Herkese merhaba, bu haftaki konumuz yeme bozuklukları ve yeme bozukluğu alt başlığı olan Anoreksiya Nervoza olacaktır. Öncelikle sadece toplumsal olarak telkin edilen bir bedensel memnuniyetsizlik ve masum bazı davranışlar olarak kaldığında sorun oluşturmayan bir durum olabilir ama hastalık noktasına geldiğinde önüne geçilemeyebilir. Pek çok genç kadın toplum baskısı ve sosyal medyanın etkisi altında kalmaktadır ve böylece belli başlı bir ölçünün kabul göreceğini düşünerek bunun için hayli bir emek harcamaktadır. Basit bir estetik kaygısıyla başlayan diyetler, egzersizler, operasyonlar sonu gelmeyen bir yolun başlangıcı olabilmektedir. Yemek bozuklukları alt başlığı olan Anoreksiya Nervoza’dan bahsedecek olursak;
Kişilerin gerçek bir iştahsızlıktan değil, kilo kaybetmeye yönelik, amaçlı ve istekli davranış biçimleri, kilo kaybı, beden ağırlığı ve yiyeceklerle aşırı uğraşı, özel yemek yeme biçimleri, kilo almaktan aşırı korku duydukları, beden bozukluğu ile karakterizedir.
Normal vücut ağırlığında olmayı reddetme, zayıflığa rağmen kilo almaktan şişmanlamaktan aşırı korku duyma, beden biçimlerini çarpık algılama olarak kriterleri olduğunu söyleyebiliriz.
Klinik bulguların ortaya çıkış şekilleri;
Aralıksız bir zayıflama çabası, yeme davranışlarında değişiklikler, küçük bir olayın tetiklemesi, yemek ile ilgili davranışlarında değişiklikler, artan fiziksel aktiviteleri, çıkarma davranışları, sosyal hayattan izole yaşam, zayıflamasından endişe duymamak olarak nitelendirilebilir.
Klinik görünümleri kişiler genellikle karbonhidrat ve yağ içeren gıdalar başta olmak üzere gıda alımını tamamen azaltır. Aşırı hareketli olabilir ve egzersiz yaparlar. Çoğunlukla zihinde gıda ile çok uğraşırlar. Kilo almadığına inanmak için aynaya uzun uzun bakarlar. Bazı kişiler kendilerini tamamen şişman algılarken bazı kişiler ise zayıf olduğunu ancak karın, kalça, baldır gibi bazı bölgelerin şişman olduğunu iddia eder. Zayıflıklarının tehlikeli boyuta geldiğinin farkına varmazlar. Kendilik değerleri zayıflıklarına bağlıdır. Yemek ile ilişkileri ileri derecede bozulmuştur, uzun uzun öğünlerini planlarlar, yalnızken yemeği tercih ederler, yeme süreleri uzar, tabaklarındaki yiyecekleri küçük parçalara ayırıp düzenlerler.
Genellik ile ergenlik döneminde bir diyet döneminin sonunda başlayabilir önemli bir yaşam olayını takip eder. Yeme bozuklukları kadınlarda erkeklerden daha fazla gözlenir. Çünkü toplum kadınların beden algıları üzerine daha çok baskı kurar.
Yeme bozukluklarını etkileyen faktörlerde sosyokültürel baskılar ve ailenin rolü görülmektedir. Çoğu toplumlarda beden algısı özellikle kadınlar için önemlidir. Ailelerde ise az empati kuran ailelerde, aşırı korumacı ailelerde, başarı beklentisinin çok olduğu ailelerde görülme olasılığı daha yüksektir.
Çoğu toplumların güzellik algısı ile ilgili baskıları, sosyal medyanın kişileri olduğundan farklı göstermesi, ailelerin çocukları üzerindeki baskıları veya kıyaslamaları kişinin beden algısı üzerinden olumsuz etkiler bırakır. Her bir kişi birbirinden farklıdır ve bu farklılık asıl güzel olandır.
Herkese iyi haftalar, iyi bayramlar dilerim.
TURGUTLU RÖNESANS PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ
PSİKOLOG TUĞÇE ŞİRİN
0532 202 87 47
TURAN MAH. CUMHURİYET CADDESİ NO: 167 - TURGUTLU