ÖNCEKİ yazılarımızda günümüze ulaşmayan Aya Apostol Kilisesi’nin yapılış süreci, tarihi, yıkılış süreci gibi konulara Hasancan Eralaca ve Mehmet Gökyayla değinmişlerdi. Bu yazımızda ise ibadethanenin mimari ve estetik özelliklerini değerlendirerek yapıyı siz değerli okurlarımızın gözünde canlandırmaya çalışacağız. Yapacak olduğumuz yorumları, arşivimizdeki verilerin kısıtlı olmasından dolayı, elimizden geldiğince somut verilere dayandıracağız.
Mustafa Altınbaş’ın yazısı şu şekilde: “Aya Apostol Kilisesi, önceki yazılarda bahsedilen Yunanca kaynaktaki ifadelere göre 1863 yılında yapımına başlanan, günümüz hükümet konağının bulunduğu yerde yaklaşık 750 metrekarelik bir alanı kaplayan ibadethanedir. Bu ibadethane doğu batı eksenli olarak konumlandırılmıştır ve apsisi doğuda yani günümüzün Atatürk Bulvarı’na bakan kısmında yer alır.
Texier’nin[1] kilise hakkında vermiş olduğu bir planda, kilisenin ana giriş kapısı batı cephesinde görülmektedir. Yapının planı 1/50 ölçekte çizilmiştir. Burada özellikle planın ölçeği bizim için büyük öneme sahiptir. 1/50 ölçek demek plan üstünde yer alan verilerin orijinal boyutunun yarısı manasına gelmektedir. Ölçekten çıkardığımız verilere göre kilisenin doğu-batı eksenindeki toplam uzunluğu 36 metredir. Yapının genişliği ise 20 metre olarak karşımıza çıkmaktadır. Kilisenin girişi Akçakmak Yolu tarafındadır ve bu yönden baktığınızda 13 metrelik bir yüksekliğe sahip, artriumdan nartekse açılan 5 ayrı giriş kapısı bulunan heybetli bir yapı görmekteyiz. Giriş bölümünde 10 adet fil ayağı ile çevrelenen artrium bölümü karşımıza çıkmaktadır. Artriumun yani avlulu giriş kısmının üstü toplam üç adet çapraz tonozla örtülüdür ve bu yapıya dışarıdan bakıldığında ibadethaneye üç farklı kat görünümü sağlamaktadır. Yapının sağ ve solu kırma çatı ile kapatılırken ortada ise tonozlu bir geçişe sahiptir. Fil ayakları birbirine yuvarlak kemerlerle bağlıdır ve dıştan bakıldığında Antik Yunan ve Roma mimarisinde kullanılan anıtsal giriş kapılarına benzemektedir. Kapılardan içeriye girdiğimizde ise kilisenin narteksi yani ana ibadet mekânından önceki kabul salonu bizleri karşılar. Burada görecek olduğumuz ise kuzey güney eksenli uzanan 13 metre yüksekliğe, yaklaşık 2,5 metrelik bir genişliğe sahip devasa kabul salonu bizleri karşılamaktadır. Salonun üstü artriumda olduğu gibi çapraz tonozlarla kaplıdır. İç tonozlar ana giriş kapısında yer alan tonozla aynı büyülüktedir. Narteksin her iki yanında bulunan odalar ise kırma ahşap çatıdan oluşmaktadır. Kuzeyde bulunan odanın girişi güneydoğudan, güneyde bulunan odanın girişi ise kuzeydoğudan sağlanmaktadır. Ana ibadet mekânına geçiş ise 3 farklı kapıdan sağlanmaktadır. Kapıların büyüklüğü birbiri ile aynı olup yapı iki eşit biri diğerlerinden daha büyük toplam üçlü bir düzenleme görülmektedir.
Bazilikal bir plana sahip olan yapının tam ortasında büyük bir kubbe gözükmektedir. Kubbe eldeki verilerden edinilen bilgilere göre kurşundan yapılmıştır ve çapı 16 metredir. Gözümüzde canlandırabilmek için örneklemek gerekirse günümüzün merkez camisi olan Pazar Camii’in kubbesi, yaklaşık 13 metrelik bir alanı kaplamaktadır ve Aya Apostol Kilisesi’nin kurşun kubbesi, bundan üç metre daha geniştir. Öyle ki bahsi geçen kubbenin ağırlığı beden duvarları ile taşınamayacağından, yardımcı destek olarak, toplam 4 sütun ve 4 fil ayağı, söz konusu ağırlığı hafifletmek amacı ile kullanılmıştır. Kubbe içten diyagonal yani oval bir görünüme sahiptir ancak dıştan bakıldığında ise sivri bir külaha sahiptir. Kubbenin kasnağında yapının ışık ihtiyacını karşılayabilmek için sekiz adet yuvarlak kemerle geçişi sağlanan pencereler dikkat çekmektedir.
Kilisenin orta nefi, diğer iki nefe göre daha büyük ve daha geniştir. Kubbenin bulunduğu orta sahının kuzey ve güney cepheleri ağırlıktan dolayı boş bırakılmış ancak neflerin doğu ve batı yönlü bölmeleri yine çapraz tonozlar ile doldurulmuştur. Bu tonozların büyüklüğü ise narteks bölümünde yer alanlar ile aynı ölçülerdedir. Doğu yönde iki adet pastoforium odaları görülmektedir. Pastoforium odaları ise kiliselerin özel eşyalarının saklandığı ve dışarıdan hediyelik eşyaların kabul edildiği odalardır. Odalara giriş batı yönlerinde yer alan tonozlu bölümlerden sağlanmaktadır. Pastofium odaları, yine küçük kubbeler ile kaplıdır ve bu kubbelerin etrafına ise yarım kubbeler yapılarak ağırlık dağıtılarak hafifletilmeye çalışılmıştır. Odaların doğu yönlerinde yer alan yarım apsisler ise büyük pencereler ile kaplıdır.
İbadethanenin ana apsisi diğerlerine oranla çok daha büyük bir yapıya sahiptir ve ana nefi boydan boya kaplayan bir uzunluğa sahiptir. Bu büyük apsiste de diğerlerinde olduğu gibi büyük pencereler ile içerisi aydınlatılmaya çalışılmıştır. İçten ve dıştan diyagonal bir yapıya sahip apsisin bema kısmı dikdörtgen bir yapıya sahiptir. Bu dikdörtgen kısım tahminimizce giriş kapısında olduğu gibi yerden yarım metre kadar bir kot farkına sahip merdivenle çıkılan bir yapıya sahiptir. Arşivimizde bulunan kitaba göre yapının bu bölümünde nef ile bemayı ayıran bir ikonastasis yer almaktadır. İkonastasisin çeşitli aziz sahneleri ile süslü olduğu da ayrıca belirtilmektedir. Yapının üst örtü biriminin ağırlığı yüzünden yapı içerisinde beden duvarlarından bağımsız altı ayrı fil ayağı yapılmak zorunda kalınmıştır. Yapının güneyinde ve kuzeyinde tam ortadan dışa doğru taşma yapmış iki farklı çan kulesi bulunmaktadır. Çan kuleleri yine kubbe ile örtülü olup dört ayrı yönden çeyrek küreler halinde bir dizilim gösterir. Çan kulelerine giriş dikdörtgen bir yapıya sahip küçük odacıklardan sağlanır.
Elimizde bulunan verilere göre 750 metrekarelik oldukça geniş bir yapıya sahip olan ibadethanenin içerisinde çeşitli Aziz Haralambos ve İsa ikonaları olduğu yazmaktadır. Bu ikonalar tahminimizce kilisenin ana ibadet mekânında yer alan tonozların üzerinde yer almaktadır. Ancak burada bizim dikkatimizi çeken şey ise ikona tasvirleri değil, ikonaların sahipleri üzerinden yaptığımız araştırmada karşımıza çıkan, Çeşme’deki Aya Haralambos Kilisesi ve ilçemizdeki Aya Apostol Kilisesi’nin arasındaki benzerlikler olmuştur. İki kilise arasında yapacak olduğumuz karşılaştırmada kullanılan görüntüler ve bilgilerin bazıları tarih sevdalısı fotoğrafçı büyüğümüz Sayın Erol Şaşmaz’ın kendi internet sitesinden alınmıştır.[2] Erol Bey’in emekleri sayesinde edindiğimiz bilgilerden dolayı ona büyük bir teşekkür borçluyuz.
Çeşme’de bulunan yapı 1832 yılında inşa edilmiştir ve bizim burada bahsettiğimiz Aya Apostol Kilisesi’nden daha küçük bir yapıya sahiptir. Ancak apsis ve giriş kısımlarının neredeyse aynı ve iç dizaynın birbiri ile büyük ölçekte benzerlik göstermesi bize bu yapıların zamanla ve belli bir sisteme tabii olarak inşa edildiklerini düşündürmektedir. Bu vermiş olduğumuz bilgiyi destekleyecek elimizde farklı kanıtlar da mevcuttur. Örneğin elimizdeki kitaba göre 1830’lu yıllarda Rum Cemaati bir karar alıp “cemaatlerinin bulundukları bölgelerde büyük kız ve erkek mektepleri ve anıtsal ibadethaneler yapma” kararı almıştır. Aynı ismi taşıyan İstanbul’daki bir başka kilise de yine aynı mimari ve süsleme özellikleri taşımaktadır. Hatta İstanbul’da yer alan Aya Apostoli Kilisesi’nin iç süslemelerini yapan ustanın ismi dahi bilinmektedir.[3] Aya Haralambos olarak bilinen kişi ise Manisalı bir aziz olup M.S 90’lı yıllarda doğmuştur[4]. Aya Haralambos, ömrü boyunca Ege Bölgesi’nde din adına büyük faaliyetlerde bulunmuştur. Tüm bunlardan hareketle bu gibi ibadethanelerin anılan dönemde birbirine yakın planlarla, tabiri caizse bir akımın farklı bölgelerdeki unsurları olarak inşa edilmiş olduklarını öne sürebiliriz.
Turgutlu Aya Apostol Kilisesi maalesef günümüze ulaşmamıştır. Bundan dolayı ibadethanenin yapısal özelliklerini ancak eldeki sınırlı kaynaklardan edindiğimiz bilgiler doğrultusunda aktarabiliyoruz. Ancak bahsi geçen yapı, tek bir cümle ile özetlenecek olsaydı, bu yapı için “Kasaba’nın Ayasofya’sı” diyebilirdik.”
Yorumlar 1
Kalan Karakter: