Kasaba’nın cümle kapıları ve onların tokmaklarıAli Şentürk’ün kaleminden KasabaSİZE soruyorum Kasabalılar size? Sizin cümle kapınız kaç kanatlıydı?
Dış kapının tokmağı var mıydı? Yada kapı halkası? Yok muydu !!!
Vaz geçtim, ipli cümle kapı mandalınız damı yoktu? Hani o ipi asılınca tırak açılan kapı mandalından söz ediyorum. Arkadaşım İsmet’le dolaştık Kasaba’nın sokaklarını bir bir. Gördüğümüz her kapı tokmağını, her halkayı tekrar tekrar çalmak geldi içimizden.
Kasaba’nın eski kapı tokmakları ve de kapı halkaları yok olup gitmiş. Hele Kasaba’nın eski cümle kapıları onlarda azaldıkça azalmış. Başka bir değişle o kendine has ruhu olan eski kapılar yok artık. Ya halkaları? Hani o iki kolunla, iki tarafa doğru tüm gücünle çektiğin ve sıvışıp başka halkalara şak / şakladığın kapılar da yok. O kapıdan içeri girince ıtır çiçeklerinin kokusu da yok.
Hani bazen korkuya kapılıp arkasından sürgü taktığımız kapılardan ve onun halkalarından söz ediyorum. Bu kadar kilidimiz de yoktu eskiden.
Eski Kasaba evleri, cümle kapıları, onların tokmakları ya da halkaları güzeldi, sıcaktı. Şimdi ? Şimdi çoğunun içinde kimseler yaşamadığı için can çekişiyorlar. Kapılar, Kasaba’nın eski kapıları, yerinden sökülmüş tokmakları, halkaları, mandalları solgun gülümseyişleriyle gelip birilerinin şak / şaklamasını bekliyorlar.
Eski kapı tokmakları ya da halkaları yankılanan hoş bir sedaydı. O sedalardan ses yok artık. Tokmaklar ve de kapıların arkası, bir zamanlar saklandığımız ve kendimizi güvende hissettiğiz Kasaba’nın görkemli kapıları…Kasaba’nın kapı tokmakları ve halkaları için birçok söylenceler anlatılır: Tokmaklar arası iki kanada ip bağlanırsa “ev sahibi dışarıda” mesajı iletilirmiş. Tek tokmakta bağlı aşağı sarkan ip ise, "kapıyı çalabilirsiniz evdeyim" demekmiş.
Nereden nereye !!!
Ali Şentürk
Dış kapının tokmağı var mıydı? Yada kapı halkası? Yok muydu !!!
Vaz geçtim, ipli cümle kapı mandalınız damı yoktu? Hani o ipi asılınca tırak açılan kapı mandalından söz ediyorum. Arkadaşım İsmet’le dolaştık Kasaba’nın sokaklarını bir bir. Gördüğümüz her kapı tokmağını, her halkayı tekrar tekrar çalmak geldi içimizden.
Kasaba’nın eski kapı tokmakları ve de kapı halkaları yok olup gitmiş. Hele Kasaba’nın eski cümle kapıları onlarda azaldıkça azalmış. Başka bir değişle o kendine has ruhu olan eski kapılar yok artık. Ya halkaları? Hani o iki kolunla, iki tarafa doğru tüm gücünle çektiğin ve sıvışıp başka halkalara şak / şakladığın kapılar da yok. O kapıdan içeri girince ıtır çiçeklerinin kokusu da yok.
Hani bazen korkuya kapılıp arkasından sürgü taktığımız kapılardan ve onun halkalarından söz ediyorum. Bu kadar kilidimiz de yoktu eskiden.
Eski Kasaba evleri, cümle kapıları, onların tokmakları ya da halkaları güzeldi, sıcaktı. Şimdi ? Şimdi çoğunun içinde kimseler yaşamadığı için can çekişiyorlar. Kapılar, Kasaba’nın eski kapıları, yerinden sökülmüş tokmakları, halkaları, mandalları solgun gülümseyişleriyle gelip birilerinin şak / şaklamasını bekliyorlar.
Eski kapı tokmakları ya da halkaları yankılanan hoş bir sedaydı. O sedalardan ses yok artık. Tokmaklar ve de kapıların arkası, bir zamanlar saklandığımız ve kendimizi güvende hissettiğiz Kasaba’nın görkemli kapıları…Kasaba’nın kapı tokmakları ve halkaları için birçok söylenceler anlatılır: Tokmaklar arası iki kanada ip bağlanırsa “ev sahibi dışarıda” mesajı iletilirmiş. Tek tokmakta bağlı aşağı sarkan ip ise, "kapıyı çalabilirsiniz evdeyim" demekmiş.
Nereden nereye !!!
Ali Şentürk