Kış hastalıkları nezle ve gripEGEUMUT Hastanesi Dahiliye Uzmanı Uzm.Dr. Ahmet İnanıcı, nezle ve Grip hakkında gazetemizi bilgilendirici açıklamalarda bulundu.
Uzm. Dr. İnanıcı yaptığı açıklamada: “Kış mevsimi nedeniyle sıklıkla karşılaştığımız üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıklarından nezle (rinit=soğuk algınlığı) ve grip (influenza) hakkında bilinmesi gereken temel özellikler üzerinde duracağım. Nezle (rinit=soğuk algınlığı) virüs olarak nitelenen enfeksiyon etkeni patojenlerin solunum yolu yüzey dokusunda iltihabi reaksiyon oluşturmaları sonucu gelişir. Soğuk algınlığı oluşturan bir çok virüs olmasına karşın en çok hastalık yapan virüsler rhinovirüs, coronavirüs, rsv virüsü, parainfluanza virüsü ve adenovirüslerdir. Aralarında hastalığın kuluçka süresi, hastalık süresi, hastalık belirti ve bulguları yönünden ufak bazı farklılıklar olmakla birlikte ortak özellikleri daha belirgindir. Soğuk algınlığı, önce burun akıntısı, aksırık ve burun tıkanıklığı ile başlar. İlk yakınma boğaz ağrısı olabilir. Sistemik belirtiler hafiftir veya yoktur. Genellikle 4-9 gün süren hastalık çoğu kez sekelsiz olarak kendiliğinden iyileşir. Bazen ortakulak yolunun ve burun içi sinüs ağızlarının tıkanması sonucu ortakulak iltihabı ve sinüzit gelişebilir. Çocuklarda bronşit, bronşiyolit ve bronkopnömoni (zatürre) gibi alt solunum yolu enfeksiyonları da gelişebilir. Soğuk algınlığının virüsleri enfekte salgılarla direk temas sonucu ve ya solunum yoluyla direk bulaşırlar.soğuk algınlığında tedavi gerekli olmasada ağrı kesici ve burun tıkanıklığını giderici ilaçlar kullanılabilir. Ellerin iyice yıkanması, fiziksel temastan kaçınılması (tokalaşma ve öpüşme) ve maske kullanılması enfeksiyonun bulaşmasını azaltabilir.
Grip (influenza virüs enfeksiyonu): grip, influenza a ve b virüsleri ve muhtemel influenza c virüsü ile ortaya çıkan solunum yolu enfeksiyonudur. İnfluenza a virüsüne bağlı grip salgını birden bire başlayarak 2-3 haftada en yüksek seviyeye çıkar ve 5-6 hafta sürdükten sonra başladığı gibi hızla yatışır. Gribin toplumdaki ilk işareti ateşli solunum yolu hastalığı ile doktora getirilen çocukların sayısındaki artıştır. Bulaşma hızı genellikle toplumun % 10-20 si dir. Grip salgını hemen hemen her zaman kış aylarında ortaya çıkar. İnfluenza a virüsu yılın başka aylarında hemen hemen hiç görülmez.
İnfluenza a virüs enfeksiyonları taşıdıkları h ve n antijenlerine göre adlandırılarlar ve bu virüslerin en önemli ve benzersiz özellikleri h ve n antijenlerinin periyodik olarak sık sık değişime uğramasıdır. Bu değişiklik nedeniyle birçok farklı grip enfeksiyonu tanımlanmıştır. (çin gribi, domuz gribi, kuş gribi vb...) İnfluenza b virüsu daha çok küçük çaplı salgınlara ve daha hafif bir hastalığa neden olur. İnfluenza c virüs enfeksiyonu oldukça silik bir tablo sergiler.
Grip enfekte kişilerin öksürme, aksırma ve konuşma sırasında ortama saçtığı ve havada asılı duran, gözle görülmeyen küçük damlacıkların duyarlı kişilere bulaşması sonucu gelişir. Hastalığın kuluçka süresi 18-72 saat arasındadır. Hastalık birdenbire başlar. Ateş, ürperme veya titreme baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrısı, kırıklık ve iştahsızlık görülür. Işığa duyarlılık, göz hareketlerinin ağrılı olması, sulanma ve yanma gibi göz belirtileri tanıda yardımcıdır. Daha az olmak üzere öksürük, berrak burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ses kısıklığı, boğazda yanma ve kuruluk olabilir. En önemli klinik bulgu ateştir. Ateş 12 saat içinde diğer bulgularla birlikte 38-40 derece ye kadar yükselir. Ateş süreklidir. Ateş düşürücülerle aralıklı düşüp yeniden yükselir. Ateş hastalığın ikinci günü azalır. Ateşin süresi tipik olarak 3 gündür. Çok nadiren bu süre uzayabilir. Ateşli dönemde hastanın genel durumu bozuktur bazen hastalık akciğerleri etkileyebilir. Gribin klinik belirtileri azaldıkça öksürük belirginleşir. Öksürük, kırıklık ve güçsüzlüğün tamamiyle geçmesi 1-2 hafta bazen daha da uzun sürebilir. Grip sonrasında gelişen en önemli komplikasyon pnömoni (zatürre) dir. 65 yaş üstü ileri yaş, kronik kalp ve akciğer hastalıkları, kronik metobolik hastalıklar (şeker hastalığı gibi...), böbrek ve bağışıklık sisteminin bozuk olduğu hastalıklarda gribe bağlı komplikasyonlar (ikincil hastalıklar) daha çok görülür.
Grip sırasında özellikle 2-16 yaş arası çocuklarda ateş düşürücü olarak aspirin kullanılması ''reye sendromu'' (haşlanmış beyin sendromu) olarak adlandırılan karaciğer ve beyinde yaygın hasarla seyreden ağır bir klinik tabloya neden olabilir. Bu nedenle 2-16 yaş arası gripli çocuklarda aspirinin dikkatli kullanılması hatta mümkünse hiç kullanılmaması daha uygundur.
Gribin tedavisinde şayet komplikasyon yok ise ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları için ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Öksürük şiddetli ise öksürük kesici ilaçlar verilebilir. Hastaların gribin başlangıç döneminde dinlenmeleri ve bol sıvı almaları önemlidir. Gribe karşı kesin etkili bir ilaç olmamasına rağmen ''amantadine'' ilk 48 saat içinde başlandığında gribe bağlı belirti ve bulguların süresini yarı yarıya azaltabilir.
İnaktive grip aşıları gripten korunmanın en etkili yoludur. Aşılanma önceliği yönünden ilk sırada sürekli tıbbi bakım gerektiren kalp ve akciğer hastalığı olan kişilerle, düşkünler yurdunda kalan kişiler yer alır. Yüksek riskli hastalarla yoğun temas halindeki sağlık çalışanlarının aşılanması uygun olur. Ayrıca kronik hastalığı olanlar (şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, kronik akciğer hastalıkları, kanser hastaları ve kemoterapi gören bağışıklık sistemi bozukluğu olan hastalar), 65 yaş üstü kişilerin aşılanmaları gerekir.
Aşı her yıl grip mevsiminden önceki sonbaharda yapılmalıdır. Aşı 4-13 yaş arası çocuklarda 4-6 hafta ara ile 2 dozda, daha büyüklere ise tek dozda verilmelidir.
Sonuç olarak nezle ve grip üst solunum yollarını etkileyen basit bir hastalık gibi görünse de, gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda ciddi komplikasyonlarla hayatı tehdit edebilen bir sonuca neden olabilir. Belirgin bir tedavisi olmadığından koruyucu olarak aşı yapılması özellikle risk altındaki gruplarda çok önemlidir.” ifadelerini kullandı. Haber Merkezi
Uzm. Dr. İnanıcı yaptığı açıklamada: “Kış mevsimi nedeniyle sıklıkla karşılaştığımız üst solunum yolu enfeksiyonu hastalıklarından nezle (rinit=soğuk algınlığı) ve grip (influenza) hakkında bilinmesi gereken temel özellikler üzerinde duracağım. Nezle (rinit=soğuk algınlığı) virüs olarak nitelenen enfeksiyon etkeni patojenlerin solunum yolu yüzey dokusunda iltihabi reaksiyon oluşturmaları sonucu gelişir. Soğuk algınlığı oluşturan bir çok virüs olmasına karşın en çok hastalık yapan virüsler rhinovirüs, coronavirüs, rsv virüsü, parainfluanza virüsü ve adenovirüslerdir. Aralarında hastalığın kuluçka süresi, hastalık süresi, hastalık belirti ve bulguları yönünden ufak bazı farklılıklar olmakla birlikte ortak özellikleri daha belirgindir. Soğuk algınlığı, önce burun akıntısı, aksırık ve burun tıkanıklığı ile başlar. İlk yakınma boğaz ağrısı olabilir. Sistemik belirtiler hafiftir veya yoktur. Genellikle 4-9 gün süren hastalık çoğu kez sekelsiz olarak kendiliğinden iyileşir. Bazen ortakulak yolunun ve burun içi sinüs ağızlarının tıkanması sonucu ortakulak iltihabı ve sinüzit gelişebilir. Çocuklarda bronşit, bronşiyolit ve bronkopnömoni (zatürre) gibi alt solunum yolu enfeksiyonları da gelişebilir. Soğuk algınlığının virüsleri enfekte salgılarla direk temas sonucu ve ya solunum yoluyla direk bulaşırlar.soğuk algınlığında tedavi gerekli olmasada ağrı kesici ve burun tıkanıklığını giderici ilaçlar kullanılabilir. Ellerin iyice yıkanması, fiziksel temastan kaçınılması (tokalaşma ve öpüşme) ve maske kullanılması enfeksiyonun bulaşmasını azaltabilir.
Grip (influenza virüs enfeksiyonu): grip, influenza a ve b virüsleri ve muhtemel influenza c virüsü ile ortaya çıkan solunum yolu enfeksiyonudur. İnfluenza a virüsüne bağlı grip salgını birden bire başlayarak 2-3 haftada en yüksek seviyeye çıkar ve 5-6 hafta sürdükten sonra başladığı gibi hızla yatışır. Gribin toplumdaki ilk işareti ateşli solunum yolu hastalığı ile doktora getirilen çocukların sayısındaki artıştır. Bulaşma hızı genellikle toplumun % 10-20 si dir. Grip salgını hemen hemen her zaman kış aylarında ortaya çıkar. İnfluenza a virüsu yılın başka aylarında hemen hemen hiç görülmez.
İnfluenza a virüs enfeksiyonları taşıdıkları h ve n antijenlerine göre adlandırılarlar ve bu virüslerin en önemli ve benzersiz özellikleri h ve n antijenlerinin periyodik olarak sık sık değişime uğramasıdır. Bu değişiklik nedeniyle birçok farklı grip enfeksiyonu tanımlanmıştır. (çin gribi, domuz gribi, kuş gribi vb...) İnfluenza b virüsu daha çok küçük çaplı salgınlara ve daha hafif bir hastalığa neden olur. İnfluenza c virüs enfeksiyonu oldukça silik bir tablo sergiler.
Grip enfekte kişilerin öksürme, aksırma ve konuşma sırasında ortama saçtığı ve havada asılı duran, gözle görülmeyen küçük damlacıkların duyarlı kişilere bulaşması sonucu gelişir. Hastalığın kuluçka süresi 18-72 saat arasındadır. Hastalık birdenbire başlar. Ateş, ürperme veya titreme baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrısı, kırıklık ve iştahsızlık görülür. Işığa duyarlılık, göz hareketlerinin ağrılı olması, sulanma ve yanma gibi göz belirtileri tanıda yardımcıdır. Daha az olmak üzere öksürük, berrak burun akıntısı, burun tıkanıklığı, ses kısıklığı, boğazda yanma ve kuruluk olabilir. En önemli klinik bulgu ateştir. Ateş 12 saat içinde diğer bulgularla birlikte 38-40 derece ye kadar yükselir. Ateş süreklidir. Ateş düşürücülerle aralıklı düşüp yeniden yükselir. Ateş hastalığın ikinci günü azalır. Ateşin süresi tipik olarak 3 gündür. Çok nadiren bu süre uzayabilir. Ateşli dönemde hastanın genel durumu bozuktur bazen hastalık akciğerleri etkileyebilir. Gribin klinik belirtileri azaldıkça öksürük belirginleşir. Öksürük, kırıklık ve güçsüzlüğün tamamiyle geçmesi 1-2 hafta bazen daha da uzun sürebilir. Grip sonrasında gelişen en önemli komplikasyon pnömoni (zatürre) dir. 65 yaş üstü ileri yaş, kronik kalp ve akciğer hastalıkları, kronik metobolik hastalıklar (şeker hastalığı gibi...), böbrek ve bağışıklık sisteminin bozuk olduğu hastalıklarda gribe bağlı komplikasyonlar (ikincil hastalıklar) daha çok görülür.
Grip sırasında özellikle 2-16 yaş arası çocuklarda ateş düşürücü olarak aspirin kullanılması ''reye sendromu'' (haşlanmış beyin sendromu) olarak adlandırılan karaciğer ve beyinde yaygın hasarla seyreden ağır bir klinik tabloya neden olabilir. Bu nedenle 2-16 yaş arası gripli çocuklarda aspirinin dikkatli kullanılması hatta mümkünse hiç kullanılmaması daha uygundur.
Gribin tedavisinde şayet komplikasyon yok ise ateş, baş ağrısı, kas ve eklem ağrıları için ağrı kesici ve ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Öksürük şiddetli ise öksürük kesici ilaçlar verilebilir. Hastaların gribin başlangıç döneminde dinlenmeleri ve bol sıvı almaları önemlidir. Gribe karşı kesin etkili bir ilaç olmamasına rağmen ''amantadine'' ilk 48 saat içinde başlandığında gribe bağlı belirti ve bulguların süresini yarı yarıya azaltabilir.
İnaktive grip aşıları gripten korunmanın en etkili yoludur. Aşılanma önceliği yönünden ilk sırada sürekli tıbbi bakım gerektiren kalp ve akciğer hastalığı olan kişilerle, düşkünler yurdunda kalan kişiler yer alır. Yüksek riskli hastalarla yoğun temas halindeki sağlık çalışanlarının aşılanması uygun olur. Ayrıca kronik hastalığı olanlar (şeker hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği, koroner arter hastalığı, kronik akciğer hastalıkları, kanser hastaları ve kemoterapi gören bağışıklık sistemi bozukluğu olan hastalar), 65 yaş üstü kişilerin aşılanmaları gerekir.
Aşı her yıl grip mevsiminden önceki sonbaharda yapılmalıdır. Aşı 4-13 yaş arası çocuklarda 4-6 hafta ara ile 2 dozda, daha büyüklere ise tek dozda verilmelidir.
Sonuç olarak nezle ve grip üst solunum yollarını etkileyen basit bir hastalık gibi görünse de, gerekli tedbirlerin alınmaması durumunda ciddi komplikasyonlarla hayatı tehdit edebilen bir sonuca neden olabilir. Belirgin bir tedavisi olmadığından koruyucu olarak aşı yapılması özellikle risk altındaki gruplarda çok önemlidir.” ifadelerini kullandı. Haber Merkezi