Hasancan Eralaca
Turgutlu Kent Müzesi uzmanlarından Hasancan Eralaca, 93 Harbinin Turgutlulu öğrencilerini gazetemize anlattı. Hasacan Eralaca, yazısında şu ifadelere yer verdi.
“Osmanlı İmparatorluğu altı asır boyunca üç kıta üzerinde hüküm sürmüş, birçok milleti hâkimiyeti altına almış ve idare etmiştir. Bu yönüyle koca bir imparatorluk tarihini kapsayan Osmanlı dönemi, Türk tarihinin belki de en önemli safhalarından birisidir. Ancak toplumdaki genel kanının aksine Osmanlı, tıpkı tarih boyunca kurulmuş tüm devletler gibi, her zaman çok güçlü ve muzaffer değildi. 14. asrın başlarında bir beylik olarak kurulan, Fatih Sultan Mehmet ile imparatorluk haline gelen ve 16. yüzyılda en parlak dönemini yaşayan Osmanlı, 17. yüzyıldan itibaren hızla zayıflamaya ve nihayet 19. yüzyılda yaşanan büyük savaşlar, iç isyanlar ve ekonomik sıkıntılar sebebiyle parçalanmaya başlamıştır. Bilindiği üzere 20. yüzyılda meydana gelen Balkan Savaşları ve ardından 1. Dünya Savaşı’nın yarattığı tahribat ile devlet yıkılmış ve Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde başlayan Milli Mücadele sayesinde Osmanlı’nın kültürel mirasçısı olan genç Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Hemen hemen her tarih kitabında rastlanabilecek bilgilerden olan bu tarihî serüven her ne kadar kısa bir hikâye gibi görünse ve anlatılsa da hikâyenin arka planında yaşamını yitiren milyonlarca insanın hayatı saklıdır. Tıpkı onuncu yıl marşında da söylendiği gibi Türk Milleti milli mücadeleye giden süreçte milyonlarca evladını tarihinin bu en karanlık dönemine kurban vermiş ve çok büyük fedakârlıklarla, acı ve yokluklarla Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolu hem açmış hem de bu yolun sonunda genç cumhuriyeti kurmuştur. Cumhuriyet’in onuncu yılına gelindiğinde “her yaştan on beş milyon gencin” bir arada olduğu yepyeni bir devlet vardır artık.
Osmanlı İmparatorluğu’nu kuran ve aynı zamanda imparatorluğun asli unsuru olan Türkler devleti kurmak, yükseltmek ve ayakta tutabilmek uğruna çocuk denilebilecek yaştaki evlatlarını asırlar boyu cepheye göndermiştir. Hepimizin bildiği türkülere ve marşlara konu olan ‘Genç Osman’ bunun en eski ve önemli örneklerinden birisidir. Çanakkale Cephesi’ne giden ‘onbeşliler’, hepsi şehit düştüğü için okulları o yıl mezun veremeyen ‘Mekteb-i Sultâni öğrencileri’, Çanakkale’deki İngiliz subaylarının günlüklerinde anlattıkları ‘cephedeki bıyıkları terlememiş çocuklar’… Buna benzer yüzlerce örnekte görülebileceği gibi tarihimizin son 150 yılı gençlerimizin ve hatta çocuklarımızın fedakârca cepheye koşmak zorunda kaldıkları, bundan bir an bile tereddüt etmedikleri, nice acı hatıralarla ve büyük savaşlarla doludur.
Osmanlı arşivlerinde bulunan bir belge bahsettiğimiz bu fedakârlıkların bizzat Turgutlu halkı tarafından da yapıldığını göstermektedir. 10 Ocak 1878 tarihine ait olan belge Turgutlu Rüştiyesi’nde okuyan 25 gencin talebi ile alakalıdır. Buna göre Turgutlu Ortaokulu’nun birinci sınıf öğrencileri, devletin içerisinde bulunduğu savaş ortamından dolayı kendilerini vatanlarına karşı sorumlu hissetmişler ve okul yönetiminden sınavların erken yapılmasını, sınıfı geçtiklerine dair belgenin de bir an önce verilmesini istemişlerdir.[1] Zira bu tarihte Osmanlı Devleti, Rusya ile büyük bir savaşın içerisindedir. Hicri 1293 yılında başlamış olmasından dolayı bu savaş, literatüre “93 Harbi” olarak geçmiştir. Marşlara konu olan “Plevne Müdafaası”, Gazi Osman Paşa’nın kahramanlıkları ve Osmanlı tarihinin en mühim olaylarından olan Çırağan Baskını, mebuslar meclisinin kapatılması ve Ayastefanos Anlaşması gibi gelişmeler doğrudan 93 Harbi sırasında ve sonucunda meydana gelmiştir.[2]
Osmanlı tarihinin son yıllarını şekillendiren en önemli olaylardan birisi olan 93 Harbi, halkta da öyle derin bir etki ve bilinç yaratmıştır ki orduya gönüllü olarak katılan birçok vatandaş, bizzat savaşa iştirak etmiştir. İşte bu önemli savaşın Turgutlu’da da büyük bir yankı bulmuş olmalıdır ki 25 tane ortaokul[3] öğrencisi savaşa katılmak için yukarıda bahsettiğimiz talepte bulunmuşlardır. Bunun üzerine Ortaokul Muallimi Ratib Efendi’ye Aydın Vilayeti’nden[4] bir yazı gönderilmiş ve öğrencilerin sınavlarının mart ayından önce yapılıp bitirilmesi, belgelerinin ellerine teslim edilmesi, diğer öğrencilerin sınavlarının ise normal takvime göre yapılması istenmiştir. Bu durum ilgili belgede şu şekilde ifade edilmektedir;
“Muallimi bulunduğunuz Turgutlu Rüşdiyes işâkirdânı asakîr-i muavene silkine dehâletle mevki-i harbe gitmek arzusunda bulundukları cihetle bunların marttan evvel imtihanlarının icrasına müsâade olunması ve yedlerine verilmek üzere yirmi beş adet şehâdetnâme irsâl kılınmağın muallim Ratib Efendi..”[5]
Maalesef belgede bu talepte bulunan ve erken mezun olarak savaşa katılan gençlere dair ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır. Lakin elde ettiğimiz bu bilgi o kadar önemlidir ki Turgutlu halkının vatanseverliğinin asırlardır hiç değişmediğini, artarak devam ettiğini göstermektedir.”
Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: