HACIİSALAR KÖYÜNÜN TARİHİ
Mehmet Gökyayla
Yerelin tarihini, özellikle köy boyutuna indirgeyerek yazmaya çalışmak, kendi içerisinde pek çok zorlukları taşımaktadır. Tarih yazımı için gerekli olan belgeler, mimarî eserler ya da buluntular kolay kolay karşımıza çıkmayacaktır birçok köyde. Durum böyle olunca da eğer varsa, köyde geçmişe dair anlatılan anekdotlar, anlatılar ve mezar taşları girecektir devreye. Bunların da olmaması veya sınırlı bilgi içermesi durumunda eldeki tüm malzemeyi ortaya serip sınırlı veri parçacıklarını makul yorumlarla birleştirmeye çalışmaktan başka bir alternatif görünmemektedir. Turgutlu’nun yüksek rakımlı kırsal yerleşim yerlerinden birisi olan Hacıisalar için de yaklaşık olarak bu durum geçerlidir.
Hacıisalar, kısa bir dönem kaza, sonrasında 1944 yılına kadar Turgutlu’ya bağlı bir nahiye olan Dağmarmara’daki köylerden birisidir.[1] 15 ve 16. yüzyıllar gibi erken dönemlerde Aydın sancağının Birgi karyesine bağlı olan bölge[2], ilerleyen dönemlerde Saruhan sancağına tabi hale gelmiştir.
Köyün ne zaman kurulduğuna dair şu an için elimizde somut bir veri bulunmamaktadır. Köy kahvesinde görüştüğümüz yöre sakinleri, Karaköy’ün bölgedeki en eski köy olduğunu, kendi köylerinin mazisinin de epey eskiye uzandığını ama Karaköy kadar eski olmadığını belirtmişlerdir. Osmanlı İmparatorluğu’nun klasik çağı diyebileceğimiz 16. yüzyıldaki tahrir yani arazi sayımı defterlerinde bölgede yalnızca Marmara isimli bir köy yerleşimi bulunmaktadır. Bu yerleşim de büyük olasılıkla günümüzün Karaköy’üne tekabül etmektedir. Dolayısıyla anılan dönemde bugün Dağmarmara dediğimiz yörede Marmara adını taşıyan ve kuvvetli ihtimalle Karaköy’ün öncülü olan bir köy dışında herhangi bir yerleşim mevcut değildir.
Hacıisalar adına rastladığımız şu an için elimizdeki en eski belgeler, 1831 (Hicrî 1247) tarihli nüfus defterleri ile vergi kaydı diye nitelendirebileceğimiz 1844’e ait temettuat defterleridir. O günlerde bir kaza olan Dağmarmara’nın köylerinden birisi durumundaki Hacıisalar’da 51 vergi mükellefi[3] ve 103 erkek nüfus vardır.[4] Dolayısıyla köyün anılan dönemde 50 civarında haneden müteşekkil olduğu ve 200-210 civarında bir nüfusu olduğu yorumuna ulaşılabilir.
Köyün o dönemdeki geçim kaynakları kestane, üzüm, ipekböcekçiliği, ceviz ve kirazdır. Ayrıca defterde tarla olarak kaydedilen ve tek yıllık bitkilerin yetiştirildiği anlaşılan geniş alanlar da mevcuttur. Tıpkı Karaköy’de olduğu gibi Hacıisalar’de de 19. yüzyılın önemli geçim kaynaklarından birisi olan ipekböcekçiliği, günümüze ulaşmamıştır. O günlerde arka sıralarda yer alan kiraz üreticiliği ise bugün köyün geçim kaynakları arasında ilk sıralara yükselmiştir.
Köyün neredeyse iki yüz yıllık süreçte değişmeyen geçim kaynaklarından birisi de odun kömürü üretimidir. 1844 tarihli kayıtlarda altı mükellefin mesleği, ‘kömürcülük’ şeklinde işlenmiştir. Odun kömürü imalatı, günümüzde de Hacıisalar’da ikamet eden birçok aile tarafından sürdürülmektedir. Arazilerdeki tarımsal faaliyetler büyük ölçüde sona erince yörede ikamet eden birçok aile, ‘Bulgar ocağı’[5] denilen kapalı ocaklarda meşe odunlarını içten içe yakarak kömüre dönüştürmektedir.
Hacıisalar’da köyün kuruluşuna dair yaygın olan bir anlatı mevcuttur. Buna göre Hacı İsa adlı bir kişi, ailesiyle birlikte buraya gelip yerleşmiş ve sonrasında bu ailenin çoğalması ve başka ailelerin de yerleşmesiyle zaman içerisinde bu köy oluşmuştur.[6] Bu gibi halk inanç ve anlatılarının kökeninde, günümüze ulaşana dek bozulmalar olsa bile genellikle bir gerçekliğin yer aldığını daha önce başka yazılarımızda da belirtmiştik. Öte yandan anlatılana sorgulamadan inanmak da doğru ve bilimsel olmayacaktır. Bundan dolayı köyün ismi meselesini irdelemekte yarar görüyoruz.
Hacıisalar ya da Hacıisalı, bir yörük cemaatinin adıdır. Cevdet Türkay’ın ‘yörükân taifesinden’ olduğunu belirttiği bu cemaat, Hacıisalu diye de anılmakta ve İçel, Alaiye, Beğşehri, Aydın ve Teke sancakları, Manavgat, İbradı, Anamur ile Çarşamba kazasında yaşamaktadır. Türkay’ın anlatımıyla, “Anadolu yörükânından Hacıisalu cemaati ehalileri eyyâm-ı şitâda Alaiye kazasında vaki Manavgat kazasında ve evân-ı sayfda bazan kaza-i mezbur civarında vaki İbradı kazasında ve bazan Beğşehri hududunda sakin olurlardı.”[7] Bir diğer ifadeyle bu yörük cemaati kış aylarını Manavgat civarında, yaz mevsimini ise İbradı veya Beyşehir sınırlarında yani daha yüksek rakımlı bölgelerde geçirirlerdi. Kanaatimizce köy isminin kökeninde Hacı İsa adlı bir ilk yerleşimcinin varlığından ziyade Toros Dağları ve eteklerinde sakin olan Hacıisalar cemaatinin varlığı, dolayısıyla bu yörükan taifesinin küçük bir kolunun büyük ihtimalle 1700’lü yıllarda bu bölgeye gelip yerleşmiş olmaları daha kuvvetli ihtimaldir.
Bölgede Hacıisalar köyünün geçmişine dair en önemli somut buluntular, birçok yerde karşımıza çıktığı gibi, köyün mezarlığındadır. Köyün mezarlığı, ‘Gedik Maşat’[8] adıyla anılmaktadır. Mezarlığın kuzey kısmına ‘gavur mezarlığı’ denmekte ve birkaç dönümlük alana yayılan o bölüme defin yapılmamaktadır. Gavur mezarlığı denen kısımda yazılı ya da yazısız herhangi bir mezar taşı bulunmamaktadır. Bu kısmın haricinde ise kabaca şekillendirilmiş kayrak mezar taşlarından bol miktarda mevcuttur. Ayrıca alanda on kadar da eski Türkçe kitabeli mezar taşı yer almaktadır. Halen kullanımda olan bu mezarlığın başlangıçta Kuşlar ve Kabaçınar köyleri tarafından da kullanıldığı belirtilmektedir. Köy Muhtarı Ali Acar’ın bu ifadesini[9] mezar taşlarındaki ifadeler de desteklemektedir.
Eski Türkçe yazılı mezar taşlarının iki tanesinde merhumların Kabaçınar’dan, birisinde de merhumun Kuşlar köyünden olduğunu belirten ifadeler bulunmaktadır. Alandaki en eski mezar taşları, 1790’lı yıllara aittir ve bunlarda herhangi bir köy ismi geçmediği için merhumların Hacıisalar’dan oldukları sonucuna ulaşmamız mümkündür. Tüm bu anlattıklarımızdan hareketle Hacıisalar’da çok yakın köyler olan Kuşlar ve Kabaçınar’dan daha önceki tarihlerde yerleşimin gerçekleştiği ve Gedik Maşatı denilen mezarlığın Hacıisalar’dan sonra iskân olunan diğer köyler tarafından da bir süre kullanıldığı, Kuşlar ve Kabaçınar’ın mezarlıklarının ilerleyen tarihlerde oluştuğu ya da buradan ayrıldığı yorumlarını yapmamız mümkündür.
1831’e ait nüfus defterleri, 1844 yılında tutulan temettuat kayıtları ve mezarlıktaki taşlar dikkate alındığında Hacıisalar köyünün mazisini 1700’lü yıllara götürmemiz mantıklı olacaktır. Yörük yaşantısına son derece uygun bir bölge olan Dağmarmara, Hacıisalar’ın da içerisinde bulunduğu yerleşimlerle birlikte 18. yüzyıldan itibaren giderek artan bir nüfusa ev sahipliği yapmaya başlayacaktır.
Hacıisalar’ın nüfusu, son yıllara gelinene dek genel itibariyle artan bir eğilim göstermektedir. Daha önce de bahsettiğimiz üzere 1831 yılı verilerine göre köyün nüfusu, yaklaşık 200 kişidir.[10] Cumhuriyet döneminin 1927’de yapılan ilk nüfus sayımına göre ise köydeki 64 hanede 283 kişi sakindir.[11] Hacıisalar’ın nüfusu 1945 yılında 351, 1955’te 364, 1965’te ise 463’tür.[12] 1970 yılında köydeki 116 hanede 454 kişi sakinken 1985’te nüfus 471’e çıkmıştır. Köyün nüfusu 1997’de 405’e[13], 2021 yılında ise 320’ye düşmüştür.[14] Bölgedeki birçok köy gibi Hacıisalar da yaklaşık son otuz yıllık süreçte çeşitli nedenlerle nüfusun seyrekleştiği yerleşim yerlerinden birisi olmuştur.
[1] BCA. 30-11-1-0 / 168-18-10.
[2] Hasancan Eralaca, “1447’den 1676 Yılına Kadar Dağmarmara Karaköy”, https://www.turgutluyanki.com/yazarlar/hasancan-eralaca/1447den-1676-yilina-kadar-dagmarmara-karakoy/38/ , Erişim: 01.11.2022.
[3] BOA. ML.VRD.TMT.d/01782.
[4] BOA. NFS.d/2834.
[5] Geçmişte aynı şekilde Turgutlu ve civarında içten içe yanarak pişen tuğlaların üretildiği fırınlara da ‘Bulgar fırını’ denmektedir. Dolayısıyla söz konusu üretim şeklinin benzerliği isimlendirmeye de yansımıştır.
[6] 27 Ekim 2022 tarihinde Hacıisalar köy kahvehanesinde gerçekleştirilen görüşmeler.
[7] Cevdet Türkay, Osmanlı İmparatorluğu’nda Oymak, Aşiret ve Cemaatlar, İstanbul 2001, s. 336. (Yerleşim yerlerinin isimleri, ana kaynakta olduğu yazımızda da Osmanlı Devleti dönemindeki şekilleriyle, değiştirilmeden aktarılmıştır.)
[8] Maşat kelimesinin anlamını daha önce Ören köyü ile ilgili yazımızda açıklamıştık. Bakınız: https://www.turgutluyanki.com/yazarlar/mehmet-gokyayla/tarihin-icinde-oren-koyu/39/
[9] 27 Ekim 2022 tarihinde gerçekleştirilen görüşme.
[10] BOA. NFS.d/2834.
[11] Mehmet Gökyayla (Yay. Haz.), Güzel Kasaba’nın Tabii Hazineleri ve İktisadî Vaziyeti, Turgutlu 2021, s. 61.
[12] Mahmut Vehbi Tuyun, 1965 Turgutlu İlçe Yıllığı, Turgutlu 2018, s. 54.
[13] Turgutlu 2016/ Nam-ı Diğer Kasaba, Turgutlu Kaymakamlığı Yayını, Turgutlu 2017, s. 9.
[14] https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr , Erişim: 02.11.2022.