Turdakla Söke, Doğanbey’den Güzelçamlı’ya
TURDAK, sezonun 24.etkinliğini Söke, Doğanbey(Domacia)) Kuşadası, Güzelçamlı parkurunda gerçekleştirdi
TURDAK’la bu pazar Kuşadası Dilek Dağı’ndayız. Bu gün her zamankinden farklı olarak 06.00’da toplanma yerinde buluştuk. Bizimle birlikte gelecek Manisa Mesir Dağcılık yarım saat gecikmeyle geldiler. Farklı bir etkinlik gerçekleştirme amacıyla yola çıkıyoruz. Kemalpaşa, Torbalı, Selçuk'a varıyoruz. Burada parkta hem kahvaltımızı yapıp Hamza, Yücel ve Rabia arkadaşlarımızın "Yaş Günlerini" pasta keserek alkışlarla kutladıktan sonra Oradan Söke’ye bağlı eski bir antik kent olan şimdiki adı Güllübahçe olan Pirien’e hareket ediyoruz. Geçen yıl buradan Dağcılar arasında (Z) parkuru olarak bilinen oldukça sert tırmanışlı bir parkurdan Davutlara inmiştik. Kulüp yöneticilerinin ifadesine göre Pirienne antik kenti gezip 6-7 km ötedeki eski bir Rum köyü olan Domacia(Doğanbey) den başlayacağız.
1924 Mübadelesinden önce bir Rum köyü olan Doğanbey, İskan edilen Selanik göçmenlerinin burayı terk ederek 5 km daha aşağıdaki deniz kenarına taşınmalarından sonra bir süre kendi haline bırakılmış zamanında Hastanesi, postanesi, yağhaneleri olan zengin bir köymüş. Şimdilerde buraları satın alan varlıklı kişiler evleri restore ettirip yazlık gibi kullanır olmuşlar. Eski hastane binası şimdi Aydın Üniversitesinin “Doğal Yaşam Müzesi”. Yürüyüşe başlamadan bu müzeyi ziyaret ediyoruz. Görevli Orman Müh. Nevzat bey; Hem Müzedeki eserler hem de biraz sonra içinde yürüyeceğimiz “Dilek Dağı Milli Parkı “ hakkında bize sunum yapıyor. Köyü geziyoruz, İlginç taş yapılı binalar hepimizin ilgisini çekiyor. Daha yaz tam gelmediğinden köy boş. Birkaç evde onarım yapıldığını görüyoruz. Hem Pirien’de hem burada tasarlanan süreden fazla kaldık. İşaretlenmiş Trakking parkurundan yürüyüşe başlıyoruz. İlk işaret ; Parkurun 15 km olduğunu gösteriyor. Kıvrım kıvrım yoldan kuzey yönüne gittikçe yükselerek tırmanıyoruz. Her yanı,; Kekik, Adaçayı, Katırtırnaklarının kokusu sarmış, nerdeyse kokudan sarhoş olacağız. Başkan; “Denize bakan yamaçlardaki Adaçaylarının daha şifalı olduğunu.” anlatıyor . Yükseldikçe görüş ufkumuz genişlese, Büyük Menderes Deltası ayaklarımız altında gibi kalsa da Tırmanışta çok zorlanıyoruz. Bu çevre 15 yıl önce çıkan orman yangınında yanmış. Dilek yarımadası Milli Parkı içinde kalmasına karşın Yeniden ağaçlandırma da yapılmadığından sadece bodur çalılarla kaplı.
Saat 12.30. Dik yokuş bitti. İkibuçık saatte ancak 6,5 km tırmanmışız. Trakkink Tabelasında “Karaoluk Gediği Rakım 900 m.” yazılı. Güney yönümüzde ta; Didim’e dek görünen Büyükmenderes Deltası, Dalyan, Milet harabeleri sanki ayaklarımızın altında gibi
Kısa bir meyve molası verip devam ediyoruz. Anlatılanlara göre “Artık yokuş yok.” Ama önümüzde 9 km. bir iniş var. Son 4 km si “Oluklu Kanyon” Sabah ki güneşli sıcak hava bir anda soğudu bir anda sis içinde kaldık Her yer orman, bu alanda Türkiye’de sadece burada yetişen 8 çeşit bitki mevcut. Ayrıca dünyadaki 140 endemik bitkinin yetiştiği bir ortam burası. Milli Parklar parkur üzerine çeşmeler yapmış. Güzelçamlı dan gelen Söke grubuyla karşılaşıp tanışıyoruz. İlk çeşmede öğle yemeklerimizi yedikten sonra bir süre “çarşaklı, taşlı yoldan yürüyüp “Oluklu Kanyona” girdik. Her iki yanımız çıkılması, inilmesi olanaksız kayadan duvar. Ama biz patikalardan gidiyoruz. Yine buz gibi suyu olan bir çeşmede kısa bir dinlenmeden sonra Saat 16.30 Kanyondan çıkışa değin güneşi göremeden yürüyerek Kalamaki Milli Park asfaltına çıkarak Trakkink rotasını bitirdik. Çok yorulduk, başlangıçta koşan, zıplayan genç katılımcılar bile bitkin düştüler. Aracımızı çağırıp Güzelçamlı, Davutlar, Kuşadası, Selçuk’tan sonra Şirince köyünü birbuçuk saatlik ziyaret yapıp saat 19.15 te dönüşe geçiyoruz.
Gelecek pazara Ahmetli, Çıplakdeğirmen’de yapılacak kampta buluşmak üzere ayrılıyoruz.