“Kasaba” (Anılar, Fotoğraflar, Belgeler) - Ali ŞENTÜRK
Kasaba’nın isimsiz kahramanları - Sayı:42
TURGUTLU’nun kurtuluşunda yer almış, milli mücadele anlamında savaşmış, bu anlamda görev üstlenmiş kahramanları kimlerdir? Bununla ilgili aydınlatıcı bilgiler ne yazık ki pek yok. Kimsede merak edip araştırmamış. Oysa Kasaba’nın milli kahramanları sayılamayacak kadar çoktur. Onların kahramanlık öyküleri hakkında belki kitaplar yazılmamıştır. Ancak birçok kitabın satır aralarında onları görmek mümkündür. Çünkü bu Kasaba’nın kahramanlarında görkem yoktur. Onlarda garip bir onur, bir ağır başlılık vardır. Onun içindir ki kahramanlık hikâyelerini hiç anlatmamışlar hep mazilerinde saklamışlardır.
Turgutlu’da Müdafa-i Hukuk-i Osmaniye Cemiyeti’ni kuran bir grup, Turgutlu’da toparlanıp, Yunan kuvvetleri ile çarpışmanın yarar getirmeyeceğini anlayınca Alaşehir’e doğru çekilirler. Alaşehir’e gidenler arasında, Yüzbaşı Süleyman Sururi, Rıza Çetin, Zühtü Akıncı, Şakir Ünalan, İsmail Hakkı Oçakoğlu, Süleyman Hararlı, Rıza Kayahan gibi kişiler bulunmaktadır. Kasabadan Alaşehir’e giden grup, şehrin ileri gelenlerinden biri olan Mustafa Beyin hazırlamış olduğu Millî Müfreze’ye katılırlar. Bu bölgeden toplanan gönüllüler Rıza Çetin tarafından eğitilir. Yzb. Süleyman Sururi (Kara İmamoğlu Süleyman Sururi), Alb. Bekir Sami Bey tarafından Alaşehir İrtibat Subaylığı’na atanır.1
Bezmi Nusret Bey, Turgutlu delegesi Süleyman Sururi Bey’i şöyle tanımlar:
“Süleyman Bey, cidden cesur, hamiyetli, vatansever ve fedakâr bir subaydı. Ancak, Süleyman Askeri Bey’in idaresindeki Teşkilâtı Mahsusa da uzun süre çalışmış olduğu için o zihniyeti benimsemişti. Sağını solunu gözetmez, ezici ve kırıcı bir karakter taşırdı. İdare edilmesi çok güç idi.”
Bezmi Nusret Kaygusuz, Alaşehir’e intikal eden Kasaba’lı direnişçileri ise şöyle anlatır:
“Turgutlu’dan gelen Yüzbaşı Süleyman Sururi, Rıza Çetin, Zühtü Akıncı, Şakir Ünalan ve diğerleri derhal Mustafa Bey’in hazırlamakta olduğu milli müfrezeye iltihak ettiler. 29 Mayıs 1920 tarihinde Süleyman Sururi Bey, geceleyin Ulu Cami’de yapılacak bir içtimaa beni de davet etti. “Siz gelmezseniz, ahali bize itimat etmez” dedi. Büyük bir halk kitlesi camiye gelmişti. Süleyman Sururi Bey çok sert bir konuşma yaptı. Milli bir heyecan ve vatani bir kaynaşma ile camiden ayrıldık. Birkaç gün sonra Süleyman Sururi Uşak’ın yolunu tuttu. Uşak Belediyesi, Dâhiliye Nazırı Ali Kemal’in tesiri altındaydı. Bu nedenle Süleyman Sururi ve arkadaşlarını İstanbul’a götürmek üzere tutukladılar. Süleyman Sururi, Uşak Jandarma Komutanı Yüzbaşı İsmet Bey’in yardımı ile kurtuldu. Bu defa Alaşehir’e mevki kumandanı olarak döndü. Alaşehir’de savunma hazırlıkları devam ederken, Yunanlılar Turgutlu’nun Ahmetli nahiyesine kadar sarkmışlardı. Oralarda düşmanı karşılamak ve daha fazla ilerlenemeyeceğini anlatmak üzere Şakir Ünalan, Zühtü Akıncı ve Ali Dayı kumandasındaki 68 kişiden mürekkep bulunan müfreze 7 Haziran 1919 tarihinde Alaşehir’den hareket ettiler. Hepsi dualarla uğurlandılar.”1 7 Haziran 1919 günü Alaşehir’den dualarla uğurlanan gönüllü müfreze, başında Şakir Ünalan, Zahit Zühtü Akıncı ve Ali Dayı olduğu halde, Salihli’ye gelerek Çakallar Deresi’nde tertibat alırlar. Şakir Ünalan ile arkadaşları bu mevkiden belediyeye giderek Salihlilerin direnişe karşı daha etkili olabilmeleri konusunda istişarelerde bulunurlar. Bölgeye yerleşen birlik iki gün sonra bu bölgeden ayrılarak Ahmetli tarafına geçerler. Burada Turgutlu’dan gelen bazı birliklerle birleşir.1 Ne var ki durumdan haberdar olan Yunanlılar, 12 Haziran 1919 tarihinde, müteaddit mitralyöz bölükleri ile takviye edilmiş tam mevcutlu bir piyade taburu ve bir süvari bölüğü ile ansızın milli müfrezeye ve askeri birliğimize saldırırlar. Kuvvetlerimiz ilk defa düşman ile ateşli muharebeye girer. Ancak birlik Boz Dağ yönüne çekilmek zorunda kalır. 21 Haziran’da Ahmetli’nin güneyinde yeni bir çatışma daha olur. Bu çatışmada altı subay, 56 sivil, üç er esir olurlar. Turgutlu’ya getirilen bu esirlerden 28’i Kasaba’da idam edilir. Milli Kuvvetler, 25 Haziran’da bir karşı hücumla Ahmetli’yi tekrar geri alırlar.1
Yeni İstanbul Gazetesi, Yunan kuvvetlerinin Ahmetli’yi işgalini ve 25 Haziran’daki karşı taarruzu, 11 Temmuz 1919 tarihinde sayfalarına taşır:
“Dün sabah Yunan kuvveti ilerlerken bir Kuvvayı Milliye süvari müfrezesi ile karşılaşmış, bu karşılaşma neticesinde çok kuvvetli çatışmalar olmuştur. Düşman netice almağa ümit ettiği bir zamanda, Salihli yönünden takviye gelen atlılarda savaşa katılmış böylece Yunan kuvveti ağır zayiat vererek çekilmek zorunda kalmıştır. Çatışma sonunda 35 Yunan askeri ölü olarak bulunmuştur. Kuvveyi Milliye kuvvetleri arasında üç yaralı bulunmaktadır.”
Mali güçlükler, zeybeklerin kaygan ittifak bağları ve yeterli güvenliğin sağlanamaması gibi nedenler, yerel bazda bazı sert tedbirlerin alınmasına sebep olur. Bunlardan birisi Turgutlu delegesi Yüzbaşı Süleyman Sururi Bey ile ilgili olanıdır. Yüzbaşı Süleyman Sururi, Kütahya Kuvayı Milliye Kumandanıdır. 13 Ekim 1919 tarihinde, Bursa’da bulunan 56 Tümen Kumandanı Bekir Sami Bey’e alışılmışın dışında bir telgraf çeker:
(...) Buradaki eşkıyanın yarattığı huzursuzluklarda, kimini kurşuna dizerek, kiminin kulağını, kiminin ayağını keserek hâkimiyeti sağladığımı arz ederim.”1
Süleyman Sururi’nin bu telgrafına karşılık Albay Bekir Sami, 20 Ekim 1919 tarihinde sert bir cevap gönderir: “Sert tedbirler alıyorum diye kulak kesmek, ayak kesmek gibi tedbirlerinizi uygun bulmuyorum. Kutsal mücadelemizde çirkin izler bırakacak yollara müracaat etmeden amacımıza kanunlar çerçevesinde hizmet ediniz.”1
Turgutlu’da kalan birçok vatanseverde değişik yöntemlerle Turgutlu’nun kurtuluşu için mücadele etmeye başlarlar. Bunlar; Cinnizade ismi ile anılan, Rüştiye Mektebi müdürü İsmail Hakkı; (Dinçsoy), Bozkırlı Hasan Efendi; (Artun), Turgutlu Müftüsü Hasan Basri Efendi, Hilmi Efendi (Özkök), Mehmet Necati Efendi; (Köylü), Giritli Ali Efendi (Demirel), Ahmet Hamdi (Öztarhan), Mehmet Hilmi Bey, (Tüzün) ve arkadaşlarıdırlar. Kasaba müftüsü ve ismi sayılan kişiler, Manisa’da kurulmuş bulunan Cemiyet-i İslamiye teşkilatının bir şubesini Kasaba Cemiyet-i İslamiye ismi altında faaliyete geçirirler. Ardından Kasaba Maarifi İslami’ye Cemiyeti’ni kurarlar.
Ali Şentürk Cep: 0537 714 25 35
(Devam edecek)
Yorumlar
Kalan Karakter: