Sedef hastalığı nedir?
EGEUMUT Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Uzmanı Uzm.Dr. Hüseyin MULLAAZİZ, Sedef Hastalığı ile ilgili olarak gazetemize bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
Uzm. Dr. Mullaaziz yaptığı açıklamada: “Sedef deri hastalıklarının en önemlilerinden olup kronik, tekrarlayıcı ve sık rastlanılan bir rahatsızlıktır. Deri örtüsünün olduğu tüm bölgeleri tutabilir. Saçlı deride, tırnakta, elde, ayakta, gövdede, dizde, dirsekte kısaca tepeden tırnağa bütün vücudu etkileyebilir. Ancak şiddeti kişiden kişiye değişir. Kimi hastalarda sadece bir nokta veya plaklar halinde gözlenebilirken, kimi hastalarda vücudun muhtelif alanlarına yayılarak çok geniş deri bölgelerini etkileyebilir. Şu bilinmelidir ki sedef bir cilt rahatsızlığı olup, diğer organların bozuklukları ile bir ilişkisi yoktur. Birçok kronik hastalıkta olduğu gibi belirli aralıklarla tekrarlama özelliği vardır. Bu nükslerin sıklığı, yaygınlığı bireysel olarak değişebilmekte bazen uzun yıllar boyunca hiçbir atak yaşanmaması da mümkündür.
Bu son derece sık hastalığın görülme ihtimali %1-3 arasında değişmektedir. En fazla görülen bölgeler diz, dirsek, bel, saçlı deri, genital bölgedir. Tipik görüntüsünde kırmızı , net sınırlı zemin üzerinde beyaz ince kabuklanmalar şeklindedir ancak sedefin kabuk olmadan sadece kırmızı alanlar veya bu alanların üzerine eklenmiş iltihaplı toplu iğne başı büyüklüğünde püstüllerle seyreden formları da olabilir.
Genetik bir hastalık olan sedef özellikle 20-40 yaş gurubunda sıkça görülür. Ailesel özelliği olan bu hastalığın ebeveynlerde olması çocuklarında görülme ihtimalini artırır.
Belirli faktörler hastalığın hızlanmasına yahut ilk atağın başlamasına neden olmaktadır. Bunların başında fiziksel ve psikolojik stresler, aşırı güneş ışığı, alınan birtakım ilaçlar(ağrı kesiciler, hormon ilaçları, kortizon, tansiyon ilaçları) yer almaktadır. Hastaların rahat bir hayat sürmesi, aşırı yorgunluktan kaçınılması, mümkün olduğu kadar az ilaç tüketmesi sedefin stabil kalmasına yardımcı olur. Sedefin tipik belirtilerinden bir tanesi de kaşınan yada yaralanan bölgelerde yeni sedef plaklarının gelişmeye meyil göstermesidir. Bu olaya "Köebner fenomeni" denmektedir.
Klinik görüntüye bakılarak teşhis konulan sedef bazen egzema, allerjik deri hastalıkları ile karışabilmektedir. Lokal bir sedef formu olan "palmoplanter psoriasis" (el-ayak sedefi) ise el ve ayakta su toplamaları çatlak ve soyulmalar şeklinde gözlenebilir.
Kronik olan sedef hastalığı, sanıldığının aksine başarıyla tedavi edilebilen bir hastalıktır ancak kronik olduğu için zaman zaman tekrarlayabilir. Bu tekrar ataklarının süresi ve aralığı kişiden kişiye değişebilir ve yıllarca tedavi ihtiyacı gösterir.
Sedefin genetiği ve kalıtımı
Sedef hastalarının 1/3'ünün ailelerinde sedef hastalığı mevcuttur. Tek yumurta ikizlerinde çift yumurta ikizlerine göre çok daha sık sedef görülmektedir (Tek yumurta ikizleri : %71, çift yumurta ikizleri :%28) Sedef kalıtsal bir hastalık değildir. Sedefli ailelerin çocuklarında sedefe yakalanma oranı normal ailenin çocuklarına göre %1-2 oranında artmış olmasına rağmen bu sedefe kesin yakalanacakları anlamına gelmemektedir.
Sedefi Arttıran Nedenler
Sedef bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalık olduğu için özellikle bazı enfeksiyonlar ve ilaçlar sedefi arttırabilmektedir. Aynı zamanda psikolojik stres ve iklim değişiklikleri de sedefi etkilemektedir.
Psikolojik Stress
Yapılan çalışmalar özellikle ciddi hayat değişimlerinde sedefin değişiklik gösterdiği saptanmıştır. Yeni yapılan bazı araştırmalarda stress ile beraber vücutta bağışıklık sistemini tetikleme özelliği olan bazı maddelerin kanda arttığı belirlenmiştir.
Bakteri ve virüs enfeksiyonları
Özellikle çocuklarda streptokok adında boğazda yerleşen bakteri enfeksiyonlarında sedefin alevlendiği bilinmektedir. Bu nedenle sürekli bademcik iltihabı geçiren hastaların tam bir tedavi görmeleri gerekmektedir. Sıklıkla dermatologlar kişide bir şikayet olmasa bile boğazdan pamuklu bir çubuk yardımıyla kültür alıp antibiyogram testi isterler. Bunlar haricinde vücutta sürekli bir enfeksiyon kaynağının bulunduğu hastalıkların (örneğin çürük diş) tedavisi şarttır.
İklim
Sedef güneşli iklimlerde azalır ve özellikle kışın artış gösterir. Yine düşük rakımlı bölgelerde sedef hastalığı daha az görülmektedir. Kuru iklimlerde nem az olduğu için hastalar kabuklanan bölgelerinde daha fazla kaşıntı hisseder. Bu nedenle sedef hastaları nemli iklimi olan bölgelerde daha rahat edebilir. Yine kışın kalorifer ve sobaların etkisiyle hava kurur ve kabuklanmalarda kaşıntı artar. Sedef hastaları kışın bol nemlendirici kullanmalıdır.
Sedef ve Psikoloji
Sedef hassas ve düşünceli kişilerin hastalığıdır. Genelde ince düşünceli, hissettiklerini dışarı yansıtmayan, günlük hayatta belirli konuları kendine dert edinip uykularını kaçıran kişilerde sedef yoğun seyreder ve sık tekrarlar. Çözülemeyen sorunlarda başvurulması gereken bir psikolog veya acil bir tatil belki de en iyi reçete olabilir. Yine de bu tür düşünce yapısına sahip hastalarımız için en iyi öneri biraz daha "vurdumduymaz" olmalarıdır.
Sedef hastalığının tipleri
Hastalık çeşitli formlarda görülebilir. Bu formlar hastalığın şekli, şiddeti, devam etme süresi, yerleşim yeri açısından farklı özellikler taşır. En sık görülen formda başlangıçta kızarıklık vardır. Giderek genişleme ve kabuklanmalar ortaya çıkar. Kabuklar kaldırıldığında altta küçük kırmızı kanama alanları görülür.
Dizler, dirsekler, kasık bölgesi ve genital bölge, kollar, bacaklar, avuç ve ayak tabanları, saçlı deri, vücuttaki kıvrım bölgeleri sedef hastalığının en çok görüldüğü bölgelerdir. Tırnakta sedef hastalığı varsa üzerinde nokta şeklinde çöküntüler görülür. Tırnak yatağı kalınlaşır, peynirimsi bir görünüm alır. Tedavisi zordur.
Koltukaltında, kasık bölgesinde, genitalde, göğüs altlarında alışılmadık tarzda sedef hastalığı görülebilir. Guttat sedef hastalığı genellikle bir boğaz iltihabını takiben görülür. Genellikle çocuklar etkilenir. Vucutta çok sayıda küçük kırmızı, üzeri kabuklu lekeler ortaya çıkar. Haftalar veya aylar içerisinde kendiliğinden kaybolur.
Sedef hastalığı olan kişilerde %30'a varan oranlarda eklem iltihaplanması şikayetleri görülür. %5-10'unda çeşitli eklemlerde iltihabi olaydan dolayı işlevsel kısıtlılık oluşur. Bazı kişilerde eklem iltihaplanması şikayetleri, deri tutulumu arttığı zaman kötüleşebilir. Bazen de deri tutulumu düzeldiğinde eklem şikayetleri de düzelir.
Ne çeşit tedavi uygulanıyor?
Sedef hastalığının tedavisinde başta nedenleri ve tetikleyen faktörleri azaltıp sedefin ataklarını azaltmaya çalışmak gerekiyor. Yani sedefli hastaya daha sakin bir hayat yorgunluk dönemlerine de tatil ve istirahat önerilmeli. Cildi nemlendirici kremler kullanmalı güneş altında uzun süre kalmaması önerilmelidir. Bakteriyel ve viral hastalıklardan korunmalı. Anjin grip gibi hastalıklardan korunmalıdır.
Tedavinin başında deri üzerinde oluşan beyaz kabukların soyulması ilk aşamadır. Çeşitli krem pomat ve jellerle soyma işlemi yapılır. Hastanın sedasyonu sağlanır. Kaşıntının giderilmesi için atihistaminik ilaçlar kullanılır. Mevsim yassa güneşten istifade etmesi sağlanır.
Ağır ve eklemlerde romatizmal ağrı ve şişlikle seyreden vakalarda steroidler baş vurula bilir .Lakin çok ihtiyatlı kullanılması gerekir. Daha ağır vakalarda asitretin içeren tabletler kullanılır. Duruma göre bazı kemoterapotikler dahi kullanılabilir. Çok ağır olgularda üniversite ortamında yeni uygulanmaya başlanan bazı ajanlar kullanılır .
Ultra viyole uygulaması yüz güldürücüdür. Psorelen gurubu ilaç verilip iki saat sonra özel bir cihazla ultra viyole A ışını tatbik edilir. Haftada üç dört kez olmak üzere uzunca bir süre bu tedavi sürdürülür .
Kaplıca tedavilerinden nisbeten faydalanılır. Özellikle kükürt içeren sulara sahip olan ılıcalar daha yararlıdır. Ülkemizde çok bilinen Sivastaki balıklı çelmikte faydalı uygulamalardan biridir. Burdaki özel balıklar beslenmek amacıyla protein yüklü kabukları kemirip temizlerler .Sudaki kükürt ve yaşadığı ortamdan uzak 20 günlük bir tatil gibi görülen bu uygulama bir çok hastada oldukça iyi sonuç verir .Ama uygulama anında dermatolog kontrolü olmadığından turistlik bir gezi dinlenme şeklinde algılandığından sedef dışında başka yaralara sahip olan kişilerde aynı havuzlara girmekte aynı balıklar onları da kemirip sedefli hastalara hastalık bulaştırma durumu ortaya çıkıyor. Buda orda ki uygulamanın riskli yönüdür.
Oysaki sedef hastalığı bulaşıcı bir hastalık değildir. Temasla, aynı kaptan yemekle, aynı yatağı paylaşmakla bulaşmaz.
Görünüm olarak dökülen pullar ciltteki yaralar şahsın sosyal hayatını ve aile hayatını çok kötü yönde etkiler.
TÜM SEDEF HASTALARINA ŞİFA DİLİYORUM.” İfadelerini kullandı. Haber Merkezi
Yorumlar
Kalan Karakter: