TURDAK Dağcıları Hamzababa - Ovacık Yolundaydılar
TURDAK Sporcuları sezonun 16. Yürüyüş etkinliğini Kemalpaşa, Hamzababa ile Ovacık köyleri arasında gerçekleştirdiler
Her pazar olduğu gibi bu pazar da güneşin yeni doğduğu bir saatte Belediye eski hizmet binası önünde toplanan TURDAK Dağcılık grubu araçla Kemalpaşa, Sarıçalı köyünü geçtikten sonra araçtan inip tekke deresi içindeki patikadan saat 07.20 de yürüyüşü başlattılar. Güneş Çepnidere köyünün güneyindeki Kabalaktepe’den yeni ışık saçmaya başladı. Kış mevsiminin normal havası; Soğuk. Yerler buz tutmuş kar yağmış gibi bembeyaz kırağı kaplı. Kısa bir hazırlıktan sonra Tekke deresindeki doğal patikadan yürüyoruz. Geçen yıllarda geçtiğimiz ilkbaharda zorlandığımız derede su olsa da bu kez kolaylıkla geçiyoruz. Ağaçların yaprak ve dalları kar yağmış gibi “Sazak “ tutmuş. Bu görüntü; grup üyelerine “İyi ki gelmişiz” dedirtiyor. Tarihi kemerli köprü ve dilek kayasını geçtikten sonra hafif yokuştan sonra Hamzababa köyüne, Hamzababa türbesine ulaşıyoruz. Türbe bahçesinde buraya gömülmeyi vasiyet emiş bir çok kişinin mezarları var. Ağaç dalları; Dilek çaputları, küçük kundak bezleri ile çocuk, taşlardan yaptıkları küçük evciklerle konut dileyenlerin dilekleriyle doluydu. Topluca Türbede dua ediyoruz. Yaşadığı 13. Yüzyılda; gelip yerleştiği burada çevrenin Türkleşip Müslümanlaşmasına büyük katkıları olduğu söylenen Hamza Baba; Anlatılanlara göre “Saçlı Baba” olarak bilinir yaşadığı dönemde Yörük ve Türkmenler arasında Alevilik öğretisini yayarak halkın her türlü sorununa çözümler üretmiş.
Sabah 08.30. Kahveler bu saatte daha açılmamış. Beklemeden hareket ediyoruz. Yürüdüğümüz yol bizi ormanın o güzelim yeşilliği içinde mavi bocuk tanesi gibi duran harika bir yangın gölet’ine ulaştırıyor. Kısa bir meyve atıştırma molası verip devam ediyoruz. Kıvrım kıvrım, zaman zaman küçük yokuşlar giden yol bitti. Çevreye hakim bir yükseklikteyiz. Turgutlu, Manisa ovası sis deniz içinde,. Patikaya düştük. Sağ yanımız Ovacık köyünden Sinancılar köyüne doğru akan Kanyon denecek kadar derin bir dere. Kimi yerde aşağıya bakmakta da tehlikeli. Saat 12.00 ye doğru Ovacık köyünün dağılmış ilk ev kümelerine ulaşıyoruz. Bu gün buradaki kır lokantasında kendimize herkesin beğiyle anlattığı “Kuru fasulye” ziyafeti vereceğiz. Sermet Ustayı bizi bekler buluyoruz. Anlattığına göre başka dağcı gruplarda gelecekmiş. Yemeğimizi neşe ve keyifle yedikten sonra köyün merkezinde tarihi çeşme, 15 kişinin birlikte ancak kucaklayabildiği anıt kestane ağacını görüp resimledikten sonra bizi bekler bulduğumuz aracımıza binip dönüşe geçiyoruz.HABER MERKEZİ
Yorumlar
Kalan Karakter: