Ocakoğlu : Burada ifade edilen duygunun içeriği toplum için emirdir. Talep, bir vazifeyi hatırlatmaktadır.

Samet Ocakoğlu : Burada ifade edilen duygunun içeriği  toplum için emirdir.  Talep, bir vazifeyi hatırlatmaktadır.
 
 
Geride kalan günlerde Konya'da düşen Türk Yıldızları filosuna ait jetimizin '' Muhterem Pilotunun şehadetinin ateşi  milli vicdanı yaktı ''.
 
Bu üzüntü yaşanırrken bu kere de Afganistan'da İSAF' a ait helikopter düştü ve 12 şehit verdik.  Skorsky kazası, düşen jetimizin yarasını adeta yakarak dağladı. Şehitlerimize bir kere daha  rahmet ve geride bıraktıklarına sabır dilerken, düşen Türk Yıldızları jetinde hayatını kaybeden vatan evladının, (bunu söylemek hakkımızdır, bu ifade bir hamaset değildir) kule ile yaptığı konuşma kamuoyu tarafından öğrenildi.
 
Kule, Türk Yıldızından '' fırlatma koltuğunu kullanmasını ve uçaktan atlamasını '' istiyor.
 
Pilotumuz, yaşamın sınırı olan noktada '' Bu uçakta yetim hakkı var '' diyorlar ve uçağı kurtarmaya çalışıyorlar.
 
Şehit pilot yetim hakkını kurtarma çabası içinde iken hayatını kaybediyor. Öğrendiklerimiz, elbette bir gurura ancak ondan daha büyük de bir sızıya sebep oluyor.
 
Keşke atlasalardı. Uçağın yenisini alabilirdik. Kaybettiğimiz can daha değerlidir o uçaktan. Fedakarlık çok büyüktür. Ancak o sınıra gelindiğinde, pilotlarımız tercihlerini yaşamdan yana kullanmalıdır.
 
Bir aşamadan sonra en küçük risk dahi üstlenilmemelidir.
 
Bize göre bu sınıra riayet, meslek  disiplinin gereği olduğu gibi yetim hakkını da gözetmektir. Keşke o evladımız hayatta kalsaydı da kendilerine  asıl yetim hakkı  kahraman ve fedakar kişiliğinizde yüklüdür,  denilebilseydi.
 
Gündemim  konulu iletişimlerime  cevaplardan biri olan  yazıyı kamuoyu ile paylaşma ihtiyacı duyuyorum. Aşağıdaki satırları kaleme alan Sayın muhatabımın bizi anlayışla karşılayacağını umut ederek, bana gönderdikleri  yazılarının bir bölümüne açıklamamda yer veriyorum.
 
'' (.....) Evet işte, cıvatasına kadar kuruşu kuruşuna ödeyince "anamızın ak sütü gibi bize verdikleri "  ( sizin algılamanıza göre bana cevaben yazdığınız yorum), 1954 model el yapımı f-5 'lerle göz göre göre
" Evlat, al bu uçağı öyle bir uçur ki bu mazlum milletin göğsü kabarsın ''  diyerek, savurup gökyüzüne fırlattığımız bir evladımız.
 
Umarım, ulusal savunma teknolojilerinin ürünlerini satın alabileceğimizi ancak teknolojik kabiliyetlerinin ve sırlarının alınamayacağını ,
bu yüzden de her zaman o teknolojiye sahip olan gelişmiş ve güçlü milletlerin tahakküm unda kalmaya devam edeceğimizi ve parasını versek te bir savaş uçağı ile buzdolabının ulusal çıkarlar ve bağımsızlık anlamında eş değer emtia olmadığını anlamışızdır.
 
Bizler (.....)  giderken,  baba ocağı zimmetinden çıkıp vatan semalarına irat kaydedildiğimizde brövelerimizi önce kalbimizdeki şehadet duvarına çakmıştık.
 
Yani o arslan yürekli evlatları canlarını feda etmek değil, hala başka teknolojilerin müstemlekesi uçaklara binmek her gün kahrediyor.
 
Yaradan' dan muradım!  Şehitlerimizin ruhlarının Allah' ın rahmet ve merhametine ve  aileleri ile geride kalanlarının da, sabırlara mazhar olmasıdır. '' 
 
Bu yazı hakkında yorum yapmayacağım ancak ben ''  o uçakların bedelini anamızın ak sütü gibi helal milli servetten pay ayırarak ödediğimiz ''  fikrini taşıyorum.
 
Toplumun da sahipleneceğine inandığımız görüşüm ile;  fedakar ve kahraman, muhterem Pilotumuzun yaşamının uçaktan kat kat değerli olduğu ayrıca,  (İnşallah bir daha yaşanmaz) o sınıra gelindiğinde kulenin talimatının seçeneksiz olarak  uygulanmasının bu güzide ve özel mesleğin disiplinin vazgeçilmezi  olması gerektiğini '' ifade ederim.
 
Kanımca ''  gerçek yetim hakkının Şehit pilotumuzun üzerinde yüklü olduğu'' da tartışılmazdır.
 
Ayrıca şehadetleri ile de hayırlı bir hizmette daha bulunmuşlar ve '' yetim hakkı'' kavramını Türkiye' nin zihnine ve vicdanına yazmışlardır.
 
Bizler Türkiye' nin kader ve sorumluluğunu yeniden üstlenmeye talip olanlar, Türkiye' nin sorumluğunu üstlenmiş olanlar, yoksunlukların envanterini çıkarıp bunları ortadan kaldırmayı kendine  vazife  edinmişler için öyle anlaşılıyor ki, Türk Hava Kuvvetlerinin envanterinin de  gözden geçirilmesini talep etmek ve gerekeni yapmak bir görev haline gelmiştir.
 
 
Milli iradenin temsilcileri, yürütme ve yasama organı, bilim ve sanayi çevrelerimiz , üniversitelerimiz ve toplum için; alıntı yapılan yazı içeriğinde isabetli bir hedef ve haklı bir  görev tarifi vardır.
 
Türkiye bu tablonun gereğini yerine getirebilecek büyük ve kapasiteli bir ülkedir.
 
Merhum Başvekil Adnan Menderes, Eskişehir Cer Atölyelerine 1957 yılında gerçekleştirdikleri  inceleme ziyaretinde '' Sizden istesem, bunun büyüğünü yapabilirmisiniz ? '' dileklerini ifade etmişler idi. 
 
Merhum Menderes' in Cer Atölyelerinde yarattığı dinamizm, ilk milli buharlı lokomotifimiz olan Karakurt' u ürettirmiştir.
 
Türkiye' nin kapasitesinin ve dinamizminin gücü her şey için yeterlidir. Yazılım projelerimizi anayasal ve teknik olanlar dahil yaşama geçirmek için yeterlidir.
 
1990 yılında Şişli Meydanına astığımız pankartta '' Bu Vatanın En Değerli Hazinesi Toprakları Üzerinde Yaşayan İnsanlarıdır''  ifadesi vardı.
 
Bütün insanlarımız hakkındaki bu görüşümüz, değişmemiştir. Yıldızlar karanlıkta parlar.