Turdak LATMOS Dağcılık Şenliğinde
Turdak, Milas - Bafa Latmos Dağcılık Şenliğinde
Turgutlu İlçemizin etkin Dağcılık Kulübü Turdak, İl dışı etkinlikleri sezonunu Milas-Bafa- Kapıkırı köyünde düzenlenen 2. Latmos Dağcılık Şenliğinde açtı.
Turdak yöneticilerinden Perihan Hasergin, Gazetemize etkinliği anlattı.”Geçen yıl 1. si yapılan Latmos Dağ Şenliğine 45 kişilik Turdak grubuyla katılmış çok keyif almıştık. Bu yıl 50 kişilik bir gurupla katıldık. Bafa Gölü kıyısındaki Heraklea antik kentinin üzerinde kurulmuş olan Kapıkırı Köyü dağ şenliğine ev sahipliği yapıyor. Milaslı ve Bodrumlu dağcıların özveri ile hazırladıkları bu etkinliğe değişik illerden 18 kulüpten 413 kişi katıldı.
Cumartesi sabah saat yedide hareket eden aracımıza yerleşip güzel bir yolculuk yaptık. Selçuk’ta ADD Parkı kahvaltı mekanımız oldu. Bafa gölü kıyısına ulaştığımızda harika bir manzarayla karşılaştık. Erken gelen dağcılar çadırlarını kurmuşlardı. Göl göl değil denizdi sanki. Dalgalar kumsala vuruyordu. Milas Dağcılıktan görevliler bizi karşıladılar. Kaydımızı yaptırdık. Kuru pasta ve içecek ikramları da hazırdı. Turdak’a ayrılan yere hemen çadırlarımızı kurduk. Bir süre sahildeki masalarda ve kafeteryada dinlenip vakit geçirdik. Başka illerden Kulüplerden gelen dostlarımızla selamlaşıyoruz, yenileri ile ytanışıyoruz. Guruplar halinde köyün içine doğru yürüyüşe çıktık. Evlerine uğrayıp köylülerle sohbet ettik. Köy kahvesinde oturup çayımızı içtik. Kapıkırı Köyünün kadınları hiç boş oturmuyorlar. Yere oturmuş, önlerine açtıkları tezgahlarında kendilerinin hazırladıkları bandanaları kolyeleri satıyorlar. Beğendiğimiz bandanaları alıp başımıza takıyoruz. Bu arada yakındaki antik tiyatroyu görmek üzere yola çıkıyoruz . Sevil hanım bizimle birlikte gelip bize rehberlik yapıyor. Bafa Gölü çevresindeki kayalar çok özel. Onlar birer kaya değil, heykel sanki. Az dikkatli bakınca kaplumbağaya, kertenkeleye, timsaha benzeyen kayalar görmek mümkün. Heraklea antik kentinin kaya mezarları yani “Nekropol”ünü geziyoruz. Tüm kayalara dar uzun dikdörtgen şeklinde mezarlar yapılmış . Hepsinin kapağı kaldırılıp talan edilmiş tabii. Bu ölüler şehrini gezerken biraz hüzünleniyoruz. Akşam üzeri etkinlik açılış tören için alanda toplanan dağcılar pankartlarının ardında yerlerini aldılar. Bu etkinliğin baş aktörleri Turdak olarak biziz; Açılış konuşmasının ardından Başkanımıza söz verilip kulübümüzün etkinlikle ilgili düşünceleri alındı. Milas Kaymakamı, Belediye başkanı da etkinliği önemseyip gelmişler. Tören sonunda sıraya girip keşkek, nohutlu pilav ve tulumba tatlısından oluşan yemeğimizi ve Labranda suyumuzu alıyoruz. Göl manzaralı bir yemek yiyoruz. Akşam eğlence var. Gitar ve saz eşliğinde türküler söyleniyor. Fevzi Kurtulmuş sazıyla ve türküleriyle katılıyor. Coşkulu bir gece yaşanıyor. Saat onbir gibi dağılıyoruz. Çadırlarımıza çekilip dinleniyoruz. Gölden gelen dalga sesleri ninni gibi geliyor. Sabah çok erken kalkıyoruz. Çadırımızın içini toparlayıp hızlı bir kahvaltı yapıyoruz. Zirve yapacak dağcılar saat 07.15 te yola çıkıyorlar. Turdak olarak dokuz dağcı araçta yerimizi aldık. Diğer Turdallılar Gölyaka köyünden Yediler manastırı parkurunda yürümek üzere kampta kaldılar. Bir saatlik bir yolculuktan sonra Sakarkaya köyünün epey uzağında araçlardan indik. Hıdır Çam rehberliğinde 83 dağcı tırmanışa geçtik. Orman içi yoldan yokuş çıkarak yürüdük. zaman zaman patikalardan, kayalıklardan tırmandık. hep bir tarafımız orman bir tarafımız kayalıktı. Aradaki vadiden çıkıyorduk. Kayaların arasından sızan sular bir canlılık yaratmış, çimenler, renk renk çiçekler bizi selamlıyor. Çok yorulduğumuz anda mola veriliyor, az dinleniyoruz. Tüm ekip kopmadan ilk zirveyi yapıyoruz. Her yer taş, kaya. Yürüdüğümüz yerler kayrak taş. Kayalar ise hep yuvarlak, köşesiz. Mitolojik adı Latmos, şimdiki adı Beşparmak Dağları olan sırayı baştan başa geçiyoruz neredeyse. Seyir terası gibi bir yerde Bafa gölünü seyrederek öğle yemeğimizi yiyor, gurup fotoğrafı çekiliyoruz. Hemen yola çıkıp Tekerlek Tepe’ye ulaşmak için yine kayaların arasından tırmanmaya devam ediyoruz. Beyaz parçalanmış taşların arasından son dik yokuşu çıkıp kayalara tırmanıyoruz. Üç ayrı bölüm var sanki. Biz ortadaki zirveye çıkıyoruz. En tepeye, kayaların üzerine çıkıp başarmanın tadını çıkarıyoruz. Dönüş yolu hep iniş , çok uzun ve tırmanmaktan çok daha zor. Hedefimiz Sakarkaya Köyü. Çay içeceğiz. Orman içi yolu kesip geçince kırmızı-beyaz işaretlenmiş olan Karya Yolu’ndan yürümeye başlıyoruz. Sürekli iniyoruz taşların kayaların üzerindeki bu dar patikadan. Köyü karşıda gördüğümüzde çok seviniyoruz ama guruptan koptuğumuz için dinlenmeden yürüyoruz. Arada görünmez olan köy sanki bizden uzaklaşıyor. Ayaklarımızın dermanının kalmadığını hissediyoruz. Set gibi bir kayanın ardından karşımıza çıkıveren köyü görmek çok güzel . Köy camisi, meydanı ve kahvelerin olduğu yere ulaşmak için de yine inişe geçiyoruz. Dağın belinde asılı sanki bu köy . Seslerin yoğun geldiği yerde arkadaşlarımızı görünce sandalyelere çöküyoruz. Çaylar, sular içiliyor. Dönüş için araçlarımıza oturduğumuzda dünyanın en mutlu insanıydık. Hele kampa dönüp bizi bekleyen dostlarımızı görünce kendimizi çok zengin hissettik. Etkinliğin son ikramı börekler nefisti. Börek ayransız olmaz tabi. Çok teşekkürler Milas Dağcılık Kulübü. 3. Latmos Dağ Şenliğinde buluşmak üzere...” HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: