Kasaba sokaklarında velespitler (bisikletler)
ÇOCUKLUK anılarınızın olmazsa olmazıdır bisiklet. İlk bisiklete biniş, ilk bisikletten düşüş; ilk aşk, ilk öpücük kadar ergenlik çağımızın anılarıdır. Hele o düşüşler, yaralanmalar Kasaba’nın sokaklarında olmuşsa, anılara Turgutlu’da ekleniverir. Bisiklet diyorum, aslında bizden önceki Kasabalılar ona velespit derlermiş. Başka şehirlere velespit ne zaman girdi bilemeyiz. Bilinen, Kasaba’nın sokaklarını ilk velespitlerle tanıştıran Halkevlerinin gençleridir. Turgutlu’da Halkevlerinin kuruluş tarihi 1936 olduğuna göre velespitlerde bu tarihten sonra şehrin sokaklarını şenlendirmiş olmalıdırlar.
Bizim dönemimizde, viteslisi yoktu, el freni olanı da yoktu. Pedalları ileri döndürür velespit gider, pedalları arakaya doğru bastığımızda fren devreye girerdi. Dinamosu, lambası mekanik zilli, pil ile çalışan sirenler ortaya çıkınca gel keyfim gel olurdu velespitimiz. O dönemlerde Kasaba’nın merkeze yakın alanda birçok velespitçi vardı. Bunların en ünlüsü Saman Pazarı’nda dükkânı olan Bisikletçi Miço Hüseyin’di. Daha kimler yok tu ki, bisikletçi Ali Yaşar, Ali İşdiken, İbramcı Kahvesi’nin karşısında Bisikletçi Recep usta, Şerafettin Arsak ve ismini unuttuklarımız.
Bisiklet denince, birçok dostum çocukluk yıllarını dönüp sayfamıza yazılar gönderdi. İşte onlardan bir kaçı:
Muammer Kırdar: “Öğrenciliğimde Turgutlu Lisesi’nin bahçesinde öğrencilere ait çok sayıda bisiklet olurdu. Örenciler derse girmeden önce bisikletlerini kilitlerler birçoğu da zillerini çıkarıp çantalarına koyarlardı. Amaç hırsızlık vakalarına önlem almaktı. Ancak çantalara konulan ziller zaman zaman ders anında öğretmeni kızdırmak amacıyla çalınarak ders kaynatıldığı da olurdu.”
Selim Akar: “Kırmahalle de bayram yerinde kiralık bisiklete binerdik. Miço Hüseyin'in oğlu Miço Hikmet ten kiralardık. Hikmet zamanın iyi futbolcularından biriydi.”
Metin Soydeveli: “Turgutlar mahallesine yakın, 14 Mayıs İlkokulu yanında (Bayramyeri) bir bisikletçi vardı. Oradan kiralık binerdik. Herkeste bisiklet yoktu. Olanlarınki de kıymetliydi. Ele geçirdiğimiz büyük bisikletlere "bacak arası" binerdik. En beğenilen marka ise "Rale" idi.”
Cüneyt Can: “Velespitin arkasına heybe asılırdı. Ne günlerdi.”
Enis Irgıt: “İbramcı Kahvesi karşısında Bisikletçi Recep Usta da kiralık bisiklet verirdi… Bizim kendi balon lastik “Singer” marka bisikletimiz vardı.1954 te Alacalı bağa gidip gelmek için babam almıştı. Bu bisikleti önce abim sonra ben kullandım.”
Ayfer Tavlı Özbaran: “Ben ilk velespit binmeyi bağda sergi yerinde havuza tutunarak, öğrenmiştim. Ne güzel günlerdi, hepsi anılarda kaldı.”
Ne kadarda önemliydi o bisikletler. Bir dönem ovaya o velespitlerle gidilirdi. Babalarımız pazara çıkardı velespitle, aldıklarını velespite torbayla asar ya da velespitin arkalığına bağlar öyle getirirdi eve.
Hey gidi günler hey! Çocukluk anılarımızı süsleyen bisiklet! Şimdi Kasaba’nın sokaklarında ilk bisikletten düşüşünüzü hatırlayın. Hani o kırmızı olanını anımsayıp pedalı her çevirişimizde içimizde uyanan heyecanı ve mutluluğu hatırlayın. Zaman tünelinden ta gerilere gidip o velespiti tekrar binin. Ve şimdi, semtinizdeki eski bisikletçileri yâd etmenin zamanı. Onların isimlerini lütfen bir bir anın. Ve de Kasaba’nın sokaklarında ilk bisikletten düşüş anılarınızı hatırlayın.
Ali Şentürk
Yorumlar
Kalan Karakter: