· İdeal vücut ağırlığına ulaşılmalı ve o kiloda kalınmalıdır.
· Sık sık, azar azar (3 ana, 3 ara öğün şeklinde) beslenilmeli ve öğün atlanmamalıdır.
· Öğün araları 2.5 - 3 saat kadar olmalıdır. Hep benzer saatlerde beslenmeye özen gösterilmelidir.
· Şeker ve şeker içeren (reçel, çikolata, pasta, meşrubat, tatlı gibi) tüm besinlerden kaçınılmalıdır.
· Kompleks karbonhidratlara öncelik verilmelidir (örnek: Kurubaklagiller, tam tahıllar).
· Tek başına meyve veya taze sıkılmış meyve suyu tüketilmemeli, yanında mutlaka protein içeren bir besin bulunmalıdır.
· Süt, yoğurt ve peynirin yarım yağlı, hatta yağsız (light) olanları tercih edilmelidir.
· Kırmızı et yerine, beyaz ete (balık, hindi, tavuk) öncelik verilmelidir. Ancak beyaz et de olsa aşırıya kaçılmamalıdır.
· Etlerin görünen yağları, tavuk ve hindinin derisi ayrılmalıdır.
· Et içeren yemeklere ilave olarak yağ eklenmemelidir.
· Sebze yemekleri az su ile pişirilmeli, yemeklerin yağlı suları tüketilmemelidir.
· Kızartma, kavurma işlemleri yerine; haşlama, ızgara, buğulama ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.
· Yumurta farklı günlerde olmak koşulu ile haftada en çok 2 adet tüketilebilir. Kıymalı, pastırmalı, sucuklu veya tereyağlı olarak pişirmek yerine; haşlama, menemen veya çılbır şeklinde hazırlamak çok daha sağlıklı olacaktır.
· Doymuş (yani kötü) yağ içeren margarin ve tereyağından uzak durulmalı, doymamış yağ içeren bitkisel sıvıyağlar tercih edilmelidir.
· Zeytinyağı ve diğer bitkisel sıvı yağlar kombine bir şekilde kullanılmalıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, katı da olsa sıvı da olsa 1 gram yağ 9 kkal enerji içermektedir.
· Sofraya tuzluk getirilmemeli, yemeklerin tadına bakmadan tuz eklenmemelidir.
· Alkol alınmamalı, gerekirse sosyal bir şekilde - yemekle birlikte - tüketilmelidir.
· Diyete ilave olarak mutlaka egzersiz yapılmalıdır.
· Lifli (posalı) besinler, midenin boşalma hızını ve ince bağırsaklardan glikoz emilimini yavaşlatarak kan şekerini dengelemektedir. Aynı zamanda kan kolesterolü ve kan basıncını da arzu edilen seviyelerde tutmaya yardımcı olmaktadır. Midede, su ile birlikte şişerek tokluk hissi vermektedir. Bu nedenle lifli besinlerin tüketimi arttırılmalıdır. Lifli besinler:
1. Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, soya fasulyesi, kuru barbunya)
2. Kepekli tahıllar (esmer ekmek, bulgur, kepekli pirinç / makarna / erişte / un)
3. Sebze ve meyveler (kabukları ile yenilebilenler mümkünse soyulmadan)
Beslenme alışkanlıkları kalp - damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, kanser gibi pek çok hastalıkta önemli rol oynamaktadır. Yüksek oranda sebze ve meyve tüketimi birçok kronik hastalıktan korunmada etkili olmaktadır. Sebze ve meyve tüketimi ile kalp - damar hastalıkları, bazı kanser türleri, inme, diyabet, Alzheimer hastalığı, katarakt ve yaşla ilintili fonksiyonel kayıp riskinin azalması arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Bu etkilerin sebze ve meyvelerin içerdiği diyet posası, folat, potasyum ve Beta - karoten, C vitamini, E vitamini gibi antioksidan etkinlik gösteren biyoaktif fitokimyasal bileşenlerden kaynaklandığı vurgulanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü bu nedenle her ana öğünde sebze veya meyve yenilmesini önermektedir.HABER MERKEZİ
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: