Zafer Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ümit Özdağ, Kocaeli'de partisinin il teşkilatını ziyaret etti. Burada bir açıklama yapan Özdağ: ' Tek başıma kalsamda bu ittifakın ( AK Parti- MHP ve DEM) yaptıklarının karşısında duracağım' ifadelerini kullandı.
İşte Özdağ'ın açıklamasından bazı bölümler
AKP-MHP-DEM İttifakı
"Buraya gelirken AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını dinledim ve bu konuşmada Erdoğan, AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve DEM Parti'nin ittifakını ilan etti. Bu ittifakla birlikte önümüzdeki günlerde neler yapacaklarını hep birlikte göreceğiz. Biz, neler yapacaklarını biliyoruz. Yapmaya başladıkları zaman Türk milleti de görecek.
Size söz veriyorum; tek başıma kalsam dahi, sonuna kadar bu ittifakın yapacaklarının karşısında duracağım. Ama biliyorum, tek başıma kalmayacağım. Türk milletinin büyük bir çoğunluğu bizim arkamızda, bizim yanımızda olacak. Vatansever AK Partililer de bizim yanımızda olacak. Vatansever Milliyetçi Hareket Partililer de bizim yanımızda olacak. Bu mücadeleyle Türkiye'nin birliğine el sürdürmeyeceğiz. Bundan emin olun. Asla umutsuzluğa kapılmayın. Aziz Atatürk'ün söylediği gibi: “Umutsuz durum yoktur, umutsuz adam vardır.” Ve biz umutsuz değiliz. Biz, geleceğe umutla bakıyoruz.
Geçtiğimiz bin senede Anadolu coğrafyasında büyük badireler atlattık. Bundan sonra da önümüze çıkan zorlukları inşallah aşacağız. Türk milleti hak ettiği zenginliğe kavuşacak. Türk milleti, hak ettiği adalete kavuşacak. Bu düşman ceza hukuku uygulamaları sona erecek.
26 bin lira açlık seviyesi arkadaşlar. Bugün, 77 milyon insanımız 26 bin liranın altında gelirle yaşamaya çalışıyor. Yani açlıkla mücadele ediyor. Ancak küçük bir grup insan, bunların büyük bir bölümü rantiye olmak üzere, iki kişi haftalığı bir milyon lira tutan beş yıldızlı otellerde tatil yapabiliyorlar. Bu zulümdür. Bu, adaletsizliktir. Bu, halka haksızlıktır. Bu; bir kilo kıymayı evine götüremeyen milyonlarca emekli varken, milyonlarca genç tahsilini bitirmiş ama işsizken, annesinden babasından aldığı harçlıkla evden dışarı çıkmaya utanırken, milyonlarca insan işsizken, çiftçi hayvanını doyuramaz ve ona yeterli besini sağlayamazken; bir grubun, rantiye olarak inanılmaz bir zenginlik içerisinde yüzmesi kabul edilebilir değildir.
Bu, bir sömürü düzenidir. Biz, milli, üniter ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ni, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini savunurken, bu sömürü düzenini yıkmak için de mücadele edeceğiz. Yeniden üreten; tarımda, hayvancılıkta, sanayide üreten bir Türkiye'ye ihtiyacımız var. Devlet Planlama Teşkilatını yeniden kurmak zorundayız. Köylerde tarımı tekrar ayağa kaldırmak zorundayız. Türkiye, tekrar kendi kendisini, ama sadece kendisini değil, komşu ülkeleri de besleyen ülke hâline gelmek zorunda.
Sanayide ve yerli teknolojide büyük bir atılım dönemine girmek zorundayız. Eğer yirmi birinci yüzyılın paryası olmak istemiyorsak, ayaklar altında kalmak istemiyorsak, başı dik ve önde gelen uluslar arasında; zenginlikte ve teknolojide, yerli teknolojide önde gelen uluslar arasında olmak istiyorsak bu hamleyi gerçekleştirmek zorundayız. Biz, mevcut zenginliği nasıl paylaştırırız diye düşünen kadrolar değiliz. Biz, mevcut zenginliği nasıl artırırız, üretimi nasıl artırırız diye düşünen kadrolarız.
Şimdi gözlerinizde merakla “Ya Genel Başkan 10 dakikadan beri konuşuyor, hala Suriyeliler demedi” diyeceksiniz. Konu ona da gelecek arkadaşlar. Merak etmeyin, Suriyelileri de Afganları da ülkelerine, Türkiye'nin dostları olarak geri yollayacağız. Hukukumuza uygun şekilde geri yollayacağız. Bakın, İran-İsrail savaşından sonra MOSSAD'ın angaje ettiği elemanların İran'da yüzde altmışı Afgan çıktı. Şimdi İran, bu kısa süre içerisinde 500 binden fazla Afgan’a vatandaşlık verdiği halde sınır dışı ediyor. İlla aynı şeyin, Allah korusun başımıza gelmesini mi beklememiz gerekiyor? Biz bu hataya düşmeyeceğiz ve istikrar adası oluşturduğumuz bölgelere bu insanların dönmesinin önünü açacağız ve bunu gerçekleştireceğiz."
Yorumlar
Kalan Karakter: