Turgutlu ilçemizin doğa sporları ve dağcılık etkinlikleri yapan TURDAK sporcuları yoğun yağmur ve sis altında Nif dağında kayboldu.
Birkaç günden beri televizyon ve gazetelerde yer alan İzmir çevresinde yoğun yağış ve sel uyarısına karşın Turgutlu Dağcılık ve Doğa sporları Kulübü sporcuları etkinliklerinden vaz geçmedi. Yöneticilerinin sezon başında yaptıkları program doğrultusunda İzmir SMYRNİA ve DEDAK kulüpleriyle ortaklaşa etkinlik gerçekleştirmek için yine sabahın erken saatlerinde bir araya gelen grup diğer gruplarla birleşerek İzmir, Pınarbaşı Kahveler semtinde yürüyüşe başladı.
Daha Turgutlu’dan çıkmadan yoğun yağışla karşılaşan yürüyüşçülerde -daha olumsuz şartlarda etkinlikler gerçekleştirdikleri için- olumsuz hava koşulunda dağlara nasıl çıkılacağı, nasıl yürüneceği kaygısı yoktu. Belli ki üyeler her şartta yürümeye, tırmanmaya hazırdı.
Grubun kalabalık olması ve diğer grupları bekleme zorunluluğundan yürüyüş ancak saat 9.00’da başlayabildi. Yürüyüşün hemen başında grup ikiye ayrıldı. Birinci grup nispeten daha yavaş yürüyüşçülerden oluşurken ikinci grubu daha yetkin yürüyüşçüler oluşturdu.Her grubun başına bir kılavuz görevlendirildi. Biz de bugün yürüyüşü yetkin grupla gerçekleştirmeye karar verdik. 2oo kişilik grup açma germe hareketlerinden sonra tek sıra halinde yürümeye başladı. Ardından güneye doğru yönelip makilikler arasından tırmanmaya başladık. Yağmur gittikçe şiddetini artırmaktaydı. Pınarbaşı semti hemen aşağıda sanki dibimizde gibi. Tepelerde sis bulutları sürekli yer değiştiriyor bazen de bizi içine alıyordu. Grubumuza öncülük eden SMYRNİA kulübü temsilcisi Mustafa Bey bir ara parkuru şaşırdı. Geri dönerek arkadan gelen DEDAK grubuna takılmak zorunda kaldık. Yoğun sis ve yağmurdan nerede olduğumuzu kestirme olanağı yoktu. Patika bir noktadan sonra dereye doğru yöneldi. Derenin suları gittikçe çoğalmakta ve geçişleri zorlaştırmaktaydı. Yağmurluklar da artık işlevini yitirmişti. Tüm giysilerimiz terden ve yağmurdan sırılsıklam olmuştu. Yol, iz olmayan bir yerde, dere yamacında bir hayırseverin yaptırdığı “Kırcali” çeşmesinde sularımızı yeniledik ve dereden tırmanarak çıkmaya başladık. Daha yukarılardaki orman yangın yoluna çıktık. Yol bizi kesinlikle bir yerleşim yerine götürecekti. Ayaklarımızın içine bile su dolmuştu. Çantalar içindekilerin ıslanmasıyla iyice ağırlaşmıştı. Kimi yerde yürüyerek ki yerde koşarak kimi yerde de kayıp düşerek Kaynaklar köyüne vardık. İlk işimiz içerilerinde boyu bir metreyi geçen odun sobalarının gürül gürül yandığı kahvelere dağılıp biraz ısınmak ve üzerimizi kurutmaya çalışmak oldu.
Diğer gruptan haber alınamıyordu. Telefonları çekmiyordu. Bir ara bir sinyal yakaladık. Kaybolmuşlardı. Nerde olduklarını ne yöne gittiklerini bilemiyorlardı. Yoğun yağmur ve siste boşu boşuna dolaştıklarını anladık. Yardıma gitmeyi planlıyoruz ama araziyi bilemediğimiz için bulmamızın da olanağı yok. Ulaşabildiklerimizi kendimize göre yönlendiriyoruz.Konuşmalardan grupta bir tedirginlik başladığını hissediyoruz.. İki kişinin gruptan koptuğunu ve hiçbir haber alınmadığını öğrendikten sonra tedirginlik daha da artıyor.Gruba öncülük eden SMYRNİA kulübü başkanının tek başına köye gelmesi korkularımızı arttırıyor. Saat 15.45. Nerdeyse karanlık çökecek. Karanlıkta kayıpları bulmanın olanaksızlığı bizi çaresiz bırakıyor. Nihayet saat 16.00’ya doğru telefonlarda tekrar sinyal gelmeye başladı. Grubun kendi başına yolu bulduğu ve köye gelmekte oldukları haberi hepimizi sevindiriyor. Biraz sonra da yanımıza geliyorlar. Anlattıklarına göre öncüleri arkada kalan iki kişiyi bulmaya gidince çaresiz kalmışlar. Artık derelerden seller gelmeye başlamış, çok tehlikeler atlatarak yolu bulmuşlar. Hepsi de tependen tırnağa ıslanmış olarak köye ulaştı. Biz biraz olsun üzerimizi kurutmuştuk ancak sonradan gelen grubun buna fırsatı olmadı. Saat 17.00’ı geçiyordu. Karanlık çoktan çökmüştü. Artık dönüş için otobüslere binmemiz gerekiyordu. Otobüsümüzün kaloriferini sonuna dek açtırmaktan başka bir çözüm de bulamadık. Turgutlu’ya geldiğimizde saat 19.00’dı. Bu macera bizim için iyi bir deneyim oldu.. Sonu iyi biten her şey iyidir anlayışıyla zoru başarmanın mutluluğunu yaşadık. SMYRNİA grubundan kaybolan iki kişinin de ancak gecenin çok geç saatlerinde jandarma tarafından bulunmasına da ayrıca sevindik.
Gelecek pazara yine her türlü hava koşulunda Çıkrıkçı köyü- Gökçealan mahallesi- Kabaağaç Gediği- Dalbahçe köyü ve Ergenekon mahallesi parkurunda buluşmak üzere ayrılıyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: