TARİHİN İÇİNDE ÖREN KÖYÜ
Mehmet Gökyayla
Günümüzde Dağmarmara dendiğinde altı köy geliyor aklımıza: Kuşlar, Kabaçınar, Karaköy, Hacıisalar, Yunusdere ve Ören. Oysa Dağmarmara’nın nahiye olduğu dönemde buraya bağlı olan Ayvacık, Bahçecik, Sivrice ve Baktırlı gibi başka köyler de vardı. Bu nahiye, 1944 yılında İçişleri Bakanlığı’nın kararnamesi ile lağvedilirken[1] o günlerde Dağmarmara’ya, hatta Turgutlu’ya da bağlı olmayan bir yerleşim yeri, bugün yukarıda saydığımız altı köyden bir tanesidir. Bu köy, ismiyle de bize bazı ipuçları sunan Ören’dir.
Köyde ikamet edenlerin aktardıklarına göre Ören, eski dönemlerde Bayındır’ın Kızılkeçili köyüne tâbi bir mahalle durumundadır.[2] Sonrasında Kızılkeçili’den ayrılarak bağımsız bir köy statüsü kazanmıştır. Bu ayrılmanın ve Ören’in köy statüsü kazanmasının ne zaman gerçekleştiği sorusu, şu anda güncelliğini korumaktadır. Ancak 1933 yılında basılan Köylerimiz adlı kitapta[3] buranın bir köy olarak mevcudiyeti düşünülürse söz konusu olayın 1933’ten önce gerçekleştiğini söylememiz mümkündür. Ören’de anlatıldığı kadarıyla burası köy olduktan sonra Kel Ayhan diye anılan birisi, köyün ilk muhtarı olarak görev yapmıştır.[4]
1955 yılına gelindiğinde ise dönemin cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın onayladığı İçişleri Bakanlığı kararnamesi ile Ören, Bayındır’dan ayrılarak Turgutlu’ya bağlanmıştır.[5] Kararnamenin ‘esbab-ı mucibe layihası’ndaki detaylı anlatıma göre, Bayındır’ın Ören ve Kızılkeçili köyleri, Turgutlu’ya bağlanmak istemişler fakat yapılan referandumlarda Kızılkeçili köyü ahalisinin bu talepten vazgeçtiği anlaşılmıştır. Kızılkeçili’de yapılan referandumda 234 seçmenden 233’ü Bayındır’a bağlı kalmayı tercih etmiş; Ören’de ise 177 seçmenden 176’sı Turgutlu’ya bağlanma yönünde oy kullanmıştır. Ayrıca, “Ören köyünün Bayındır kazasına 25 kilometre uzaklıkta olup adi bir patika ile bağlı bulunduğu ve bu köyün 20 haneli bir mahallesinin Turgutlu kazasına bağlı Karaköy ve Yunusdere köylerinin hudutları dâhilinde bulunduğu” ve “Turgutlu’ya yakınlıkları ve alışverişlerini buradan yapmaları itibariyle Turgutlu ve Turgutlu halkı ile daimi münasebet ve temas halinde”[6] bulunduğu dikkate alınarak köy, 14 Nisan 1955 tarihinde Turgutlu’ya bağlanmıştır.
‘Ören’ kelimesi, harabe, virane[7] ve kalıntı[8] anlamlarına gelmektedir. ‘Ören yeri’ ise “doğal ve/ya tarihî uygarlıklardan kalan, değeri olan kalıntılar”ı[9] ifade etmektedir. Yer isimlerinin kökeninde bir gerçeklik olması gerektiği fikrinden yola çıkarak Ören köyünde günümüzde süregelen iskânın ortaya çıkması öncesinde eski bir yerleşimin ve bu yerleşimin kalıntılarının mevcudiyeti dikkate alınmalıdır. Köy halkı, kendilerinden önce köyün bulunduğu yerde başka ‘kavimler’in yaşadığını, kendilerinin buradaki üçüncü ya da dördüncü ‘kavim’ olduğunu ifade etmektedir ki bu ifade de ‘ören’ kelimesinin anlamıyla uyumludur. Bir diğer ifadeyle burada ikamet edenler, aynı alanda kendilerinden önce iki veya üç farklı zamanda yerleşimin varlığını aktarmaktadırlar duydukları doğrultusunda.
Ören köyünde günümüzde devam eden yerleşimin ne zaman başladığını tam olarak tespit etmek kolay olmasa da bunu belirli bir zaman aralığına indirmemiz mümkündür. Köyde görüştüğümüz 1936 doğumlu ismini belirtmememizi isteyen bir kişi, dedesinin de burada dünyaya geldiğini ifade etmiştir. Öte yandan 1830’lu, 1940’lı yıllara ait nüfus defterleri ve vergi kayıtları olan temettuat defterlerinde Ören’e dair bir bilgi bulunmamaktadır. Dolayısıyla buradaki mevcut yerleşimin 1840-1880 aralığında gerçekleştiğine dair temkinli olmak kaydıyla bir tahmin yürütmemiz mümkündür. Ancak köyün mezarlığındaki eski Türkçe kitabeli tek mezar taşının hicrî 1229, miladî 1814-15’e ait olması, bu teoriyi zayıflatmaktadır. Bu durumda köyün iskânının 19. yüzyıl başlarına denk geldiğini ve o dönemde burasının Kızılkeçili’ye ait nüfus defterlerinde dahi ayrıca gösterilmesi gerekmeyecek küçüklükte bir mahalle olduğunu, daha sonraları nüfusun arttığını düşünmek daha makul olacaktır.
Köy halkının büyüklerinden duyup aktardıklarına göre Ören’e Ömerler Yıkıklığı ve Araplar mevkilerinden dört aile gelip yerleşmiş, nüfus o aileler sayesinde ve zamanla diğer köylerden de gelip yerleşenlerle birlikte artmıştır. Seferberlikte yani Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girdiği dönemde köyde 35 hane sakinken köy halkından 62 kişi, cephede şehit olmuştur.[10] Köyün nüfusu 1927 sayımına göre 62 hanede ikamet eden 235 kişi[11], 1945 yılında 329, 1955’te 352, 1965’te 419’dur.[12] 1970 yılında yapılan sayıma göre ise Ören’deki 136 hanede 426 kişi sakindir.[13] 2021 yılına gelindiğinde Ören’in nüfusu da bölgemizdeki birçok kırsal yerleşimde olduğu gibi çeşitli etkenlerden dolayı düşüş eğilimi göstermektedir ve 1970 yılında 426 kişinin ikamet ettiği köyün nüfusu 2021 verilerine göre 391’dir.[14]
Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasının ardından 15 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaliye başlayan süreçte kısa süre içerisinde Ören’in de içerisinde bulunduğu bölge de işgal edilmiştir. Bu bölgede yaptığımız çalışmalarda daha önce işgal günlerine dair bir anekdot duymasak da Ören’de yaklaşık yüz yıl öncesinin hatıraları anlatılmaya devam etmektedir. Köy muhtarı Hüseyin Ortaç’ın büyüklerinden duyup bizlere aktardığına göre Yunan askerleri işgal günlerinde hayvanlarını en besilisini, en semizini seçer ve sahibine hiçbir söz hakkı vermeksizin onu kesip yerlermiş. “Silahlı askere kim karşı çıkacak o günlerde?” diyor Hüseyin Ortaç, “olan köylünün malına olmuş hep!”.[15]
İşgal yıllarına ait Ören’deki bir diğer veri de halen ‘Konstantin’in Yeri’ adıyla anılan mevkidir. Yine Örenlilerden öğrendiğimiz kadarıyla bu isimlendirmenin kökeninde bugün Konstantin’in Kırı denilen alanda Yunan birliğinin karargâhının bulunması yatmaktadır. Konstantin de büyük ihtimalle işgalci birliğin komutanının adıdır.
Ören’de günümüzde varlığını sürdüren iki mezarlık mevcuttur. Bunlardan birisi, halen kullanımdadır. Buradaki tek eski Türkçe mezar taşı, 1229 (miladî 1814-15) yılına aittir. Bu mezar taşı, El-hac Hasan oğlu Mehmet’e aittir ve köyde mezarın bir askere ait olduğu ifade edilmektedir. Eski Türkçe kitabeli bu mezar taşının çevresindeki bölgede çok sayıda kabaca şekillendirilmiş kayraktan imal edilen, yazısız mezar taşı mevcuttur. Mezarlığın altından geçen yoldaki bir altyapı çalışmasında yakın geçmişte bir mezar bulunduğu belirtilmektedir. Bu bilgiden yola çıkarak mezarlığın geçmişte daha büyük bir alana yayıldığı fakat zamanla sahipsiz kalan mezarların üzerinden bir yol geçtiği düşünülebilir. Kayrak mezar taşlarından köye doğru ilerleyince mezarlığın bugün de kullanılan kesimine ulaşılmaktadır. Günümüz mezarlığına yaklaşık bir kilometre mesafede ise köy halkının ‘Maşatçılar Mezarlığı’ diye isimlendirdiği diğer mezarlık bulunmaktadır. Maşatlık, gayrimüslim ve özellikle Yahudi mezarlıklarına verilen isimdir. Bu kelimenin Anadolu’nun bazı bölgelerinde mezar taşı anlamına gelen ‘maşat’[16] ya da “dinî bir özelliğe sahip veya topluma mal olmuş kimselerin şehid olduğu yahut defnedildiği yer”[17] anlamına gelen ‘meşhed’ kelimesinden türediği kabul edilmektedir.[18] Maşatlık kelimesinin gayrimüslim mezarlığı anlamına gelmesine rağmen Maşatçılar Mezarlığı’nda kabirlerin kıble yönüne bakıyor olması, burasının bir Müslüman mezarlığı olduğuna delalet etmektedir. Alandaki mezar taşlarının tamamı yazısız ve kabaca yontulmuş kayraktan imal edilmiştir. Yaklaşık üç bin metrekarelik alana yayılan bu mezarlık hakkında Ören’in bugünkü sakinlerinin kesin bir bilgisi yoktur. Köy halkından görüştüğümüz kişiler, bir ölet yani salgın hastalık nedeniyle ölenlerin buraya defnedildiklerini ve salgından dolayı mezarların ziyaret edilemediği için sahiplerinin unutulmuş olabileceğini söylemektedirler. Ancak ölümden aylar, bazen de yıllar sonra dikilen mezar taşlarının varlığı, bu söylemin inandırıcılığını zedelemektedir. Belki de Maşatçılar Mezarlığı, Ören sakinlerinin ‘bizden önce burada başka kavimler yerleşikmiş’ diye tarif ettiği önceki iskân süreçlerinden birisinin delili şeklinde değerlendirilmelidir.
1955 yılında Turgutlu’ya bağlanan Ören, günümüze yaklaştıkça yörenin önemli yerleşim yerlerinden birisi haline gelmiştir. Köyde, günümüzde de birleşik sınıflı eğitime devam eden ilkokul, 1962 yılında açılmıştır. Özellikle yolların zamanla modernize edilmesi ve ulaşımın rahatlaması ile birlikte yörede üretilen kiraz, ceviz ve kestane başta olmak üzere tarım ürünlerinin kolaylıkla pazara ulaştırılabilmesi ile Turgutlu’nun ilçe merkezine en uzak köylerinden birisi durumundaki Ören’in de ekonomik anlamda daha iyi bir seviyeye yükselmesi birbirine paralel olarak gerçekleşmiştir.
[1] BCA. 30-11-1-0 / 168-18-10.
[2] 20.10.2022 tarihinde Ören köyünde Muhtar Hüseyin Ortaç ve eski muhtar Ahmet Ali Dürmelik başta olmak üzere köyden yaklaşık on kişiyle görüşmeler gerçekleştirdik. Misafirperverlikleri ve gösterdikleri ilgiden dolayı Hüseyin Ortaç’ın nezdinde hepsine teşekkürlerimi sunuyorum.
[3] Köylerimiz, Dâhiliye Vekâleti Mahallî İdareler Umum Müdürlüğü Neşriyatı, Ankara 1933, s. 605.
[4] Ahmet Ali Dürmelik (Ören köyünün eski muhtarı) ile 20.10.2022 tarihinde gerçekleştirilen görüşme.
[5] BCA. 30-11-1-0/250-12-5.
[6] BCA. 30-11-1-0/250-12-5.
[7] http://lugatim.com/s/%C3%B6ren , Erişim: 21.10.2022.
[8] https://sozluk.gov.tr/ , Erişim: 21.10.2022.
[9] https://ecodiurnal.com/orenyeri-turkiyedeki-oren-yerleri/ , Erişim: 21.10.2022.
[10] Ahmet Ali Dürmelik (Ören köyünün eski muhtarı) ile 20.10.2022 tarihinde gerçekleştirilen görüşme.
[11] İzmir Vilayeti Salnamesi 1927-1928, İzmir Vilayeti İstatistik Müdüriyeti Neşriyatı, İzmir 1929, s. 161.
[12] Mahmut Vehbi Tuyun, 1965 Turgutlu İlçe Yıllığı, Turgutlu 2018, s. 54.
[13] Cumhuriyetin 50. Yılında Manisa 1973 İl Yıllığı, Ankara 1973, s. 72.
[14] https://biruni.tuik.gov.tr/medas/?kn=95&locale=tr , Erişim: 24.10.2022.
[15] Hüseyin Ortaç ile 20.10.2022 tarihinde gerçekleştirilen görüşme.
[16] http://lugatim.com/s/ma%C5%9Fatl%C4%B1k , Erişim: 23.10.2022.
[17] Mustafa Öz, “Meşhed”, TDVİA, https://islamansiklopedisi.org.tr/meshed , Erişim: 23.10.2022.
[18] https://sozluk.gov.tr/ , Erişim: 23.10.2022.