TURDAKLILARI SPİLDE ARDIÇ ALTINA SIĞINAN YILKI ATLAR KARŞILADI
EYLÜL ayının son haftasından beri soğuk, yağmur, kar demeden aralıksız doğaya çıkan; dağ, kanyon, ormanlarda doğa yürüyüşleri ve tırmanışlar yapan TURDAK grubu ile bu pazar yine SPİL dağındaydık.
Birkaç günden beri günlük güneşlik olan hava bu gün soğuk ve yağışlı. Bu olumsuzluk grubu etkilemiyor. Yürüyüşe katılmak için eski belediye binası önünde bir otobüs dolusu insan birikmiş. Herkesin soğuğa karşı önlemi ve yağmurluğu var. TURDAK başkanı Celalettin Hoca,“Yağmurun kendilerini etkilemeyeceğini, dağda, ormanda yürümenin keyfini sıcak odalara değişmeyeceklerini” söylüyor.
Aracımız bizi Sancaklıkayadibi köyünde bırakıyor. Sisten göz gözü görmüyor. Sol yanımızda Spil dağının yalçın kayalıkları uzanıyor. Kayalığın bitimindeki keçiyolundan, yer yer dere içlerinden,drenin azgın suyundan güçlükle de olsa atlayarak kimi zaman düşerek ilerleyerek kuzeye yöneliyoruz. Grup üyelerinin pek çoğu geçen nisan ayında bu parkurda yürüdüğü için yolu biliyor. Dağın yayvanlaşmış bir bölümünde uzaktan keçi ağılları görülüyor. Ağılların yanından geçeceğiz. Biraz daha ilerleyince sürüsünü ormana salmış çakır gözlü bir kadın bizi karşılıyor. Yürüyüşçüler yolu bildikleri halde yine de gidiş yönünü kadına doğrulatıyorlar. Çok sert tırmanışlardan sonra geçtiğimiz yerlere göre daha düz sayılabilecek bir alana ulaşıyoruz. Bundan sonrasının daha kolay olacağını öğrenince biraz rahatlıyorum.Aslın da hiç te kolay olmuyor. Kolaylık grup alışkın olduğu için onlara kolay, çok sert, yokuş yerlerden güçlükle, nefes nefese çıkararak ilerlediğimiz patika bizi orman içinden Ayvacık köyünü tepeden gören Gebeoluk çeşmesine ulaştırıyor. Oldukça yükseğe çıktığımızı aşağıdaki manzaranın genişliğinden anlıyorum. Çevremizde İzmir, Manisalı varlıklı ailelerin in yaptırdığı içerinde bin bir çeşit meyve ağacının bulunduğu yazlık evler var birde koca ardıç ağaçları altına sığınmış yılkı atlar. İnsanın burada yaşadığı sürece -hangi yaşta olursa olsun- kendisini genç hissedeceğini düşünüyorum. Hava oldukça soğuk kimi yerlerde erimemiş kar kümeleri var.
Kısa bir
kahvaltı molası verdik. Terden ıslanmış giysilerimizi titreyerek değiştirdik..
Soğuktan ellerimiz ağzımıza bile
götüremiyoruz. Başkan, kısa, ayaküstü danışmasından
sonra gurubu Uzunçınar yönüne çevirdi. Plana göre;
Uzunçınar köyüne varmadan güneye yönelip Çambel köyüne ineceğiz. Kasdırımlı
çeşmeden sonrasına grup ilk kez
deneyecekmiş. Zaman zaman tüfek sesleri duyuyoruz. Köylüler domuz sürek avına çıkmışlar, arada bir
karşılaşıyoruz. Vurdukları tosun kadar
domuzu da gördük. Kaldırımlı çeşmeden güneye yöneldik, uzaktan da olsa Çambel
üstündeki TV yansıtıcıları, radar
antenleri görünüyor. Yakın sanıyoruz. Saat 11.00 den 15.00 e değin yürümekle bitmedi. Kimi yerde yol bitti,
uçurum gibi yerlere indik çıktık yine de Çambel köyüne ulaşamadık Çok yorulduk,
bittik. Zorunlu olarak Sancaklıiğdecik köyüne otobüsümüzü buraya çağırarak
inmek zorunda kaldık.Otobüste; tüm grubun -nerdeyse-yorgunluktan sesi soluğu
kesilmişti, uyanlar bile vardı. Turgutlu’ya geldik. Araçtan inerken bile
zorlanıyorduk. HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: