"Küllerinden Doğan Kasaba" belgeseli üstüne
Salih Özbaran*
"Küllerinden Doğan Kasaba: Turgutlu"yu konu eden bir belgesel yayınlandı internet ortamında; Tayfun Talipoğlu tarafından hazırlanmış. Turgutlu Yankı gazetesinde izledim. 7 Eylül 1922 yangınından sonraki dönem işlenmiş, Ahmet Hamdi ve Sıtkı Cantekin'in çektikleri çok değerli fotoğraflar eşliğinde, yeni çekilen görüntüler desteğinde, belediye başkanları, oda başkanları, tarım, ticaret ve sanayi sektörlerinden yetkili ve bilgili kişilerin açıklamalarıyla günümüze kadar getirilmiş. Talipoğlu'nun çekici anlatımıyla Turgutlu kendini yansıtan bir tarihsel tanık ortaya koymuş. Belediye Başkanlığı'nın desteğiyle yaptırılan (ama ele alınan sürecin otoriteleri sayılabilecek kişilerin yorumlarından eksik kalmış) bu belgesel filmi -uzun yıllar beklenen kültür canlanmasının bir parçası olması bakımından- önemli bir adım saydığımı belirtmek isterim.
Bir Kasabalı olarak gençlik (1940'lı ve 1950'li) yıllarımı geçirdiğim, tarihçi olduktan sonra da aile ilişkileri gereği, Turgutlu sevgisinin çekiciliği, son zamanlarda düzenlediğim tarih konferansları ve Çaldağı kıyımı dolayısıyla yapılan uyarı toplantı ve mitinglerine -sağlığım elverdikçe- katılan bir kişi olarak belgesel hakkında bazı şeylere dokunma gereği duydum. Eleştiri olmaktan ziyade bir katkı sağlayabileceğimi düşündüm. Böyle bir yapıma temel olan metnin sıkı bir editörlükten mahrum bırakılmış ve Talipoğlu'nun Turgutlu deneyimi yaşamamış bir kişi olmasından kaynaklandığını sandığım (Sanat Okulu'nun 1932 yılında kurulmuş olduğunun ilan edilmesi gibi) hataların ya da birçok yanıyla da eksik kalmasının daha sonraki belgesellerde düzeltilip tamamlanabileceğini varsayıyorum. Tüm ayrıntıları bir tarafa bırakıp birkaç temel konuda düşüncemi yansıtmak istiyorum.
Ben, 1922 yangınından sonraki 15-20 yıl içinde gösterilen olağanüstü çaba ve özverilerle var edilen Kasaba'yı 2013 yılında yayınlanan kitabıma başlık yapmıştım: Küllerinden Doğan "Kasaba" Turgutlu. Böyle bir başlık altında daha sonraki gelişmeleri de içeren bu belgeselin kültürel gelişmeleri ve çevre sorunlarını da dile getirmesini beklerdim. Üretimin, özellikle de sanayideki ilerlemelerin görsel malzemeyle işlenmesi ve o konularda yetkililerin verdikleri bilgilerin aktarılması, hatta başta kuru üzüm olmak üzere ortaya konan çabalar üstüne yapılan vurgulamaları kesinlikle küçümsemiyorum. Onların, Turgutlu tarihinde vazgeçilmez ve önde gelen unsuru arasında olması gerektiğinin de bilincindeyim. Ancak Turgutlu'ya o bilinci yerleştiren sosyal ve kültürel etkinliklerin unutulması ve çevre yağmalamasının neden olduğu kayıplar ve zararların üstünde durulmaması, giderilmesi gereken büyük bir eksiklik gibi geldi bana. Sembol sayılabilecek ilkokulların, orta öğretimin, halkevinin (başta konferans, tiyatro, müzik ve spor gibi) faaliyetlerinin, sosyal yardımlaşma amaçlı derneklerin, sağlık sorununu giderme gayretlerinin, kısacası toplum tarihinin içermesi gereken özelliklerinin devreye sokulması gerekmez miydi? Belgeselde Turgutlu'ya yatırımcı çağrılarının sıklıkla dile getirilmesini anlayamadım. Kentin kaybolan yeşilliğinin, ağaçlarının, yok olan sebze ve meyve alanlarının üzerinde hiç durulmadığını gördüm.
Tarih sadece övgü üstüne odaklanmış bir bilgi dalı değildir; sadece sanayi ile de kaim değildir. Geri kalmış kültür etkinliklerinin ve onlara bağlı olarak da yoksun kalmış yerel yaratıcılık da onun konusudur. Dışa bağımlılıktan çok kendi olanaklarıyla yücelmesi yeğ tutulur. Denetimsiz çoğalan nüfusa ne dışarıdan gelen yatırımcı merhem olur ne kültür potansiyeli dal verir; ne de sanatını serpiştirir. Ambarından fazlaca kaybeder, özgüvenini yitirir. Fazlalaşan insan seline ne sanayi, üretim, ne de okul, hastane merhem olur.
Belgeseller güzeldir, öğreticidir; şüphesiz en mükemmeli yapılamaz. Ancak çevreyi ve onun içerdiği kentsel öğeleri içermesi durumunda çok daha tamamlayıcı olurlar.
Yeni belgesellerin daha kapsayıcı ve Turgutlu üstüne söz edebileceklerin seslerini daha fazla duyurabilecek nitelikte olması dileğiyle. Ve Belediye Başkanlığı'na -bu tür faaliyetlere öncülük ettiği için- teşekkürlerimle.
-----------------------------------------------------------------------------------------------------------------
*Emekli Tarih Profesörü
Yorumlar
Kalan Karakter: