Kamp Günlükleri-10 Hakkari'de Unutulmayacak Bir Hafta
TURGUTLU Zirve Dağcılık Spor Kulübü üyesi Semih Çolak, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen ve bir hafta süren Hakkari Cilo Dağları’nın hikayesini anlattı. Çolak yaptığı açıklamada:
2023 yılının Ekim ayında bir hayalim vardı. Hakkari Cilo Dağları’nın en yüksek zirvesi olan Reşko’ya tırmanmak ve bildiğim kadarıyla Turgutlu’da Türkiye’nin en yüksek 3 dağına tırmanan ilk kişi olmak istiyordum.2020 yılında 4058 metrelik Süphan , 2023 yılında 5137 metrelik
Ağrı Dağı’nın ardından sırada tırmanışlara yeni açılan 4135 metrelik Reşko zirvesi vardı. Çalışmalara çok erken başladım. Ama Hakkari bölgesi bir dağ ile sınırlı kalamayacak kadar muhteşem bir coğrafyaya sahip.O yüzden bize Hakkari Dağları’nı sevdiren isim olan Cilo Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü Başkanı Hacı Tansu Ağabey’e başvurdum.Kasım ayında 2024 yılının Temmuz ayı için çok güzel ve özel bir faaliyet programı oluşturduk .Faaliyete katılacağını ve Turgutlulu diğer arkadaşlarıma da uyum sağlayacağını düşündüğüm dağcı dostlarıma faaliyetin haberini verdim. Kısa sürede 13 kişilik sağlam bir ekip oluşturarak aylar öncesinden “Hakkari Bizi Bekliyor” isimli WhatsApp grubumuzu oluşturduk.
Aradan aylaaaar geçti ve beklenen Temmuz ayı geldi. Grubumuz 11 kişi olarak netleşti. Hepimizde ayrı bir heyecan var. Bilmediğimiz bir coğrafya ve zorlu dağlar bizi bekliyor.Faaliyetteki yol arkadaşlarım Kudret ve İsmail Ağabey ile ; Bekir Ağabey ve Yılmaz Ağabey hep birlikte her zaman olduğu gibi son antrenmanımızı Bozdağ’da yaptık ve hareket gününü beklemeye başladık.
Faaliyetin ilk günü 10.Temmuz.2024
Sabah saat 05:00 te Turgutlu ekibi olarak havaalanı yoluna düşüyoruz. Aracımızı park edip Badim Evren’le buluşup Sabiha Gökçen Havaalanı’na uçuyoruz. İzmirli dostlarımız Müge Oğuz Atik çifti, Anıl Hanım ve Bodrum’dan Melek Hanım’la buluşup Van Ferit Melen Havaalanı’na doğru uçuşa geçiyoruz. Bir gün önceden Van’a ulaşan diğer arkadaşlarımız Murat,Özgür ve Süleyman Ağabeylerle buluşarak bizi bekleyen servisimize biniyoruz. Van’da yemek yedikten sonra yaklaşık 3 saatlik Hakkari yolculuğumuz başlıyor. Yoldan rehber arkadaşımız Beşir’i
alıp Hakkari’ye ulaşıyoruz. Hakkari’de bizi Hacı Tansu karşılıyor. Tanışma ve kısa bir bilgilendirmenin ardından Alper Ağabey’in de grubumuza dahil olmasıyla 13 kişilik ekip araçla 2800 metre yükseklikte yer alan Berçelan Yaylası’na doğru hareket ediyoruz.Akşam saat 19:00 da muhteşem Berçelan Yaylası’ndayız. İki gece burada kalacağız. Çadırlarımızı kurup yemek yedikten sonra kamp taburelerimizde ( Kudret ve Ben ) oturararak manzaranın keyfini çıkarıyoruz.Sabah erkenden kalkıp aklimitizasyon ( yükseğe uyum ) için 3758 metrelik Karadağ’ın zirvesine çıkmayı deneyeceğiz. Gece son hazırlıklarımızı yaptıktan sonra sabah 07:00 de hareket etmek üzere çadırlarımıza çekiliyoruz.
11.Temmuz.2024 sabahında eşsiz gündoğumu manzarasını seyrettikten sonra rehberimiz Beşir’in liderliğinde ilk tırmanışımıza başlıyoruz. Yanımıza çok az su alıyoruz. Her yer su kaynağı. Şişemiz bittikçe suyu kaynağından dolduruyoruz. Ekibimiz uyumlu bir şekilde yavaş
yavaş yükseliyor. Üzerimizde uçan dev kaya kartallarını seyretmek inanılmaz bir keyif. Kısa nefes ve su molalarının ardından tüm ekip başarıyla 3758 metrelik Karadağ’ın zirvesine dokunuyoruz. Zirvede çekilen hatıra fotoğraflarının ardından yönümüzü 3323 metrede yer alan Seyithan Buzul Gölü’ne çeviriyoruz. Acaba eriyen karların oluşturduğu bu soğuk göle girebilecek miyiz diye düşünürken 2 saat sonra kendimizi gölün buzzz gibi sularında yüzerken buluyoruz. Ancak bu soğuğa İsmail Gökçe dışında hiçbirimiz çok fazla dayanamıyoruz. Anılarımızı
ölümsüzleştirdikten sonra kampımıza ulaşmak için inişe geçiyoruz. Çıktığımız disiplinle kampımıza ulaşıp dinlenmeye çekiliyoruz. Sabah 07:00’de hareket edeceğimiz ve aynı gün kamp yüküyle tırmanış yapacağımız için çantalarımızı hazırlayarak erkenden uyku moduna geçiyoruz.
12.Temmuz.2024 Cuma sabahı 05:00 te kalkıp kampımızı toplamaya başlıyoruz. 07:00 de hareket edeceğiz. Kamp temizliğimizi de yaptıktan sonra çantalarımızı aracımıza yüklüyoruz. 07:15’te Berçelan Yaylası’na veda edip Yüksekova yoluna düşüyoruz. Yolumuz uzun... Kontrol noktalarından bir bir geçip Yüksekova’da bizi bekleyen Hacı Tansu ve diğer grupla ( TUDOST ) buluşuyoruz. Burada dağcı dostlarım Nesrin ve İbrahim’i görmek beni oldukça mutlu ediyor. Selamlaşıp, sohbet ederek hasret gideriyoruz. Kısa bir dinlenme , yemek ve alışveriş
molasından sonra iki grup Serpel Yaylası’na doğru hareket ediyoruz. Yaylada gücümüzü ve enerjimizi toplayıp 20 kiloluk kamp yüklerimizi sırtlanıyoruz. Evet, yanlış okumadınız kamp yüklerimizin ağırlığı yaklaşık 20 kg. Sırtımızda bu yükle 2100 metredeki Serpel’den 2900 metrede bulunan Cilo Dağları ana kampına; yani Horkedim Yaylası’na çıkacağız. Bu tırmanışımız neşeli ama zorlu geçiyor. İki grup 6 saatlik bir tırmanış sonunda sağlıklı bir şekilde Horkedim Yaylası’na ulaşıyoruz. Benden önce kampa ulaşan Kudret ve İsmail Ağabey tahmin ettiğim gibi çadırları kurmuşlar. Bu manzarayı görünce bütün yorgunluğum gidiyor. Bu kampta iki çadırda kalacağız.Birinde İsmail Ağabey, diğerinde biz. Bir an önce kampa yerleşip karnımızı doyuruyoruz. Sabah zorlu bir tırmanış bizi bekliyor. Akşam kamp alanında bilgilendirme toplantımızı yapıyoruz. Ardından son malzeme kontrollerini bizzat yapıyorum. Teknik bilgilendirmeler tarafımdan tüm arkadaşlarıma yapılıyor. Kesin sessizlik saati olan 21:00 de çadırlarımıza çekiliyoruz. Hareket saatimiz 03:45. Daha çok buzulun olduğu bu kampta gece önceki gecelere oranla daha serin. Çantamı hazırlıyorum ancak uyku tutmuyor. Kudret’e bakıyorum çoktan uyumuş. Aylardır hayalini kurduğumuz tırmanış için artık sayılı
saatler kaldı diye düşünürken ben de uyuyakalıyorum.
13.Temmuz.2024 saat 02:30 ‘da büyük tırmanış için uyanıyoruz. Suyumuzu kaynatıp birer bardak çorbamızı içerek yatmadan önce hazırladığımız zirve çantalarımızı son defa kontrol ediyoruz. TUDOST ekibi Hacı Tansu rehberliğinde 03:30 da tırmanışa başlıyor. Biz de hemen
arkalarından toplanıp rehberimiz Beşir liderliğinde kafa lambalarımızın ışığında tırmanışa başlıyoruz. Kılçık geçişine kadar bu şekilde mesafemizi koruyacağız. Kılçık hattında birleşip emniyetli şekilde hep birlikte zirve tırmanışı yapacağız.Ç ok güzel bir tempoda yürüyüşümüz devam ediyor. 05:00 te ilk molamızı veriyoruz. Kıyafet , nefes ve su kontrollerimizi yapıyoruz. Herkes çok heyecanlı .Tırmanışın artçısı ve faaliyetin sorumlusu olarak zaman zaman herkesi tek tek kontrol ediyorum. İlk buzul geçişinde diğer grupla birleşiyor ve topluca kramponlarımızı
takıyoruz. Aranın biraz açılmasını bekledikten sonra biz de yan buzul geçişine başlıyoruz. Yaklaşık 2 saatlik buzul yürüyüşünün ardından kramponlarımızı çıkarıyoruz. Hepimiz çok temkinli ve dikkatliyiz.Dinleniyoruz.1 saatlik patika yürüyüşünden sonra tekrar buzul geçeceğiz. Yine kramponlarımızı takıyoruz fakat kısa süre sonra çıkarıyoruz. Kayada kramponla yürümek zor. Derken bir de bakmışız ilk kılçık geçişine gelmişiz. TUDOSTlu dostlarımız bizi bekliyor. İlk geçişi Beşir’in desteğiyle adeta diz üstünde geçiyoruz. Ardından Sevgili dostum Nesrin’in
yardımlarıyla ipe girerek bir ipli çıkış gerçekleştiriyoruz.20 dakikalık kaya tırmanışının ardından Reşko’nun meşhur son kılçık hattına geliyoruz. Artık neredeyse zirveyi görüyoruz. Dostlarım Hacı Tansu , Nesrin , İbrahim ve Beşir güvenli bir şekilde ip emniyetini alıyorlar. Emniyet
kemerimizle,pursik ve karabinalarımızın yardımıyla zorlanmadan bu tehlikeli geçişi tamamlıyoruz. Artık geriye yarım saatlik bir tırmanış kaldı.E vet, hayaller gerçeğe dönüşmek üzere...
Saat 11:30’da tüm ekip Türkiye’nin 2. Yüksek zirvesine dokunuyoruz. Hakkari Cilo Dağları’nın 4135 metrelik Reşko zirvesindeyiz. Tarif edilmez bir mutluluk yaşıyoruz. Videolar çekiyoruz , canlı yayınlar yapıyoruz, fotoğraflar çektiriyoruz , sevdiklerimize selam gönderiyoruz. 25
kişiyle zirvedeyiz, inanılmaz bir başarı...
Fotoğraf sırası bize geldiğinde ise tekli fotoğraflarımızdan sonra, İsmail Gökçe , Kudret Ulutaş ve Ben Turgutlu Zirve Dağcılık Spor Kulübü pankartımızla zirvemizi ölümsüzleştiriyoruz. Canlı yayında bize Hakkari dağlarını sevdiren kişi olan Hacı Tansu’ya “Bir Sevdadır Yüksek Dağlar” isimli kitabımı hediye edebilmenin mutluluğunu yaşıyorum. Yüksek dağlardaki yol arkadaşlarım Tenzig ve İbiş de zirvede hatıra fotoğrafı çektiriyor. Dostum Kudret zirvede Turgutlulu şehitlerimizin isimlerinin yazılı olduğu bir pankart açıyor ve çok anlamlı bir konuşma
yapıyor. Şehitlerimizin aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Bu coşkumuz yaklaşık bir saat sürüyor. Tüm sporcuların yer aldığı toplu fotoğraf çekiminin ardından yine aynı disiplinle inişe geçiyoruz.
4000 metrede eriyen kar sularıyla boşalan su şişelerimizi dolduruyoruz. Yolumuz uzun,su en büyük ihtiyaç. Kısa bir iniş sonrası çıkışta kurmuş olduğumuz ip hattını kullanarak kılçığı rahatça geçiyoruz. Çıkarken ip kullanmadığımız ilk kılçıkta bu sefer kazma ve ip emniyeti alarak
iple iniş gerçekleştiriyoruz. İki grubun uyumu mükemmmel. Sonrasında kramponlarımızı takıp , kazma ve batonlarımızın desteğiyle 2 saatlik bir inişi tamamlıyoruz. Biraz mola ve yürüyüşe devam. Gün batmadan , kar tam olarak cam buza dönmeden vadiye ulaşmayı hedefliyoruz. Son kez krampon takılacak alana ulaşıyoruz. Bir saatlik yan buzul geçişini başarıyla tamamlayıp kramponlarımızı bir daha takmamak üzere çantalarımıza kaldırıyoruz. Sonunda vadiye ulaşıyoruz. Şimdiki hedefimiz de hava kararmadan kamp alanına sağ salim ulaşmak. Tüm ekipte müthiş bir inanmışlık var ve herkes saat 20:00 de sağlıkla kamp alanına ulaşıyor. Hepimiz zorlu Reşko zirvesine tırmanmış olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Sanki kimse yorulmamış gibi. Herkes ertesi günkü kamp yüklü inişi bekliyor. Serpel’e inip otelimize yerleşeceğiz. Yorgun , bitkin ama huzurlu bir şekilde çadırlarımıza çekiliyoruz. Sabah 08:00 de Serpel’e ulaşmak için tekrar yüklerimizi sırtlanacağız.
14.Temmuz Pazar gününe müthiş bir mutlulukla uyanıyoruz. Kampımızı toplayıp , çevre temizliğimizi yapıyoruz ve Horkedim’den ayrılıyoruz. Yaklaşık 20 kiloluk kamp yüküyle 5 saatlik inişi tamamlayıp Zap Suyu geçişine geliyoruz. Sıcakta botlarımızı çıkarıp yüklerimizin ağırlığıyla birbirimizle yardımlaşarak karşı yakaya geçiyoruz. Saat 12:00 de Serpel Yaylası’na ulaşıyoruz. Karpuzlarımızı yiyip araçlarımıza yerleşiyoruz. Yüksekova’ya doğru hareket ediyoruz. Yüksekova’da leziz bir yemekle kendimizi ödüllendirdikten sonra Hakkari merkezdeki otelimize yerleşmek üzere yola koyuluyoruz. Yol üzerinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yaptığı Gençlik Köprüsü’nde hatıra fotoğrafı çektiriyoruz. Bir saatlik yolculuğun ardından Hakkari’deki otelimize yerleşiyoruz. Ama tabi ki faaliyetimiz bitmiyor. Daha göreceğimiz yerler var. Pazartesi günü Cennet Cehennem Vadisi ve muhteşem güzellikteki Kaval Şelalesi’ne gideceğiz. Erkenden uykuya geçiyoruz. 15.Temmuz.2024 te ise iki saatlik bir araç yolculuğundan (yol üzerinde eşsiz bir şelaleyi de rehberimiz Beşir sayesinde keşfediyoruz) sonra Cennet Cehennem Vadisi’ndeki yürüyüşümüz başlıyor.Vadinin Cehennem olarak adlandırılan kısmı aslında bir cennet.Binlerce yıllık buzullar, onların oluşturduğu buzul şelalesi ( dünyanın sayılı buzul şelalelerinden ) ve muhteşem bir buzul gölü bizi karşılıyor 4 km.lik yolun sonunda. Burası oldukça serin ama kahvelerimiz içimizi ısıtıyor.4 km.lik dönüş yürüyüşünün ardından bir cennete daha ulaşmak için yola düşüyoruz. Kaval Şelalesi’nin serin sularına girmek için sabırsızlanıyoruz. Yine uzun bir araç yolculuğundan sonra Kaval Şelalesi’ne ulaşıyoruz. Tabi ki şelale göletine girerek yorgunluğumuzu atıyoruz. Faaliyet programımızda yer alan son nokta olan Kaval Şelalesi’ne veda ederek son gecemiz için Hakkari’ye dönüyoruz. Hep birlikte bir kutlama yemeği yedikten sonra rehberlerimizle vedalaşarak otelimize geçiyoruz.
16.Temmuz.2024 Ayrılma Vakti
Sabah 09:00 da Van Ferit Melen Havaalanı’na gitmek üzere otelden ayrılıyoruz.Bir grup Van’da kalacak.
Biz de vaktimizin elverdiği ölçüde Van’da kısa bir şehir turu yaptık ve havaalanına geçerek uçağımızı beklemeye başladık. Sabiha Gökçen aktarmalı uçağımız yaklaşık 3 saatlik bir rötarla sabah 04:00 te İzmir Adnan Menderes Havaalanı’na inebildi. Reşko’dan dönen Turgutlu
Zirve Dağcıları olarak Atik çiftiyle vedalaşıp 17.Temmuz sabahı saat 05:00 ‘te Turgutlu’ya döndük...
Bu unutulmaz ve kusursuz faaliyetin gerçekleşmesinde büyük emekleri olan Sevgili Hacı Tansu’ya, Cilo Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü’ne , Rehberimiz Beşir Argeş’e , Reşko tırmanışından emniyet almamızda ve sağlıkla zirveye tırmanmamızda bize yardımcı olan dağcı
dostlarım Nesrin Çamlıdereli ve İbrahim Bedir’e çok teşekkür ederim. Ayrıca faaliyetin tüm hazırlık aşamasından son gününe kadar bana hep destek olan AİLEME, zirve arkadaşlarım Kudret Ulutaş’a , İsmail Gökçe Ağabey’e, Müge Oğuz Atik çiftine ve muhteşem bir uyum gösteren tüm ekibe sonsuz teşekkürler.
Bir sonraki Kamp Günlükleri’nde buluşmak üzere,hoşçakalın.
Zirvede kalın...