KABAÇINAR KÖYÜNÜN TARİHİ
Mehmet Gökyayla
Dağmarmara bölgesinde resmî olarak köy hüviyetini en son kazanan yerleşim yeri Kabaçınar’dır. Burası köy olan bölgedeki en son yerleşim yeri olsa bile geçmişi çok daha eskiye dayanmaktadır. 1831 yılına ait Dağmarmara nahiyesi nüfus defteri, Kabaçınar’ın adına rastladığımız şu an için ulaşılabilen en eski belgedir.[1] Bu defter dışında köye ait Osmanlı Devleti döneminde tutulmuş herhangi bir kayda rastlamamız da mümkün olmamıştır. Bu durum asıl olarak Kabaçınar’ın nispeten yakın diyebileceğimiz zamana kadar müstakil bir köy değil de Yunusdere köyüne bağlı bir mahalle olmasından kaynaklanmaktadır.
Kabaçınar’da yaşayanlar, köylerinin Aydınoğlu Mehmet Bey’in bu bölgeyi fethinin ardından veya Osmanlı Devleti’nin Aydınoğulları Beyliği’ni tarih sahnesinden silmelerini takiben o bölgeden dağılan boylar tarafından kurulduğunu ifade etmektedirler.[2] Dağmarmara’da Kabaçınar’ın komşusu olan Karaköy için de Karaköy’de benzeri bir anlatım söz konusudur. Karaköy’e dair arşiv belgeleri 15. yüzyıla kadar geri gittiği için bu iddianın doğruluk ihtimalini düşünebiliriz ancak Kabaçınar’a dair bu tür belgeler bulunmadığından dolayı söz konusu iddiaya temkinli bir şekilde yaklaşmak durumundayız.
Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere bir yerleşim yerinin tarihini saptamak amacıyla kanıt bulunabilecek mekânların başında mezarlıklar gelmektedir. Kabaçınar köyünün ‘Kemerler Mezarlığı’ da denilen mezarlığındaki yazılı taşların tamamı Cumhuriyet dönemine aittir. Alanda Eski Türkçe yazılı birkaç tane mezar taşının olduğu köylüler tarafından söylenmişse de bunlar günümüzde mevcut değildir. Mezarlıkta yazılı olanların dışında çok miktarda yazısız, kabaca şekillendirilmiş kayrak mezar taşı mevcuttur.
Bölgedeki bazı köyler tarafından geçmişte müşterek olarak kullanıldığı anlaşılan ve şu anda Hacıisalar köyüne ait olan mezarlıkta ise üzerinde ‘Kabaçınar karyesi’ ifadesi geçen oldukça eski bir mezar taşı bulunmaktadır. Hacıisalar Mezarlığı’nda bulunan en eski tarihli mezar taşı da budur. Mezar taşında, “Hüvel hayyül bâki / Gelüb kabrimi ziyaret eden ihvan / Okusun süre-i / Tâhâ ile Rahman / Beni mağfiret eylesin Yezdân / Kabaçınar karyesinden / Hacı Mustafa oğlu / Ömer ruhuna Fatiha / Sene 1207” ifadeleri mevcuttur.[3] 1207 (miladî 1793) yılına ait olan bu mezar taşı bize Kabaçınar’ın geçmişine dair çok önemli bir veri sunmaktadır. 1793 yılında bu yerleşim yerinin ahalisi tarafından kitabeli bir mezar taşı yaptırılıyorsa bu köyün yerleşiminin daha eski tarihlere dayandığını öngörebiliriz. Dolayısıyla Kabaçınar’ın 1700’lü veya belki de 1600’lü yıllarda bir yerleşim yeri olarak ortaya çıktığını öne sürmemiz mümkün görünmektedir.
Kabaçınar köyünün arazisinde kalan bazı bölgeler, tarihini tespit edemediğimiz dönemlerde farklı insan topluluğuna ev sahipliği yapmıştır. Köyün bugünkü yerleşim yerine yakın mesafelerde köy halkının ‘Araplar’ diye andığı bir yörük aşiretinin yayla ve kışlak alanlarının var olduğu ifade edilmektedir. Bir yörük topluluğu olan ‘Arablar Aşireti’, Osmanlı Devleti döneminde Halep’ten Aydın’a, Kütahya’dan Antalya’ya imparatorluğun pek çok bölgesine dağılmış durumdadır.[4] Ayrıca 16. yüzyılda Manisa’nın pek çok yöresinde ‘Urban-ı Buğurciyan’ olarak tanımlanan yörük toplulukları mevcuttur.[5] Kabaçınar köyünün çevresinde ikamet ettiklerinden bahsedilen Arapların, sözünü ettiğimiz Araplar Aşireti ile ve/veya Urban-ı Buğurciyan ile ilintisi olduğu öne sürülebilir.
Bu aşiretten üç farklı grubun Yunusdere ve Kabaçınar köylerinin arazisindeki çeşitli bölgelerde zaman zaman konakladıkları, aşiretin son temsilcilerinin bir veba salgınında öldükleri halen Kabaçınarlıların hafızasındadır. Bahsedilen veba salgını halen hatırlandığına göre bunun 19. yüzyılda yaşanan ve bölgede çok sayıda can kaybına neden olan son salgınlardan birisi olduğunu düşünebiliriz.[6] Araplar denilen bu yörük topluluğunun mezarlığı veya en azından mezarlıklarından bir tanesi, definecilerin ve tabiatın tahribatına uğramış olsa da halen orman arazisinin içerisinde varlığını sürdürmektedir.
Günümüzde Yunusdere ile birlikte Dağmarmara’nın en küçük iki köyünden birisi olan Kabaçınar’ın nüfusuna dair erken dönem verilerine ne yazık ki sahip değiliz. Bölgeye ait 1831 tarihli nüfus kayıtlarında Yunusdere ve ona bağlı bir mahalle durumundaki Kabaçınar tek bir başlık altında kaydedilmişlerdir. Bu iki yerleşim yerinde o tarihte 148 erkek nüfus mevcuttur.[7] Dolayısıyla söz konusu tarihte anılan yerleşim yerlerinde yaklaşık 300 kişinin yaşadığı ifade edilebilir.
Kabaçınar, 1950’lerin ikinci yarısında Yunusdere’den ayrılarak bağımsız bir köy statüsü kazanmıştır. Köyün 1960 yılındaki nüfusu 229, 1965 yılındaki nüfusu ise 262 kişiden ibarettir.[8] 1970 yılında yapılan nüfus sayımına göre köydeki 81 hanede 282 kişi yaşamaktadır.[9] Köyün nüfusu 1985 yılında 332’ye ulaşırken 1997’de 327’ye[10], 2021 yılında ise 246’ya düşmüştür.[11] Son yıllarda kırsal alanda nüfusun azalmasına bir örnek de bu köyde gözlemlenmektedir.
Kabaçınar köyünde temelleri geçmişe uzanan en önemli yapı, köyün eski camisidir. 2000’li yıllarda köyde yeni bir camiin inşaatına başlanmış ve onun tamamlanmasıyla eski ibadethane işlevini yitirmiştir. Daha sonra yapının başka bir işlevle kullanılabilmesi amacıyla üst katına bir ilave inşaata başlanmış, ancak bitirilememiştir. Cami haziresinde üç tane mezar mevcuttur. Köyde anlatılanlar ve bir tanesinin başında bulunan mezar taşından bu mezarların 20. yüzyılın ortalarına ait oldukları anlaşılmaktadır. Yapı, 1950’li yıllarda geniş çaplı bir tadilat geçirmiştir. Tamirata ait olduğu ifade edilen kitabede eski Türkçe ile 7 Haziran 1957 tarihi ve kelime-i tevhid bulunmaktadır. Yaklaşık 35x65 cm ölçülerindeki bu mermer kitabe, büyük ihtimalle devşirme bir yapı elemanına kazınmıştır. Taştan inşa edilmiş olan cami yapısı, gerçekleştirilen müdahaleler sonucunda orijinalinden tamamen uzaklaşmıştır.
Kabaçınar köyünün isminin kökenini kesin olarak saptamak mümkün olmamıştır. Bursa’nın Yenişehir ilçesine bağlı Selimiye köyünün eski ismi de Kabaçınar’dır. Bu tür benzerlikler genellikle bir yörük aşiretini ve köyler arasındaki akrabalık ilişkisini akla getirmektedir ancak Bursa’daki köy, 19. yüzyıl sonlarında kurulmuş bir muhacir yerleşimidir. ‘Kabaçınar’ ise köyün kurulduğu mevkiin adıdır.[12] Dolayısıyla iki köyün kökenleri arasında böyle bir aşiret bağlantısı kurabilmek mümkün görünmemektedir.
Konum itibariyle Dağmarmara Yaylası’nın güney kısmının tam ortasında kalan Kabaçınar köyü, bölgede neredeyse tamamen düz bir alana kurulmuş yegâne yerleşim yeridir. Köyün çevresinde görülen eski yerleşimlerin izleri, buranın çok uzun zamandır birçok topluluğa ev sahipliği yaptığını kanıtlamaktadır. Ancak 1950’li yıllarda köy statüsü kazanan Kabaçınar’ın geçmişine dair neredeyse hiçbir arşiv belgesi bulunmaması, köyün tarihinin daha detaylı bir şekilde ortaya konamamasına neden olmaktadır.
[1] BOA. NFS.d.2832.
[2] Bu ve yazı boyunca belirtilecek bazı bilgiler, Kabaçınar sakinleriyle 17 Kasım 2022 tarihinde köy kahvesinde gerçekleştirilen görüşmeler.
[3] Mustafa Altınbaş, “Geçmişin Ayak İzleri: Hacıisalar’da Osmanlı Mezar Taşları”, https://www.turgutluyanki.com/yazarlar/mustafa-altinbas/gecmisin-ayak-izleri-haciisalar-da-osmanli-mezar-taslari/45/ , Erişim: 24.11.2022.
[4] Yusuf Halaçoğlu, Anadolu’da Aşiretler, Cemaatler, Oymaklar, Cilt: 1, Ankara 2009, s. 143-144.
[5] Feridun Emecen, XVI. Asırda Manisa Kazası, Ankara 2013, muhtelif sayfalar. ‘Urban-ı Buğurciyan’ tabiri, devecilikle uğraşan Araplar şeklinde tercüme edilebilir.
[6] Detaylı bilgi için bakınız: Muzaffer Tepekaya-İlker M. Çağlar, “XIX. Yüzyılda Turgutlu’da Doğal Afetler”, Uluslararası Turgutlu Sempozyumu Bildirileri, Cilt: 2, Turgutlu 2018, s. 869-870.
[7] BOA. NFS.d.2832.
[8] Mahmut Vehbi Tuyun, 1965 Turgutlu İlçe Yıllığı, Turgutlu 2018, s. 54.
[9] Cumhuriyetin 50. Yılında Manisa 1973, Ankara 1973, s. 72.
[10] Turgutlu 2016/ Nam-ı Diğer Kasaba, Turgutlu Kaymakamlığı Yayını, Turgutlu 2017, s. 9.
[11] https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr , Erişim: 24.11.2022.
[12] https://nisanyanmap.com/?y=kaba%C3%A7%C4%B1nar&lv=&t=&cry=TR&ua=10 , Erişim: 26.11.2022.