Turgutlu Kent Müzesi sorumlusu Mehmet Gökyayla, Turgutlu'nun kaybolan değerlerinden olan hanları gazetemize anlattı. Gökyayla yazısında şunları anlattı:
Turgutlu’da da geçmişte çok sayıda han olduğu bilinmektedir. 1671 yılında Turgutlu’ya gelen Evliya Çelebi burada 11 adet hanın varlığından söz etmekte; Semerciler Hanı, pazar yerinde Voyvoda Hanı ve Yeniçeri Hanı’nın adlarını özellikle belirtmektedir.[2] Evliya Çelebi ya bu andığı üç hanı bizzat görmüş ya da özellikle bu hanların öne çıkan niteliklerinden kendisine bahsedilmiş olmalıdır. Anılan dönemde muhtemelen yedi bin civarında nüfusun ikamet ettiği, büyükçe bir kasaba görünümünde olan[3] Turgutlu’da küçümsenmeyecek sayıdaki hanların varlığı, hem üretimin bolluğu hem de ticarî hayatın hareketliliği ile ilintili olmalıdır.
Zaman ilerledikçe hanların yeni bir işlev daha kazandığı anlaşılmaktadır. Ekonomik durumu zayıf olan bazı aileler ve bekâr erkekler, hanlarda ikamet etmeye başlamışlardır. Bu gibi bazı hanlar, Yahudihane[4] ya da Rumhane gibi adlarla da anılmaktadır. Esas olarak anılan yapılar, eski hanların özelliklerini tam olarak göstermese bile bunlar, statü ve işlev olarak han kabul edilmelidir. Nüfus defterlerinde de bu yapılar, ‘han’ olarak anılmakta ve buralarda ikamet edenler, mahallelerin yanı sıra ayrıca zikredilmektedir. Özellikle 19. yüzyılda hazırlanan nüfus defterlerinde bununla ilgili hanlarda kalanların ismi, yaşı, sayısı gibi detaylı verilere rastlanmaktadır.
1842 (Hicri: 1258) yılına ait Turgutlu nüfus defterleri içerisinde de hanlarda kalan kişiler ayrıca değerlendirilmiştir. Defterin düzenlendiği tarihte Turgutlu’da Hân-ı Kebir, Hacı Ahmet Ağa Hanı, Çorbacı Hanı, Kabasakal Hanı, Hacı Abbas Ağa Hanı, Çere Pazarı Hanı, Boyacıoğlu Hanı, Çavuş Hanı, Çınarlı Hanı, İki Kapulu Han ve Ağaoğlu Hanı adlarını taşıyan 11 adet han mevcuttur.[5] Anılan hanlarda toplam olarak 94 kişi kalmaktadır. 1846 yılının nüfus defterinde ise sayılanlardan Ağaoğlu Hanı’na rastlanmamakta, diğerlerinin yanı sıra Mahkeme Hanı, Halil Çelebi Hanı ve Kabakulakoğlu Hanı ile beraber sayının 13’e çıktığı gözlenmektedir. Bu 13 handa, söz konusu tarihte toplam olarak 477 kişi kalmaktadır.[6]
Turgutlu’nun hanlarına dair başvurulabilecek olan bir diğer kaynak da halktan alınacak vergileri düzenli bir şekilde kayıt altına alabilmek amacıyla hazırlanan temettuat defterleridir. 1845 tarihli ve Turgutlu’daki gayrimüslimlerin ele alındığı 2764 numaralı temmettuat defterinde Hacı Osman Ağa Hanı, Bolad (Polat) Ağa Hanı, Seydi Oğlu Hanı, Seyfizâde Hanı, Eski Rum Hanı, Cafer Oğlu Hanı, Arab Ağa Hanı, Vakıf Han, Sancakdar Oğlu Hanı ve Katırcı Penayot Hanı zikredilmekte ve bu hanlarda küçümsenmeyecek sayıda gayrimüslim nüfus ikamet etmektedir.[7] Nüfus ve temettuat defterlerinde farklı isimlerle aynı hanlardan bahsedilmiş olabileceğini, bir başka söyleyişle bir hanın birden fazla isimle anılmış olabileceğini göz önünde bulundurmamız yerinde olacaktır.
1321 yılı (Miladi: 1903) Aydın Vilayeti Salnamesi’nde de Turgutlu’da da 12 adet hanın mevcudiyetinden söz edilmektedir.[8] Tüm bu verilerden yola çıkarak 1670’lerden 1900’lerin ilk yıllarına kadar geçen sürecin her döneminde Turgutlu’da on civarında hanın var olduğu ve bu yapıların tüm Osmanlı coğrafyasında olduğu gibi burada da önemli bir işlevi üstlendiği söylenebilir.
Yunan birlikleri tarafından işgalin son günlerinde çıkarılan yangın, Turgutlu’da hayatın her yönünü allak bullak ettiği gibi, hanların da büyük ölçüde sonunu getirmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla yangında bu yapılar da ya tamamen yanmış ya da kullanılamaz hale gelmişlerdir.

Yangın sonrası dönemde karşımıza çıkan ve olasılıkla baştan inşa edilen hanlar ise artık kalıcı ikamet değil, konaklama ve/veya üretim ya da ticaret gibi çeşitli işlerin yürütülmesi işlevini barındıracaklardır. Günümüzde yerinde Koza Han’ın yükseldiği Arif Ağa’nın Hanı ya da bir anlamda şantiye görevi görmüş olan günümüzün Ziraat Bankası yakınlarında yer alan Belediye Hanı bunlar arasındadır. Halen ayakta olan ve bir ölçüde geleneksel han tipolojisini taşıyan tek yapı durumundaki Kara Mehmet Hanı ise, daha ileri tarihlerde, 1960’lı yıllarda inşa edilmiştir. Nüfus ve temettuat defterlerinde adları sayılan ve günümüze ulaşmayan hanların yerleri ya da büyüklükleri ile ilgili ise maalesef yeterli bilgimiz bulunmamaktadır.
Yunan yangınında tamamen yok olmayan ya da belki de yangın sonrasında tadil edilerek yeniden kullanılabilir hale getirilen muhtemelen tek han ise Altay Mahallesi Selçuk Sokak üzerindeki Arap Hanı ya da Arap’ın Hanı’dır. Söz konusu yapının sonu ise yine bir yangınla gelmiştir. Doğan Çizmeci’nin 24 Haziran 1990 tarihli haberine göre bir önceki gün öğlen saatlerinde çıkan yangın, Arap Hanı’nı kullanılamaz hale getirmiştir.
Habere göre: “20 esnaf dükkânının bulunduğu eski Arap Hanı’nda dün saat 12:00 sıralarında yangın çıktı. Binanın ahşap olması ve itfaiye aracının arıza yapması üzerine alevler kısa sürede yayıldı, yandaki Nevzat Kaptık’ın kiracı olarak oturduğu eve de sıçradı. Arap Hanı’nın diğer yanında tüp bayiinin bulunması ise Turgutlu’yu facia tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı.”[9]
Çarşıda çıraklık yapan bir çocuk olarak o günü ve çarşıdaki esnaflarda ‘tüpçüde yangın çıkmış’ söylentisinden dolayı oluşan paniği ben de iyi hatırlıyorum. Yangın uzun süre söndürülememiş ve çarşı uzun süre dumanlar altında kalmıştı.

1990 yılında yaşanan bu yangının ardından Arap / Arap’ın Hanı, bir daha eski haline getirilememiştir. Yangın sonrasında hanın ayakta kalabilen kısmı, günümüzde de bazı dükkânlara ev sahipliği yapmaktadır. Halen dönemsel mimarî özelliklerini nispeten de olsa muhafaza eden han, İzmir II No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 22 Şubat 2007 tarihli kararıyla koruma altına alınmıştır. Belirttiğimiz üzere, Turgutlu’da klasik han özelliklerinin gözlenebildiği son yapı, çok daha yakın tarihe ait olan Kara Mehmet Hanı’nı bir kenara koyarsak, günümüzdeki hali bunları artık hakkıyla yansıtamıyor olsa dahi, burasıdır.
Hasan Deniz Çizmeci
Yorumlar
Kalan Karakter: