TURGUTLU Bedensel Engelliler Derneği Aysel Yiğit, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü nedeniyle yayınladığı mesajda, "TÜİK verilerine göre ülkemiz nüfusunun % 12,29’u engelli kabul edilmektedir. Bu da yaklaşık on milyon engelli vatandaşımızın varlığına işaret ederken aileleri ile birlikte otuz milyonluk bir nüfusu kapsamaktadır." dedi.
Başkan Yiğit açıklamasında şu görüşlere yer verdi: 'Engelli vatandaşlarımız engelleri ile birlikte yılın her günü hayata tutunmaya çalışırken, engellilere sadece 3 Aralık ve 10-16 Mayıs'ın gün ve haftanın ayrılması, geri kalan diğer günler boyunca engelli vatandaşlarımıza ilgililer tarafından unutulduğunu yok sayıldığını düşündürüyor. Oysaki engelli vatandaşlarımızın içinde bulunduğu zor durumlar bütün aile bireyleri tarafından her gün yaşanmaktadır. Zaten zor olan hayat, engelliler için daha da zor hale gelmektedir.
Dünyada ve ülkemizdeki engelli platformlarının (Dernek,Vakıf,Sendika vb) amacı herkesle eşit haklara, fırsatlara ve olanaklara sahip onurlu ve başı dik özgür vatandaş kimliğinde bir engelli profilinin oluşturulmasıdır. Bunun yolu, engellilerin diğer vatandaşlarla haklarda olduğu kadar yükümlülüklerde de eşit ve adil değerlendirilmesinden geçmektedir. Engelliler de tükettikleri tüm ürün ve gereçlerde vergilerini ödemektedir. Tüketici olarak tükettikleri her işin vergisini de yine herkes gibi ödemektedir. Oysa bu vergilerle yapılan hizmetlerin tamamından yararlanamadıkları da bir gerçektir. Pozitif ayrımcılık engellilerin hayatını kolaylaştırıcı düzenlemelerde devletin yatırım harcamalarından payını almalıdır.
Halen başta sağlık, eğitim, istihdam, ulaşım vb. olmak üzere çok sayıda sorunla karşı karşıya kalınmaktadır.
Bunların başında erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik gelmektedir. Üzülerek belirtmek gerekir ki DSÖ verilerine göre, engelliler “Dünyanın en ötekileştirilmiş gurupları” arasında yer almaktadır. Engelliliğin artık bir insan hakları konusu olduğunu, insanların sadece bedenleri tarafından değil toplum tarafından da engellendiğini hepimiz biliyoruz.
Kamu hizmetlerinin sunum aşamasında, kamu hizmeti sunma sorumluluğu noktasında engeli bulunan bireylere yönelik pozitif ayırımcılık düzenleme ve uygulamalarında azim ve kararlılık ortaya konulmalıdır. Engeli bulanan bireylere yönelik bakışın merhametten adalete evrilmesi gerekmektedir. İnsanın hayatını kolaylaştıran, hayatla temasını artıran, hayatın içine katan yaklaşımların engeli bulunan bireyler noktasında pozitif ayırımcılık içermesi, ‘ihsan’ olarak değil ‘önce insan’ bakışından beslenen ‘irfan’ kapsamında değerlendirilmelidir.
Engeli bulunan bireylerin çalışma hayatında, kamu personel sisteminde var olmasını sadece sosyal adalet ve sosyal devlet paradigmasına dayandırmıyoruz. Bunun aynı zamanda bireysel bir hak olduğunu ifade ediyoruz. Görme engelinin hakikate bakmaya engel olmayacağını, işitme engelinin hizmet taleplerine yönelik sözleri anlamaya engel olamayacağını, doğruyu seslendirmek için konuşma engelinin bulunmaması gibi zorunluluğun olmadığını, sosyal hayatta olmak için bacakların işlevsel olması gerekmediğini biliyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle tüm engelli dostlarımızın gününü kutluyorum. Bize her türlü yardım ve desteğini esirgemeyen yöneticilerimize de bu vesile ile bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.'
Yorumlar
Kalan Karakter: