Turgutlulu Çevrecilerden Baktırlı Mahallesi'nde GES Bilgilendirmesi
MANİSA'nın Turgutlu ilçesine bağlı Baktırlı Mahallesi'nde, Turgutlu Çevre Derneği ve Turgutlu Çevre Platformu tarafından Güneş Enerjisi Santralleri'nin (GES) Gediz Ovası'na verebileceği zararlarla ilgili bilgilendirme yapıldı. Eş zamanlı olarak, Baktırlı Mahalle Muhtarlığı Toplantı Salonu'nda da saat 11.00'de ve 12.00'de iki adet toplantı da Çevre İl Müdürlüğü temsilcileri, Çevre Bakanlığı Yetkilileri ve Güneş Enerjisi Santrallerini kurmak isteyen özel bir firma, bu proje hakkında bilgilendirme yaptı.
Turgutlu Çevre Derneği ve Çevre Platformu tarafından Baktırlı Mahallesi'nde özel bir firma tarafından kurulması planlanan Güneş Enerjisi Santralleri'nin (GES)'in Gediz Ovası'na ve çevreye verebileceği zararlar ele alındı. Etkinliğe çok sayıda mahalleli ve çevreci vatandaşlar katılım sağladı. Bir meydanda gerçekleşen konuşmada şu ifadelere yer verildi:
"GES (Güneş Enerji Santralleri) Gediz Ovası'nda Kurulamaz
Üretilen birim enerji miktarı diğer enerji santralleri ile karşılaştırıldığında, güneş enerji santralleri büyük alanlara ihtiyaç duymaktadır. Kurulum yapılan alanlarda, mevcut bitki örtüsüne yönelik geniş çaplı temizlik işlemleri yapılmakta, bu süreçte verimli topraklar fiziksel olarak sökülüp taşınmakta veya bitkileri yok eden herbisit türevi kimyasallar kullanılmaktadır. Genellikle tercih edilen yöntem bu kimyasal uygulamadır.
Panellerin altındaki otların yok edilmesinde kullanılacak olan ot ilaçları, yer altı ekosistemini kirleterek Gediz Ovası'ndan beslenen milyonlarca insanı etkileyebilir.
Santral alanı yoğun orman örtüsüne sahip olmasa da, bu arazilerde yapılacak temizlik işlemleri büyük zarar yaratacaktır. Orman toprağı niteliğindeki bu alanların vejetasyonu santralin işletme süresi boyunca zarar görecek, bu zararlar kalıcı olacaktır.
Zemini olumsuz etkileyen bir diğer işlem ise toprakta yapılan sıkıştırma ve tesviyedir. Bu işlemler arazinin topografik yapısını bozmakta, doğal drenaj kanallarının yok olmasına ve erozyon riskinin artmasına neden olmaktadır. Bilim insanlarına göre, erozyon riski taşıyan alanlarda GES kurulması son derece sakıncalıdır.
Doğal bitki örtüsüne ve orman toprağına sahip alanlarda GES kurulması, bu alanların kaybı anlamına gelir. Bu alanlardaki kullanım değişimi çevresel etkileri tetiklemektedir.
GES’lerin tarımsal amaçla kullanılan arazilerde kurulması, bu alanların kullanım kabiliyet sınıflarını düşürmekte ve faaliyet süresi boyunca ciddi üretim kayıplarına yol açmaktadır. Santralin neden olduğu fiziksel bozulmalar, faaliyet sonrası bu alanların tarım dışı kullanıma açılmasına ve verimli tarım arazilerinin kaybına neden olabilir. Bu nedenle tarıma elverişli arazilerde GES kurulumu engellenmelidir.
GES’lerin yer seçiminde, bölgedeki su kaynakları da önemli bir belirleyici olmalıdır. GES’ler geniş alanlar kapladığı için çevresindeki canlıların yaşam alanları ve beslenme düzeni bozulmakta, mikroklima değişmekte, ışık yansımaları ve manyetik alan oluşumu gibi etkilerle ekosistem zarar görmektedir.
Santralin faaliyet gösterdiği alanın biyolojik çeşitliliği yüksekse, GES’lerin etkileri daha yıkıcı olabilir. Rutin faaliyetler veya kazalar sonucu ortaya çıkabilecek kimyasal salınımlar çevresel açıdan büyük risk taşımaktadır.
Yeni enerji iletim hatları, trafo merkezleri ve diğer altyapı unsurları da doğal yaşamı olumsuz etkileyecektir.
Fotovoltaik panellerin verimliliğini sağlamak için sık temizlik gereklidir. Bu da yöredeki su kaynaklarını kullanma ihtiyacı doğurur. Oysa yöre zaten su fakiridir; yer altı su seviyesi 500 metreye kadar inmiş durumdadır. Bu da köylerde su seviyesinin düşmesine neden olacaktır.
Depolama tesisleri yangın açısından büyük risk taşımakta; olası yangınlarda ağır metaller toprağa ve suya karışarak kalıcı çevre kirliliğine yol açabilir.
Panellerdeki ağır metallerin arıza veya kazalar sonucu çevreye yayılması, taşıyıcı demir ve kabloların korozyonu gibi etkiler yer altı ve yer üstü sularını kirletebilir.
Projenin ömrü 16 yıl olarak belirlenmiştir. Bu sürenin sonunda sistem sökülürken ortaya çıkacak atıkların nasıl bertaraf edileceği, geri dönüşümünün nerede ve kim tarafından yapılacağı belirsizdir. Geri dönüşüm yapılmazsa, bu paneller toprağa ve suya zarar verecektir.
Yaklaşık 800 dönüm arazinin işgal edileceği bu proje, sonunda bu toprakları kullanılamaz hale getirebilir. Ekosistem içinde, tarım alanları ve komşu zeytinlikler ile meyve bahçeleri de ağır metal bulaşmasından etkilenebilir. Bu da ciddi ekonomik ve sağlık zararlarına yol açar.
İnşaat ve ulaşım aşamalarında oluşacak emisyonlar, çevre ve tarım ürünleri üzerinde olumsuz etki yaratacaktır. Panellerin montajı ve işletmesi sırasında da çevresel zararlar devam edecektir.
En önemli konu ise, yer altı ve yer üstü sularına karışabilecek ağır metallerin Gediz Ovası genelinde milyonlarca insanı etkileme riskidir. Gediz Havzası, bir bütün olarak değerlendirilmelidir; bir noktadaki zarar tüm havzayı etkiler.
Sonuç olarak bu tesis, bu verimli topraklara kurulamaz. GES’ler verimsiz ve ekolojik riski düşük alanlara yönlendirilmelidir." ifadeleri kullanıldı.
Baktırlı Mahallesi Toplantı Salonu'nda ise santralleri kurmak isteyen firma, Manisa Çevre İl Müdürlüğü ve Çevre Bakanlığı tarafından 'ÇED sürecinde Halkın Bilgilendirilmesi ve Sürece Katılım Toplantısı' gerçekleştirildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: