Turgutlu Kent Müzesi Sorumlusu Mehmet Gökyayla, Turgutlu’da unutulan hayırseverler Çizmeci Ali Usta, Giritli Hasan Çavuş ve Ali Baba’yı ve Turgutlu Ortaokulu’nun geçmişini Yankı Gazetesi’ne anlattı. Gökyayla yazısında şu ifadelere yer verdi:
“Turgutlu’nun düşman işgalinden kurtuluşundan hemen önce Yunan birlikleri, birçok yerleşim yerinde olduğu gibi bu şehri de yakıp yıkmışlar; neredeyse tamamen küle çevirmişlerdi. Yangın sürecinde evler, dükkânlar, devlet daireleri ve birçok ibadethaneyle birlikte şehirdeki okullar da bir daha kullanılamaz hale gelmişlerdi. Kurtuluştan sonra, o günlerin tüm imkânsızlıklarına rağmen kısa zamanda ilkokullar seviyesinde eğitime başlanmış ancak yanarak yıkılıp giden kız ve erkek rüştiyelerinin yani ortaokulların yeri, çok uzun süre doldurulamamıştı.
Yangın öncesi, yani 1922 yılının eylül ayı öncesinde Kasaba’da kız ve erkekler için ayrı ayrı olmak üzere iki rüştiye varken 1930’lara gelindiğinde burada henüz bir ortaokul açılabilmiş değildir. Ülke, çok uzun süren savaşlardan yeni çıkmış durumdadır. Batı Anadolu’da pek çok yerleşim yeri, neredeyse yok olmuştur ve devletin hem buralarda yaşayan vatandaşların dertlerine derman olması hem de bölgede var olması gereken kamu kurumlarını en baştan oluşturması, çoğunlukla yeniden inşa etmesi gerekmektedir. Yokluklara rağmen, Turgutlu’da 1927-28 yıllarında Cumhuriyet ve İsmet Paşa (günümüzde Namık Kemal İlkokulu) İlkokulları inşa edilmiş ve bazı eski yapılar tadil edilerek Hilal İlkokulu açılmıştır. 1930’lara geldiğimizde artık Turgutlu’da üç ilkokul mevcuttur ve artık sıra ortaokula gelmiştir.
1936-37 yıllarına ulaştığımızda bir ortaokul açılabilmesi için Turgutluluların girişimleri giderek somutlaşmıştır. Kuruluş zamanını tam olarak bilemesek de bu tarihte ilçede bir ortaokul kurulması ve eğitim hizmetlerine destek olmak amacını taşıyan Turgutlu Ülkülendirme Kurumu adlı sivil toplum kuruluşunun bu dönemde yoğun bir çalışma içerisinde olduğu anlaşılmaktadır.[2] Kurum, halktan bağış toplamakta ve imkânı olan Turgutluluları ortaokul yapımına destek olmaya ikna etmektedir.

Dönemin gazetelerinde yayınlanan birkaç haber, Turgutluluların ortaokul konusuna nasıl sahip çıktıklarını ve okulun açılabilmesi için yapılan fedakârlıkları göstermesi bakımından çok anlamlıdır. Haberlerin ilki, 18 Kânunuevvel (Aralık) 1936 tarihli Anadolu gazetesinde yayınlanmıştır ve “Turgudlu Ortamektebe Kavuşacak” başlığını taşımaktadır.[3] Haberde aktarılanlara göre, kısa süre önce ilçeyi ziyaret eden Manisa Valisi Dr. Lütfi Kırdar’a ilçenin eksikleri hakkında bilgi verilmiş ve en önemli ihtiyacın ortaokul olduğu vurgulanmıştır. “Her gün sabahları Manisa Ortamektebi’ne giderek akşamları dönen yüze yakın talebe, hakikaten mustarip vaziyette bulunmaktadırlar.”[4] Bunun üzerine Vali Lütfi Kırdar, ortaokulun sonraki eğitim yılı başına kadar açılabilmesi için gayret edeceklerini belirtmiştir ve Vali’nin bu vaadi sevinçle karşılanmıştır.
Yeni bir okul açılabilmesi, ancak halkın da desteğiyle gerçekleşebilecektir ve bunu duyurmak amacıyla Halkevi’nde bir toplantı düzenlenmiş; Belediye Reisi Cevdet Öktem ve Turgutlu Alay Komutanı Âmil Bey (haberde soyadı maalesef verilmemiş) konunun önemini belirten birer konuşma yapmışlardır. Bu konuşmaların ardından toplantıya katılanlar da üzerlerine düşeni yapacaklarını ifade etmişlerdir. Hazır bulunanlardan üç kişi de kendilerine ait olan arsaları ortaokulun açılabilmesi için bağışlamayı taahhüt etmişlerdir: “bilgiye susamış, hamiyetli vatandaşlardan Çizmeci Ali Usta 1328, Ali Baba 1294, Giridli Hasan Çavuş 1665 metre murabbaı genişliğindeki arazilerini mektebe terk ve teberru ettiklerini söylemişlerdir.”[5]

Konuyla ilgili bir sonraki haber, 20 Şubat 1937 tarihini taşımaktadır ve “Turgutlu’da Ortamekteb / Binanın Yapılacağı Yer Teberru Edildi” başlığını taşımaktadır.[6] Haberde ortaokulun inşa edilebilmesi için yukarıda isimleri verilen hayırsever vatandaşlar tarafından bağışlanan arsaların istasyon yakınlarında olduğu belirtilmektedir. Ayrıca, “memleket müdafaası için seve seve yüz binlerce lira veren, su tesisatı için yüz on dört bin lira hediye eden, İsmet Paşa Mektebi için otuz bin lira teberru eden Turgutlu, orta mektep binasını yapmakta müşkülâta uğrayacak değildir” denilerek Turgutlu halkının o güne dek yaptığı fedakârlıklar vurgulanmaktadır. Bir sonraki cümlede de Çınarlı mevkiinde inşa edilecek yeni okul[7] için kahvehanesini bağışlayan ama maalesef adı verilmeyen bir hayırsever vatandaştan bahsedilmektedir.
Turgutlu’ya bir ortaokulun kazandırılması için yapılanlara dair diğerleriyle yakın dönemde yayınlanan son haber ise 6 Nisan 1937 tarihli Yeni Asır gazetesinde yer almıştır.[8] Haberde belirtilenlere göre Turgutlulular, ortaokul inşasında kullanılmak üzere, dönemi için çok önemli bir meblağ olan yüz bin lira bağışlamayı taahhüt etmişlerdir. Bir önceki gün, okulun inşa edileceği arsada belediye mühendisleri tarafından sınır kazıkları çakılmış ve arsalarını bağışlayanlar halkın huzurunda tapularını hükümete devretmişlerdir. Halkın ilgisini ve desteğini arttırmak amacıyla bu işler, bir tören havasında gerçekleştirilmiştir. “Öğleden sonra saat 13,5’ta Cumhuriyet Meydanı’nda toplanılmış, önde muzika, mektepler ve halk olduğu halde bayraklarla istasyonda ortamektep binasının yapılacağı yere gidilmiştir.”[9]
Şimdi, bu haberleri okuduktan sonra, doğal olarak aklımıza ilk gelen soru, okulun yeri ile ilgili olmalıdır. Turgutlu Ortaokulu, 1937-38 eğitim döneminde, Piyaleoğlu Caddesi üzerinde, Koca Hamam’ın karşısında yer alan ve Dereli evi olarak bilinen bina kiralanarak burada eğitime başlamıştır. Okulun resmî açılış töreni ise 29 Ekim 1937’de, Cumhuriyet’in 14. yıldönümünde yapılmıştır. Burası okul için yetersiz kalınca, çevredeki iki bina daha kiralanarak okul, üç ayrı mekâna bölünmüştür. İlerleyen dönemde, bugün Turgutlu Lisesi olarak bildiğimiz binanın inşaatına başlanmış ve henüz Turgutlu’da bir lise hayalinin dahi olmadığı bir dönemde Turgutlu Ortaokulu, günümüzde lisenin kullandığı bu binaya taşınmıştır. Peki, yukarıdaki haberlerde bahsedilen Çizmeci Ali Usta, Ali Baba ve Giritli Hasan Çavuş tarafından bağışlanan ve istasyon yakınlarındaki arsaların akıbeti ne olmuştur?
Turgutlu’nun büyüme istikameti, yerleşim yerinin tüm tarihi boyunca aşağıdan yukarıya ya da kuzeyden güneye doğru olmuştur. Bağışlanan arsalar ise şehrin büyüme istikametinin tam aksi yönünde kalmış durumdadır. Büyük olasılıkla bu nedenle okulun yeri ile ilgili fikir değişmiş; ortaokulun istasyon yakınlarındaki arsa yerine Demirel Sokak üzerinde, bugünkü yerinde inşa edilmesi kararı verilmiş olmalıdır. Dönemin üç hayırseveri tarafından bağışlanan arsalar ise daha sonraki dönemlerde farklı okullara ev sahipliği yapacaktır. Bu üç arsa birleştirilerek tek bir parsel haline getirilmiş ve üzerinde inşa edilen bina ilk olarak 19 Mayıs İlkokulu’na, daha sonra ise Ticaret Lisesi’ne ev sahipliği yapmıştır. Bir dönem İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü’nün de kullandığı mekân, ilerleyen tarihlerde yapılan ilave bina ile günümüzde yine başka bir eğitim kurumuna ev sahipliği yapmaktadır ve bu eğitim kurumu, Firdevs Gürel Özel Eğitim Uygulama Merkezi’dir.
Turgutlu Ortaokulu’nun açılabilmesi için kendi arsalarını bağışlayan üç hayırseverle ilgili ise bilgimiz sınırlıdır. Soyadı Kanunu’nun henüz birkaç yıl önce yürürlüğe girdiği 1936-37 yıllarında soyadlarının kullanımı yeterince yayılamadığı için, alıntıladığımız üç haberde de hayırseverlerin soyadlarına yer verilmemiştir. Üç hayırseverden ikisinin kimliğine dair bilgi sahibiyiz. Ali Usta, haberlerde lakap olarak belirtilen ve mesleğini de ifade eden ‘Çizmeci’ kelimesini, soyadı olarak almıştır. Aslen Giritli olan Ali Usta, çocuk yaşlarda iken ailesiyle birlikte Turgutlu’ya göç etmiştir. 1868 doğumlu olan Ali Çizmeci, 13 Mart 1946’da vefat etmiş ve Turgutlu Mezarlığı’na defnedilmiştir. Diğer iki hayırseverin de tıpkı Ali Usta gibi, Giritli olduğunu düşünüyoruz, ki zaten haberlerde Hasan Çavuş’tan da ‘Giritli’ olarak bahsedilmektedir. Hasan Çavuş’un soyadı ise Özyiğit’tir. 1288 (1871) yılında doğan Hasan Özyiğit, 7 Ekim 1961’de vefat etmiştir ve Turgutlu Mezarlığı’nda medfundur. Anladığımız kadarıyla bu üç arsa komşusu, ortaokul konusu gündeme gelince kafa kafaya vererek arsalarını bu uğurda bağışlamayı kararlaştırmış olmalıdır. Arsaların bulunduğu civarın yoğun olarak Girit muhacirlerinin ikamet ettikleri mahal olduğu düşünüldüğünde kendi evlerinin de o bölgede olduğu yorumuna ulaşılabilir.
1960’lardan günümüze 19 Mayıs İlkokulu, Turgutlu Ticaret Lisesi ve Firdevs Gürel Özel Eğitim Uygulama Merkezi’nde ders gören binlerce, belki de on binlerce öğrencinin eğitim hayatında bugün adlarını dahi unuttuğumuz, birisinin kimliğine dair bile maalesef hiçbir şey bilmediğimiz bu üç hayırseverin hakkı bulunmaktadır.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: