Turdak ile Dereköy'den Yukarıkızılca'ya Bir Dağ Yürüyüşü
TURGUTLU İlçesinin Dağcı Kulübü Turdak; Bu Pazar Kemalpaşa, Derekköy’den Mahmut Dağını aşıp Yukarıkızılca köyüne çok sert bir yürüyüş gerçekleştirdiler. Kulübün etkin Sporcusu Perihan Hasergin etkinliği gazetemize gelerek anlattı.
“Hep dağlara tırmanıp düzde yürüyoruz ama hiç biri birbirine benzemiyor.
Bu hafta benim Turdak’a katıldığım, yürüyüş etkinliğine başladığım ilk bir parkur. Aracımız tamamen dolu olarak Kemalpaşa'dan Torbalı yoluna sapıyoruz.
Aracımız Karabel yokuşunu homurtularla çıktıktan az sonra sola sapıyoruz. Tabeladaki köy isimleri bile aynı: Dereköy, Gökkaya. Dereköy kahvesinin önünde aracımızdan iniyor, köylü amcaları selamlayıp birer çay içiyoruz. Bazı arkadaşlar Zeytin, köy yumurtası, bal alıyorlar.
Zaman kaybetmeden köyün içinden geçip patikada ilerliyoruz. Sağ tarafımızda şırıl şırıl akan bir dere bize eşlik ediyor. Yol ayrımına gelince az tereddüt ediyoruz. Cprs cihazımız alt yolu gösterince oradan devam ediyoruz. Hafif rampada zorlanmadan tırmanıyoruz. Liderimiz Celalettin Hocanın dediğine göre 900 rakıma dek tırmanacakmışız. Basit gibi görünüyor ama döne döne çıkan yol uzadıkça uzuyor.
Önümüze çıkan derelerden taştan taşa atlayarak geçiyoruz. Geniş bir alanda ısınma, rahatlama jimnastiğimizi yapıyoruz. Yola devam etmek böylece. kolaylaşıyor
Yükseldikçe hava soğuyup sis bastırıyor. Yürümek zorlaşıyor ve yoruluyoruz. Böyle zamanların kurtarıcısı meyve molaları. Elmalar, portakallar, havuçlar hatta limon dilim dilim paylaşılıyor. Bizimle birlikte ama minik ayaklarıyla koşarak yanımızdan keyifle geçen Çikomuz yürüyüşün maskotu. Ara-sıra köpek korkusu olan M. Ali'ye çığlık attırması hepimizi kahkahalara boğuyor. Kar burada çamlara. çok hasar vermemiş Yine de arada yıkılmış çam ağaçlarının altından geçmek zorunda kalıyoruz.910 metre rakımlı “Karabaş” gediğine varıyoruz. Hem sis, hem soğuk hem rüzgar var. Sert yokuş hepimizi terletti. Kaçar gibi inişe geçiyoruz. Dağın bu tarafı daha nemli sanki. Uygun bir yerde yemek molası veriyoruz. Yolun ortasında çalı, çırpı toplayıp ateş yakılıyor. Arkadaşlar yakmak için, ateş de yanmamak için epey direniyor ama Turdaklılar kazanıyor ve çalılar tutuşuyor. Hazırlanan sucuklar pişiriliyor. Tavada sucuklu yumurta bile yapıyoruz.
Yemek molası biraz uzun sürüyor. Çöplerimizi, çantalarımızı toparlayıp, ateşi iyice söndürüp yola çıkıyoruz. Çöpleri topladık, götürüp vardığımız ilk köyde atacağız. Geride sadece ayak izlerimiz kalıyor.
Kıvrıla kıvrıla inen orman yolunda bazen patikadan kestirme yapıyoruz. Bir yere geldiğimizde yolu tanıyorum. 9 Kasımda Ata'ya saygı yürüyüşünde geçtiğimiz, birçok dağcı arkadaşla karşılaştığımız yer. Aşağıda bir yangın söndürme Göleti, yanımızda dev çınarlar ve çeşme. Fakat çınarlar öyle çok kırılıp dökülmüş ki, her yer ağaç mezarlığı gibi. Yağan karlar burada epey hasar yapmış. Biraz hüzünlendim.
Sert bir inişle yolumuza devam ettik. Yerdeki çam dallarının üzerinden atlayarak geçtik. Bir süre sonra ormandan çıktık. Çalılıklar arasındaki patikalardan çıkıp yola ulaştık. Zeytin ağaçlarının arasından yürüyüp köy yoluna vardık. Yol kenarından papatyalar, kırmızı anemonlar toplaya toplaya köye geldik.
Aracımız bizi bekliyordu ama bu şirin İzmir köyünde az dolaşmadan olmazdı. Tarihi camisinin çevresinde bakınırken hareket saatimizin geldiğini öğrendik.
Bir pazar yürüyüşü daha sona ermişti. 10-15 liraya mal olan ama bize kattıklarının değerine paha biçilemeyen bir şey dağ yürüyüşleri. Dağda yürümek ekip işi. Kendinizi dostluğa, arkadaşlığa bırakıp, kol kola yaşayan ağaçların, diplerindeki rengarenk çiçeklerin, temiz havanın tadını çıkarmak size kalmış.
Turdakla gelecek pazara organizesinde etkin olarak görev aldığımız 2. Manisa İsmet Ülkeli’yi Anma ve Spil Dağı Tırmanış Şenliğinde yoğun bir katılımla bulunmak için ayrılıyoruz.”HABER MERKEZİ