(16. Yüzyılın Sonuna Kadar)
Hasancan Eralaca
Turgutlu Kent Müzesi uzmanlarından tarihçi Hasancan Eralaca, Yankı Gazetesi okurları için Urganlı mahallesinin tarihini yazdı. Günümüzde Turgutlu’nun en önemli kırsal mahallelerinden biri olan Urganlı mahallesinin tarihi ile ilgili araştırma yapan tarihçi Hasancan Eralaca’nın ‘Urganlı Tarihi’ yazısı gazetemizde birkaç bölümde yayınlanacak. Okurlarımız ‘Urganlı Tarihi 1.bölüm’ başlığını verdiğimiz bu yazıda Eralaca’nın 16.yüzyılın sonuna kadar olan dönemi kaleme aldığı yazıyı okuyabilecekler. Sizleri Urganlı tarihi ile baş başa bırakıyor, keyifli okumalar diliyoruz.
“Günümüzde Turgutlu’ya bağlı bulunan kırsal yerleşim yerlerinin önemli bir kısmı yakın denilebilecek bir dönemde, 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra kurulmuşlardır. Köylerimiz arasında mazisi çok eskiye, 16. yüzyıla kadar gidebilenler ise sadece Derbent, Sinirli, Irlamaz ve Urganlı’dır. Derbent köyünün 1800’ü yıllardan önceki adının ‘Yayla-yı Kebir’ olduğunu düşünecek olursak, 1456-1844 yılları arasına ait Osmanlı arşiv belgelerinde mevcut köylerimizden adına rastlayabildiklerimiz sadece Sinirli, Irlamaz ve Urganlı’dır.
Urganlı kasabası günümüzde Turgutlu’nun en önemli kırsal mahallelerinden birisidir; ancak Urganlı esasında mazide çok daha mühim bir merkezdi. Turgutlu’nun henüz küçük bir köy olduğu 16. yüzyılda Urganlı, Ilıca kazasının merkezi olan büyük ve mühim bir yerleşim yeriydi. Bu sebeple Urganlı kasabasının tarihi, hem Turgutlu’nun tarihi hem de günümüzde Ahmetli ilçe sınırları dâhilinde kalan bölgenin tarihi açısından incelenmesi gereken çok önemli bir konudur.
Urganlı kasabasının bulunduğu yerde mazide antik bir yerleşim yerinin olup olmadığını henüz bilmiyoruz ancak kasabanın hemen kuzeyinde bulunan Asartepe höyüğü ve Urganlı kaplıcalarının varlığı, kasabanın Sardes antik kenti ve Bintepeler nekropolüne çok yakın bulunması, bölgenin binlerce yıldır farklı yerleşimlere sahne olduğunu göstermektedir. Lakin bölge 14. yüzyılın başlarında Saruhan Bey’in komutasındaki Türkler tarafından fethedildiğinde[1] Urganlı’nın kurulmuş olduğu yerde bir yerleşim yerinin bulunup bulunmadığı hususu henüz netlik kazanamamıştır. Zira kasabanın muhtelif yerlerinde devşirme antik yapı unsurlarına rastlanıyor olsa da burada Türk hâkimiyeti öncesinde mevcut bir yerleşim yerinin olduğunu gösteren kesin kanıtlara henüz ulaşılabilmiş değildir. Bu yüzden Urganlı’nın Saruhan Bey ile beraber bölgeye gelen Türkler tarafından, muhtemelen 14. yüzyılda kurulmuş bir yerleşim yeri olması, daha kuvvetli bir ihtimaldir.
Urganlı’ya ait en eski tarihli kayıt 1531 yılına ait olan Saruhan sancağı tapu tahrir defterinde bulunmaktadır.[2] Bu defterde kasabanın ismi ‘Urganlı’ şeklinde değil ‘Olgamlu’ şeklinde kayıtlıdır. Zaten 16. 17. ve 18. yüzyıllara ait tüm belgelerde bu kasabanın ismi ‘Olgamlu’ olarak kayıtlıdır. 19. yüzyıla gelindiğinde bu ismin, muhtemelen halk ağzında değişerek ‘Urganlı’ya dönüştüğü ve hatta 19. yüzyılın ikinci yarısından sonra bazı Osmanlı memurları tarafından yanlış okunarak ‘Orhanlı’ olarak kaydedildiği anlaşılmaktadır. Bazı akademik çalışmalarda belgenin aslındaki yazılışa müdahale etmemek hassasiyetini gösteren kişilerin de bu ismi ‘Orhanlı’ olarak okuduğu, bu yanlış bilginin halk arasında da yaygın hale geldiği görülmektedir. Çünkü Osmanlı Türkçesinde ‘Urganlı’ kelimesinin yazılışı ile ‘Orhanlı’ kelimesinin yazılışı arasındaki tek fark ‘gayın’ ve ‘hı’ harfleridir ki, iki harfin el yazısındaki yazılışlarının birbirine çok benzemesi, söz konusu hatanın ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Öte yandan Osmanlı Devleti’nin 19. yüzyıla ait temel kaynaklarında, mesela nüfus ve vergi defterlerinde, ‘Orhanlı’ ismi yer almamakta, sadece birkaç tane yerel yazışmada kasabanın isminin Orhanlı olarak kaydedildiği görülmektedir. Dolayısıyla eğer Osmanlı Devleti’ne ait resmî belgeleri dikkate alacak isek bu kasabanın ilk isminin ‘Olgamlu’ olduğuna ve bu kelimenin asırlar boyunca halk ağzında dönüşüme uğrayarak ‘Urganlı’ şeklinde telaffuz edilmeye başlandığına, ayrıca isminin hiçbir zaman ‘Orhanlı’ olarak değiştirilmediğine şüphe yoktur.

Urganlı'daki hamam yıkıntısı (Fotoğraflar, 2016 yılına aittir.
Urganlı kasabasının muhtemelen Saruhan Bey’e tâbî Türkmenler tarafından 14. yüzyılda kurulmuş olabileceğinden bahsetmiştik. Bu ihtimalin en kuvvetli delili ise kasabanın orijinal adı olan ‘Olgamlu’ ismidir. Zira Saruhanoğulları Beyliği’nin ve dolayısıyla bölgeyi fetheden Saruhan Bey’in kökenleri üzerine araştırmalar yapan Sencer Divitçioğlu, bu Türkmen kitlesinin Kıpçak kökenli olabileceğini öne sürmüş ve bu teorisini desteklerken, muhtelif birçok delille beraber, Urganlı kasabasının orijinal ismi olan ‘Olgamlu’yu da kanıt olarak göstermiştir. Çünkü ‘Olgamlu’ kelimesi bir Kıpçak boyunun adıdır ve dolayısıyla bu boya mensup Kıpçak Türklerinin kurdukları bir yerleşim yerine bu ismi vermiş olmaları gayet akla yatkındır.[3] Dolayısıyla Urganlı’yı kuran ilk Türklerin de Saruhan Bey ile beraber bölgeye gelen Kıpçak Türkleri olması kuvvetle muhtemeldir. Öte yandan 2018 yılında Urganlı’nın hemen kuzey doğusunda bulunan ve 1928 yılına kadar Urganlı’ya bağlı olan Karkın köyünün mezarlığında gerçekleştirdiğimiz çalışmada beylikler döneminden kalma 9 adet tamgalı mezartaşı tespit etmiştik ki bunların tamamının üzerinde Kıpçak tamgaları bulunmaktadır. Haliyle Urganlı ve çevresine yerleşen ve bu yerleşim yerlerini kuranların Kıpçaklar olduğunu söylemek sanırım yanlış olmayacaktır.
Şimdilik Urganlı’ya ait elimizdeki en eski tarihli kayıt, 1531 yılına aittir ancak bu durum Urganlı’nın bu tarihte kurulduğu manasına gelmemektedir. Zira Urganlı 1531’den 1928 yılına kadar kesintisiz 397 yıl boyunca Ilıca kazasının merkez kasabası konumundaydı. Ilıca kazası ise özellikle Saruhanoğulları Beyliği döneminden itibaren idari bir birim olarak bölgede varlığını sürdürmekteydi. Prof. Dr. Feridun Emecen, Ilıca’nın bağlı olduğu Saruhan sancağı içerisinde küçük bir kaza olduğunu ancak muhtemelen beylikler döneminden itibaren varlığını devam ettirdiğini söylemektedir.[4] Öte yandan Osmanlı Devleti’nin vakıf kayıtlarından Urganlı kasabasında beylikler döneminden kalma birçok vakfın bulunduğu, bu vakıfların Saruhanoğlu Hızırşah döneminde kurulup asırlar boyunca varlığını devam ettirdiği anlaşılmaktadır.[5] Dolayısıyla Urganlı kasabasının, Saruhanoğulları Beyliği’nin son yıllarına denk gelen Saruhanoğlu Hızırşah’ın hâkimiyet döneminde kurulduğunu bile düşünsek miladi 1390’larda ortaya çıkmış bir yerleşim yeri olduğunu kabul etmiş oluruz.
1531 yılından itibaren Urganlı’nın Ilıca kazasına bağlı bulunduğunu ve aynı zamanda bu kazanın merkez kasabası olduğunu arşiv belgeleri sayesinde biliyoruz. Ilıca kazası günümüzde idari bir birim olarak mevcut değildir. 1879 yılına kadar Saruhan sancağına bağlı bir kaza olarak varlığını devam ettirmiş; 1879’da bu statüsünü kaybederek Turgutlu kazasına bağlı bir nahiye haline gelmiştir.[6] 20. yüzyılın başlarında Ilıca nahiyesine bağlı olan Ahmetli köyünün hızla büyüyerek gelişmesi ile nahiyenin merkezi olan Urganlı kasabası önemini kaybetmeye başlamış; 1928’de nahiyenin merkezi Ahmetli’ye taşınmıştır. Bu sebeple söz konusu tarihte ‘Ilıca’ ismi de terk edilerek bölge ‘Ahmetli Nahiyesi’ olarak anılmaya başlanmıştır. Ahmetli nahiyesinin 1987 yılında müstakil bir ilçe haline getirilmesi sırasında nahiyenin Akçapınar, Musacalı, Urganlı ve Temrek köyleri Turgutlu ilçesine bağlanmış; dolayısıyla yaklaşık 397 yıl boyunca bir kaza merkezi olan Urganlı Turgutlu’ya bağlı bir belde haline gelmiştir. Anlaşılacağı üzere 1531 yılından itibaren Urganlı’ya bağlı olan bölge günümüzde Ahmetli ilçe sınırları içerisinde kalan arazinin tamamı ve bununla beraber günümüzde Turgutlu’ya bağlı olan Urganlı, Musacalı, Akçapınar ve Akköy’ün bulunduğu bölgedir.
1575-1576 tarihli Saruhan sancağı vakıf defterine göre Urganlı’da Alibaba Zaviyesi, Mevlana Kasım Zaviyesi, Kızıl Emeli Zaviyesi[7] ve Kutlu Bey Zaviyesi[8] bulunmaktaydı. Söz konusu kayıtlardan Kızıl Emeli Zaviyesi ve Kutlu Bey Zaviyesinin Saruhanoğulları döneminde kuruldukları anlaşılmaktadır. Öte yandan vakıf kayıtlarına göre kazada cami bulunan tek yerleşim yeri olan Olgamlu’daki (Urganlı) Abdi Fakih Çiftliği’nin gelirleri, caminin hatibine tahsis edilmek üzere, Olgamlu’daki Veled Paşa Camii’ne vakfedilmiştir.[9] 16. yüzyılın ortalarında inşa edilen Veled Paşa Camii günümüzde mevcut değildir. Ancak camiyi inşa ettiren Veled Paşa’nın Manisa’da ve Nif’te (Kemalpaşa) medreseler inşa ettirdiğini ve Bahşayış isimli büyük bir Bey’in oğlu olduğunu biliyoruz.[10] Veled Paşa’nın kesin olarak ne zaman öldüğü bilinmemekle beraber türbesi Kemalpaşa’nın Soğukpınar mahallesinde bulunmakta ve halk arasında ‘Badem Dede Türbesi’ olarak bilinmektedir. Öte yandan 16. yüzyıla ait kayıtlardan Urganlı’da bir de hamam bulunduğu anlaşılmaktadır ki bu hamam yıkıntı olarak günümüze kadar ulaşabilmiş; metruk bir halde varlığını devam ettirmektedir.[11] Çağatay Uluçay ‘Saruhanoğulları ve Eserlerine Dair Vesikalar’ isimli kitabında bu hamamın Yavuz Sultan Selim’in kardeşi olan Şehzade Şehinşah’ın annesi Hüsnüşah Sultan tarafından yaptırıldığını söylemektedir. Hüsnüşah Sultan Manisa’daki Hatuniye Camii’ni 1488 yılında inşa ettirmiş olduğundan muhtemelen Urganlı’daki hamamı da söz konusu tarihte yaptırmış olduğu düşünülmektedir.

1531 Yılına Ait Urganlı Adının Geçtiği En Eski Arşiv Belgesi
Urganlı kasabası 1531 yılında yaklaşık 301 kişilik yerleşik nüfusa sahipti. Bununla beraber kasabada yaklaşık 168 kişilik de bir yörük nüfus bulunmaktaydı. Mukayese etmek gerekirse 1531’de Urganlı’nın nüfusu 469 kişi, Turgutlu köyünün nüfusu ise 1.154 kişidir. Bu tarihte Urganlı yakınlarında bulunduğu anlaşılan Bağhavlısı ve Hocabeyli köyleri de Urganlı kasabasına bağlı olarak kaydedilmişti ve bu iki köyün nüfusu da tahmini 313 kişi kadardı.
1575 yılında Urganlı, Bağhavlısı ve Hocabeyli köylerinin toplam nüfusunun yaklaşık 643 kişi olduğu, arazi miktarının ise 7.340 dönümden 3.790 dönüme düştüğü görülmektedir.[12]”
Hasan Deniz Çizmeci
Yorumlar
Kalan Karakter: