Düğün Gecesi, “Şeb-i Arus”
“Mevlana, din, dil, cinsiyet, renk ve mezhebin ötesindeki insan ile ilgilenir”
Başak İlkutlav-Yunus Uyar
* Doç.Dr. Mehmet Temizkan, “Bana göre Mevlana’yı en iyi yücelten, en iyi değerlendiren, en iyi metheden insan Molla Cami’dir. O, Mevlana için ‘Nist Peygamber veli dared kitab’ yani ‘Peygamber değil ama kitabı var’ demiştir. Burada bahsedilen kitabın Mesnevi olduğunu kesinlikle biliyoruz” dedi.
İZMİR (Ege Ajans) - ÜNLÜ tasavvuf düşünürü Mevlana Celaleddin Rumi’nin ölüm yıldönümü her yıl 17 Aralık tarihinin izlediği haftada anılıyor. Mevlana’nın ölümünü “Düğün Gecesi” saydığı bu günlerde yapılan törenler halk arasında “Şeb-i Arus” olarak biliniyor.
Ege Üniversitesi Türk Dünyası Araştırma Enstitüsü Türk Halk Bilimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Temizkan, Mevlana’nın sadece bizim için değil, tüm dünya için önemli bir isim olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Mehmet Temizkan, Mevlana’nın hayatında çok önemli bir yere sahip olan Şems-i Tebrizi’den de söz ederken, Mevlana’nın öğütlerinin günümüz şartlarına uygun olarak değerlendirilmesi ve yorumlanması gerektiğini belirtti.
“YEDİ ASIR SONRA BİLE HATIRLANIYOR”
Mevlana’nın çok büyük bir düşünür ve şair olduğunu anlatan Doç. Dr. Temizkan, “Mevlana Celaleddin Rumi ismine bakarsak, ‘Rumi’ kelimesi ‘Anadolulu’, ‘Mevlana’ kelimesi ise ‘efendimiz’ demektir. Yani Mevlana ifadesi sözlük anlamından çıkarak bir insanın ismine dönüşmüştür. Bunu yapmak gerçekten çok zor bir iştir. Aynı şekilde içerisinde birçok evrensel mesaj barındıran Mevlana’nın en çok bilinen eseri Mesnevi’de sözlük anlamından çıkmıştır. ‘Mesnevi’ ifadesi Divan Edebiyatı’nın nazım şekli olarak bilinir. Fakat Mevlana bu kelimeyi de sözlük anlamından çıkararak kendi eserine dönüştürmüştür. Bunu başarabilmek hiç kolay bir iş değildir. Tüm dünyada en çok okunan eserler arasında Mesnevi’nin de yer alması hiçte tesadüf değildir. Mevlana’nın yedi asır sonra bile hatırlanmasının sebebi insana verdiği değerdir. Mevlana, din, dil, cinsiyet, renk ve mezhebin ötesindeki insan ile ilgilenir. Bu sebeple Mevlana’nın mesajları yaşadığımız dünyaya ve günümüz şartları düşünülerek tekrar yorumlanmalıdır. Özellikle yaşadığımız bu kaos günlerinde buna çok ihtiyacımız var” diye konuştu.
“MEVLANA YANMAYA HAZIR BİR ÇIRAYDI”
Doç. Dr. Mehmet Temizkan, “Afganistan’da doğan Mevlana’nın babası döneminin en önemli alimlerindendi. Moğol istilası sebebiyle göç etmek zorunda kaldılar. Yolculuklarının son durağı Konya şehriydi. Fakat bu yolculuk kısa ve kolay bir yol değildi. Yolculuk sırasında Mevlana küçük bir çocuktu. Henüz Mevlana ismini almayan Celaleddin, birçok tasavvuf büyüğüyle bu yolculuk sırasında tanıştı. İlk eğitimlerini babasından aldı. Babası öldükten sonra onun makamına geldi. Şems-i Tebrizi ile tanışmaları bu döneme rastlar. İkisinin arasında derin bir gönül bağı kurulmuştur. Mevlana, Şems ile tanıştıktan sonra sadece öğretici biri olmaktan çıkıp, onla muhabbetinden dolayı derslerini ihmal etmeye başladı. Mevlana, tüm gününü Şems ile derin bir sohbet içinde geçiriyordu. Bu durum Mevlana’nın çevresini son derece rahatsız etmekteydi. Bazı kaynaklar ikisinin ilişkisini Mevlana'nın ‘yanmaya hazır bir çıra’ Şems’inde o çırayı tutuşturan ateş olduğu şeklinde tanımlamaktadır. Aralarındaki ilişkinin çevreye verdiği rahatsızlık dolayısıyla Şems, Konya’yı terk etmek zorunda kalır. Mevlana, Şems’in yokluğunda perişan olur. Mevlana’nın oğlu Şems’i bulup geri getirir fakat rahatsızlık devam etmektedir. Bunun üzerine Şems tamamen ortadan kaybolmuştur. Kayboluşu bugün bile hala gizemini korumaktadır. Bu ayrılık kültürel tarihimize çok önemli eserler kazandırmıştır. Ayrılığın hüznü ve acısı ile Mevlana şiirlerini yazmaya başladı. Çoğu şiirinde Şems takma adını kullandı. Mevlana, Şems’i beklemekten ve aramaktan hiçbir zaman vazgeçmedi” diye konuştu.
“PEYGAMBER DEĞİL AMA KİTABI VAR”
Mesnevi’nin yazılışı ve önemi hakkında da bilgiler aktaran Doç.Dr. Temizkan, “İnsanlar, bir gün elbette Mevlana ve benzeri düşünürlerin mesajlarına kucak açacaktır ama inşallah iş işten geçmeden açarlar. Bana göre Mevlana’yı en iyi yücelten, en iyi değerlendiren, en iyi metheden insan Molla Cami’dir. O, Mevlana için ‘Nist Peygamber veli dared kitâb’ yani ‘Peygamber değil ama kitabı var’ demiştir. Burada bahsedilen kitabın Mesnevi olduğunu kesinlikle biliyoruz. Mesnevi’nin yazılma hikayesinden bahsetmemiz gerekirse, Şems ortadan kaybolduktan sonra Mevlana’nın yakın arkadaşlarından biri olan Hüsamettin Çelebi, Mevlana’yı bir kitap yazması konusunda sürekli sıkıştırır. Bir gün Mevlana sarığından bir kağıt çıkarır ve der ki, ‘ilk 18 beyiti kendi elimle yazdım, bundan sonra ben söyleyeceğim sen yazacaksın’ der ve trans şekilde bu kitabı yazar. Mesnevi’de beyitler, aruz vezni, kafiye, redif yani kısaca şiirin taşıması gereken tüm özellikler vardır, buna dikkat çekmek isterim” dedi.
İzmir’de Mevlana için yapılan etkinlikleri yeterli bulmadığını ve yeterli bulan bir kişinin dahi çıkmayacağını söyleyen Doç.Dr. Temizkan, geçen senelerde Konyalı iş adamları ve Konya Vakfı gibi özel vakıflar tarafından bazı yerlerde sema gösterileri düzenlendiği belirtti. Bunun dışında bir faaliyette bulunulmadığını, mahalli basında buna yeteri kadar yer verilmediğini, üniversitelerde konferans ve panellerle yeterince desteklenmediğini veya sivil toplum kuruluşları tarafından yeterince anılmadığını söyleyerek sözlerini bitirdi.(Bİ/YU-OK)
Yorumlar
Kalan Karakter: