Turdak Uncubozköy- Turgutalp-Süreyya Tesisleri Parkurunda
Turdak’ın bu pazar günkü yürüyüş parkuru yine Spil’deydi. Uncubozköy’den Turgutalp Mahallesi’ne yürüdük.
Sabah güleryüzle selamlaşan ekibimiz araçtaki yerini aldı. Tam yedide Manisa’ya hareket ettik. Bizi bekleyen rehberimizi ve Mesir Dağcılıktan diğer arkadaşlarımızı da alarak Uncubozköy’e ulaştık. Burada bir çay bahçesinde sabah kahvaltımızı yaptık. Sırt çantalarımızı yüklenip hemen şehir içinden tırmanmaya başladık. Merdivenlerden çıkıp yola ulaştığımızda Manisa Kent Ormanı takının altından geçip Spil’in içlerine dalmaya hazırdık. Çam ağaçlarının altından mis gibi havayı içimize çekerek tek sıra halinde yürüdük. Çoğunlukla orman içi yoldan, zaman zaman kestirme yapmak için patikaya tırmanarak yürüdük. Şırıl şırıl akan sular, yol kıyısında çimenler arasında açmış sarı, beyaz çiğdemler baharın müjdecisi gibiydi. Her tırmanmadan sonra ikişer dakikalık nefes aldıran dinlenmeler bizi çok rahatlatmıştı. Hiç yorulmadan tırmanışımızı sürdürdük. Dağ başında bir çiftlikte suyumuzu tazeledik. Sultan Yaylasının alt taraflarında geniş bir düzlükte meyve molası verdik. Güneşe karşı oturup epey dinlendik. Dereleri taştan taşa atlayarak geçtik. Kayaların arasından çağlayan, çınar ağaçlarının altındaki suların kenarında fotoğraflar çektirdik. Öyle keyifli bir yürüyüştü ki hiç bitmesin istedik. Çalıların arasında başını uzatmış maviş maviş açmaya hazırlanan dağ sümbüllerini görmek , sarı çiğdemleri fotoğraflamak çok güzeldi. Zaman zaman çıkan ayaz biraz üşütse de hava nefisti. Turgutalp Köyü muhtarlığına ulaştığımızda yine sert bir rüzgar vardı. Muhtarlığın yan tarafında harika bir mutfak ve yemek masası bizi bekliyordu. Herkesin rahatça kullanıp ,tertemiz bıraktığı bu mutfak sığınak gibiydi. Hemen sırt çantalarını boşaltıp zengin bir Turdak sofrası oluşturduk ve tam zamanında rahatsızlığın etkinliğe katılamayn başkanımız-babamız- Celalettin Ölgün telefonla aradı. Selam ve sevgilerimizi ilettik. Keyifli bir yemekten sonra iniş aşağı dönüş yolculuğu başladı. Orman içi yoldan hızla yürüyorduk. Yol kenarındaki çam ağaçları çam kese kurdu parazitinin keseleri ile doluydu. Çam ağaçlarının hepsi kurumak üzereydi. Bu bölgede ilaçlama ve bakım yapılmamış olmasına şaşırdık ve üzüldük. Manisa’ya yaklaşırken lüks dağ evlerinin yapıldığı siteleri geride bıraktık. Yoldan ayrılıp orman içine tekrar daldığımızda her yere takılmış naylon poşetleri, şişe atıklarını görünce yine içimiz acıdı. Piknikçilerin çevreye verdiği zarar korkunçtu. Dağda aldığımız keyfimiz biraz gölgelense de Manisa’nın güzel parklarından olan Çiftlikpark’a indik. Burada aracımızı beklerken biraz dinlendik. Dönüş yolunda önümüzdeki hafta Bornova- Karagöl parkurunda olacağımızın ve bol bol eğleneceğimizin müjdesi verildi.HABER MERKEZİ
Yorumlar 2
Kalan Karakter: