve arkadaşlarının bir geceliğine çadır kurdukları bu yer Bodos Efendi’nin bahçesidir. Atatürk kurulan çadırlarda mı yoksa Bodos Efendi’nin taştan evinde mi kaldığı meçhuldür.
Kurtuluş Savaşı öncesi Kasabalı Rumları kışkırtan Bodos Efendi savaş sonrası İzmir’de yakalanıp idam edilir. Bodos Efendi’nin gidişiyle ortasında havuzu bulunan bostan tarlası ortada kalır. Tarla ortasında bulunan havuz çok yakınında karargâhları bulunan ”Topçu Alayı” subayları tarafından el konulup bir gölet haline getirilir.
Zaman içinde buraya çevreleyen araziler de çeşitli kişilerce sahiplenilir. 44 dönümlük bostan tarlası ise tütün eksperi İbrahim Palabıyık’ın elinde kalır. Bir dönem
bahçesinde Sinemacı Fethi Albayrak’ın hazine aradığı tarla ve taş bina zamanla tüketilir. Yalnıza bugünkü Karpuz Kaldıran Parkı kalır. Nereden nereye.
Bu şehrin eski gizemli yolları gizemli öykülerle doludur.
O sokaklardan geçerken yaşanmış bir öyküde siz bulup ortaya çıkarın…
Ali Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: